Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; asıl davanın kabulü ile 2014/17273 takip sayılı ödeme emrinin iptaline, birleşen 2014/562 esas sayılı davanın kısmen kabulüne, 2014/26362 takip sayılı ödeme emrinin iptaline, birleşen 2014/494 esas sayılı davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa'nın 86, 88/16, 102 ve 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddeleridir. 5510 sayılı Yasa'nın 88.maddesinde, “Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında ......

    -2- Davanın yasal dayanaklarından olan 506 Sayılı Kanunun 80. maddesi hükmünde, Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. 6183 Sayılı Kanunun 25.05.1995 tarih ve 4108 Sayılı Kanunun 11. maddesi ile değişik mükerrer 35. maddesi hükmüne göre de; Kurumun, işveren tüzel kişilerde olan prim ve diğer alacaklarının, işveren tüzel kişilerin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde, işbu Kurum alacaklarının gerçekleştiği yada ödenmesi gereken dönemde işveren şirketi borç altına sokma ve yönetme yetkisini haiz kanuni temsilciler Kuruma karşı şahsi mal varlıkları ile sorumlu tutulmuşlardır....

      Şti. ile şirket müdürü ... ’ın borcundan dolayı davalı Kurum tarafından 6183 sayılı Yasanın 79. maddesine göre gönderilen haciz bildirimine süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle davalı kurumca ödeme emri gönderildiğinden bahisle, borçlu olmadığının tespiti ile gönderilen ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve 07.05.2008 gün ve 18526, 18527, 18528 sayı ile gönderilen toplam 36.027,32-TL tutarındaki ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir. İş Mahkemeleri 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikteki özel mahkemelerdir. 506 sayılı Yasanın 134. ve 5510 sayılı Yasanın 101. maddesinde, "Bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde görüleceğini" kurala bağlamıştır....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, menfi tespit ve haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili ve davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Ödeme emri iptali davalarında 6183 sayılı Kanunun 58. maddesi gereğince, itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki kamu alacağının %10 zamla tahsil edileceği öngörülmüştür. Davacı eldeki davada menfi tepit ve haczin kaldırılmasını istemiştir....

          Salt 6183 sayılı Kanun'da açık bir düzenleme bulunmadığı gerekçesi ile hak düşürücü süreyi kaçıran 3. şahıs için menfi tespit davası imkânını kabul etmemek büyük hak kayıplarına neden olabilecektir." içtihadı da dikkate alınmalıdır....

          Dava, 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, davacı banka, davalı idare borçlusunun kendilerinden herhangi bir alacağının olmadığını ileri sürmektedir. Bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan inceleme sonucunda, bankacı bilirkişiden alınan 09.01.2017 tarihli raporda; dava dışı davalı borçlusu ...ın 22.01.2009 tarihinde davacı banka nezdinde hak ve alacağının olmadığı tespit edilmiştir. Bu halde mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesine dayalı menfi tespit istemli davada, davacı tarafa gönderilmiş ikinci haciz ihbarnamesinin bulunmadığı, bu itibarla; İİK 89/3 maddesindeki koşulların oluşmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

            Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur....

              Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki belgeler okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiş olup, “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunludur....

                Başkanlığı tarafından %...’lik teşvik primi alacağına ilişkin olarak gönderilen yazıya karşı açılan menfi tespit istemine ilişkin olup davalı taraf ... olmakla davanın 5510 Sayılı Kanunu’nun 88.maddesinde Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkili olduğunun belirtilmesine göre mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devam ile hüküm tesisi isabetli değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik gerek bulunmadığına, ........2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  nin hak ve alacağı bulunduğu tespit edilen davacıya, 20/02/2014 tarihinde tebliğ edilen ...tarih ve ...sayılı haciz bildirisi ile söz konusu hak ve alacağın haczedildiği bildirildiği halde 7 gün içinde itirazda bulunulmadığından mal elinde ve borç zimmetinde sayılarak ödeme emri düzenlendiği anlaşılmaktadır. Olayda, haciz bildirisinin tebliğinden başlayarak yedi gün içinde belirtilen nedenlerle herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır. Ancak 6183 sayılı Kanunun 79. maddesiyle, yedi günlük sürede alacaklı tahsil dairesine itirazda bulunmayan üçüncü şahıslara, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla borçlu olmadığını veya malı elinde bulundurmadığını ispat etme imkanı tanınmış olup, buna göre davacı tarafından ...tarih ve ...Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığı görüldüğünden söz konusu karar hakkında bilgi edinilerek bir karar verilmesi gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu