Ancak; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 11/1. maddesi gereğince, aynı Yasanın 5. maddesinde öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından uygulanabileceği gözetilmeden; somut olayda ceza sorumluluğu olan ve hakkında mahkumiyet kararı kurulan suça sürüklenen çocuk hakkında, anılan Yasanın 5. maddesinde yazılı bakım tedbirine hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 Sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 Sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükümden 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'na göre bakım tedbirinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar...
Koruma kararı verilmesi istenen çocuk 5395 Sayılı Kanunun 3. maddesinde belirtilen suça sürüklenen çocuklardan da değildir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 6. maddesine göre bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede olan veya manen terk edilmiş durumda bulunan küçüğü ana ve babadan alıp, bir aile ya da kuruma yerleştirmeye ilişkin tedbirlerin Aile Mahkemesince alınabileceği hükme bağlanmıştır. Benzer şekilde 2828 Sayılı Kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında koruma kararı alma, koşullarının varlığı halinde korunma kararının uzatılması ve korunma kararının kaldırılmasına ilişkin karar verme 4787 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 18.01.2003 tarihinden itibaren Aile Mahkemesinin görev alanına girmiştir. Bu durumda, çocuk hakkındaki koruma kararı verilmesine ilişkin davanın Aile Mahkemesinde görülmesi gerekir....
Dosya içeriğine göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.Ancak; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 11. maddesi gereğince aynı Kanun'un 5. maddesinde öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından uygulanacağı gözetilmeden, ceza sorumluluğu olan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5/1-b maddesindeki eğitim tedbirine hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ve müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; 5395 sayılı Yasanın 5/1-b maddesi uyarınca eğitim tedbirine ilişkin kısımların hüküm fıkrasından çıkartılmasına karar verilmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda hakkında acil koruma tedbiri talep edilen çocuğun 5395 Sayılı Yasa'nın 3. maddesinde tanımı yapılan korunma ihtiyacı olan çocuklardan olup, 5395 sayılı Yasa'nın amaç ve kapsamını düzenleyen 1 ve 2 ve 9. maddeleri ile görevli mahkeme yönünden yukarıda yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, bu kanun kapsamında tedbir talepleri ile ilgili olarak Çocuk Mahkemeleri yetkili kılınmıştır. Bu durumda, acil koruma kararı verilmesine ilişkin davanın Çocuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Çocuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda özetlenen âmir hükümler gözetilmeyerek, cezaî sorumluluğu bulunan suça sürüklenen çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5. maddesinin (a) bendi uyarınca danışmanlık ve (d) bendi uyarınca da sağlık tedbirine hükmolunması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafilerinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle kısmen isteme aykırı kısmen de isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından suça sürüklenen çocuklar hakkındaki ‘5395 sayılı Çocuk Koruma Yasasının 5. maddesi uyarınca danışmanlık ve sağlık tedbiri uygulanmasına’ ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, B- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi 5395 sayılı Kanuna Göre Koruma Kararı istemine ilişkin olarak açılan davada Sivas Çocuk ile Manavgat 1. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan Mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan Adlî Yargı İlk Derece Hukuk Mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, korunmaya ihtiyacı olan çocuk hakkında verilen uygulama planının onaylanması istemine ilişkindir....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R – Dava, korunma ihtiyacı olan çocuk hakkında koruma ve bakım tedbirine karar verilmesi istemine ilişkindir. Çocuk Mahkemesince, talebin Çocuk mahkemelerinde değil Aile Mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.Aile Mahkemesi ise, 5395 Sayılı Çocuk Koruma Yasasının 77....
Ancak; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 11/1. maddesi gereğince, aynı Yasanın 5. maddesinde öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından uygulanabileceği gözetilmeden; somut olayda ceza sorumluluğu olan ve hakkında mahkumiyet kararı kurulan sanık hakkında, anılan Yasanın 5. maddesinde yazılı danışmanlık tedbirine hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 Sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 Sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükümden sanık hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'na göre danışmanlık tedbirinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi Taraflar arasındaki koruyucu-destekleyici tedbir kararı istemine ilişkin davada İstanbul 15. Aile ve İstanbul 6. Çocuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çocuk hakkında koruyucu-destekleyici tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. İstanbul 15. Aile Mahkemesince, 5395 sayılı Kanunun 1/4. maddesine göre görevli mahkemenin çocuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 3....
(HGK’nun 16.01.2013 tarih, 2012/2-563 esas, 2013/69 karar sayılı ilamı) Yukarıda açıklandığı üzere 5395 Sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesiyle 2828 sayılı Kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevi Çocuk Mahkemelerinin görevi kapsamına alınmıştır...... ilinde Çocuk Mahkemesi bulunmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. 2- Kabule göre de; koruma kararının kaldırılmasına yönelik istek koruma altında bulunan çocuğun hak ve menfaatleriyle ilgilidir. Bu sebeple davanın hakkında koruma kararı alınmış olan kişi küçük ise veli veya vasisine, ergin ise koruma altına alınan kişiye yöneltilmesi gerekir. Bu husus nazara alınmadan evrak üzerinde eksik hasım ve eksik incelemeyle hüküm kurulması da doğru görülmemiştir....