Davalı üçüncü kişi şirket tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. Bu hususun tespiti yapılamamıştır. Bu nedenle geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığından icra müdürlüğü tarafından verilen 28/09/2021 tarihli kararın hukuka aykırı olması sebebiyle şikayetin kabulü ile İstanbul 1. İcra müdürlüğü 2021/13604 esas sayılı dosyasında icra müdürlüğü tarafından verilen 28/09/2021 tarihli kararın kaldırılmasına , geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığından takibin devamına dair hüküm kurulmuştur ..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin kabulü ile İstanbul 1. İcra müdürlüğü 2021/13604 esas sayılı dosyasında icra müdürlüğü tarafından verilen 28/09/2021 tarihli kararın kaldırılmasına, geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığından takibin devamına," karar verildiği görülmüştür....
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Alınması gereken 179,90 TL karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik 99,20 TL harcın davacı alınarak hazineye gelir kaydına, 3- Dosyanın İstinaf Mahkemesine gönderilmesi amacıyla yapılan harç, posta masrafı ve tebligat giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, 4- İnceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5- Kararın mahkemesince bilgi mahiyetinde taraflara tebliğine, Dair, HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda İİK. 7165 sayılı kanun ile değişik 364. maddesi gereğince dava değerinin 238.730,00 TL'nin altında kalması nedeni ile kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
Anılan madde hükmüne göre zamanaşımı süresi beş yıldır. 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanun ile bu konuda yeniden bir düzenleme yapılarak 506 sayılı Kanunun 80. maddesinin beşinci fıkrasında değişiklik yapılıp, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanunun 51. maddesiyle birlikte 102. maddesinin de uygulanmayacağı hükme bağlanarak 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki duruma dönülmüştür....
Kaldı ki, bir alacağın salt devlet, il özel idaresi ya da belediyeye ait olması dahi bu alacağın 6183 sayılı Kanun kapsamında bir amme alacağı olarak tanımlanmasını ya da bu Kanun dairesinde tahsilini sağlamayacaktır. 6183 sayılı Kanun'un 1. maddesine göre devletin, il özel idarelerinin ve belediyelerin sözleşmeden, haksız fiilden ve haksız iktisaptan kaynaklanan alacakları 6183 sayılı Kanun'un kapsamına girmemektedir. TMSF; devlet, il özel idaresi ya da belediye tüzel kişiliği içinde yer almadığına göre, 6183 sayılı Kanun’un 1. maddesine göre, Fon'un her türlü alacağının amme alacağı sayılamayacağının kabulü gerekir. Bununla beraber 4389 Kanun’un 15/3. maddesinin ilk cümlesinin Fon alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun’un uygulanacağı yönündeki düzenlemesi, Fonun hiçbir ayrım yapılmadan tüm alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun’un uygulanmasının mümkün olup olmadığı sorusunu akla getirmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekir. Yargıtay içtihatları ve 2004 sayılı İİK 106. maddesi gereğince; alacaklı taşınır malın haczinden itibaren 6 ay içinde satılmasını isteyebilir. 2004 sayılı İİK 110. maddesi gereğince ise bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya icra müdürü tarafından verilecek karar gereği gerekli gider on beş gün içinde depo edilmezse veya talep geri alınıp da kanuni müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar. Tirebolu İcra Dairesinin 2018/456 Esas sayılı dosya incelemesinde 22.10.2018 tarihinde haciz yapıldığı, Tirebolu İcra Dairesi 2018/456 Esas sayılı dosya yazı cevaplarında 27.02.2020 tarihi itibariyle satış talebinde bulunulmadığı, 24.06.2020 tarihi itibariyle satış avansının yatırılmadığı anlaşılmıştır....
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Peşin harç yeterli olmakla başkaca harca yer olmadığına, 3- Dosyanın İstinaf Mahkemesine gönderilmesi amacıyla yapılan harç, posta masrafı ve tebligat giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, 4- İnceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5- Kararın mahkemesince bilgi mahiyetinde taraflara tebliğine, Dair, HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda İİK. 7165 sayılı kanun ile değişik 364. maddesi gereğince mahcuzların değerinin 78.630,00 TL'nin altında kalması nedeni ile kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi....
Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz." hükmüne, aynı yasanın 101. maddesindede "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür."hükmüne yer verilmiştir Somut olayda, dava, prim borçları nedeniyle 6183 sayılı yasa kapsamındaki takibe konu gayrimenkul satış ihalesinin feshi istemine ilişkin olup,5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 88/19 ve 101.maddeleri gereğince 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde İş Mahkemesinin görevli olduğu belirlenmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın Aydın 1.İş Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'...
Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz." hükmüne, aynı yasanın 101. maddesindede "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür."hükmüne yer verilmiştir Somut olayda, dava, prim borçları nedeniyle 6183 sayılı yasa kapsamındaki takibe konu gayrimenkul satış ihalesinin feshi istemine ilişkin olup,5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 88/19 ve 101.maddeleri gereğince 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde İş Mahkemesinin görevli olduğu belirlenmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın Aydın 1.İş Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'...
ın, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'un 16/1-4 maddesi gereğince 30.000.00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 5/5. maddesi uyarınca ödenmeyen para cezasına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesinde belirtilen gecikme zammı oranının yarısı oranında gecikme zammı uygulanmasına dair Bağcılar 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/06/2005 tarihli ve 2004/1035 esas, 2005/382 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 27/03/2011 gün ve 2011/3324/16049 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.05.2011 gün ve 2011/156376 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu....