Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasının 2 nolu paragrafının baş kısmındaki "TCK.nın 57. maddesi gereğince" sözlerinden önce "sanık hakkında koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbiri uygulanmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    gördüğü hastanelerden tedavi kayıtları celp edilip hastaneye sevk edilerek yatılı kişisel ilişki kurulmasının çocuğun sağlığı için tehlike teşkil edip etmeyeceği yönünde rapor alınıp sonucu uyarınca karar verilmesi için ilk derece mahkemesinin kişisel ilişkiye yönelik 3. bendinin kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, gönderme kararı yönünden kesin, diğer yönlerden temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiş, bu karar davalı erkek tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 09.12.2019 tarih 2019/5101 Esas 2019/12013 Karar numaralı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, dosyanın ilk derece mahkemesine gitmesi üzerine ilk derece mahkemesince kişisel ilişki yönünden gerekli inceleme yapılmış sonucunda davalı baba ile çocuk arasında yatılı kişisel ilişki kurulmuş ve bu karar davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir....

      üst sınırı itibarıyla aynı Kanun’un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 8 yıllık asli ve 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, suç tarihi olan 22/09/2007 ile inceleme günü arasında ilaveli dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sanık hakkında açılan kamu davasının aynı Yasa'nın 322 ve 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddeleri gereğince zamanaşımı sebebiyle DÜŞMESİNE, 2-Zimmet suçundan verilen hükme ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Bozmaya uyularak gereği yerine getirilmek, delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen ceza verilmesine yer olmadığına ve koruma ve tedavi amaçlı güvenlik tedbiri uygulanmasına dair hüküm usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan Hazine vekili ile sanık müdafin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA 23/05/2022 tarihinde oy...

        ın suç tarihinde ceza ehliyeti bulunmadığına ilişkin Adli Tıp 4.İhtisas Kurulunun 28.01.2009 tarih ve 434 sayılı raporu ve Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'nun 04.06.2009 tarih ve 179 sayılı raporu göz önünde bulundurularak sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 32 ve 57.maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilmesine, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınmasına dair mahkeme kararı yasaya uygun olduğundan, sanık ...'nun suç delillerini gizleme suçu yönünden elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, müdahil ... vekilinin eksik incelemeye, delillerin takdirinde hata yapıldığına, sanık ...'...

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kişisel ilişki sebebiyle çocukların huzurunun tehlikeye girdiği, davalının çocuklara ilgili davranmadığı, çocuklara hoşlanmayacakları şekilde davrandığı ve çocuklara karşı hoşlanmayacakları şekilde söylemlerde bulunduğu, bu durumun çocukların hem fiziksel hem de ruhsal yönden gelişimini olumsuz etkileyeceği, velâyette ve de kişisel ilişkide asıl olanın çocukların yüksek menfaati olduğu, aldırılan sosyal inceleme raporu, idrak çağındaki ortak çocukların duruşmadaki beyanları, dinlenen tanıklar ve tüm dosya kapsamına göre çocuklarla davalı anneleri arasında mevcut olan kişisel ilişki düzenlemesinin çocukların yüksek menfaatine uygun olmadığı, davalı anne ve çocuklar arasındaki kişisel ilişkinin çocukların gelişimlerini olumsuz etkileyeceği kanaatine varıldığı belirtilerek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 324 üncü maddesi şartlarının somut olayda gerçekleştiği gerekçesi...

            ı kasten silahla yaralama suçundan, TCK'nin 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 32/1-2, 62, 57/6, 32/son delaletiyle 57/1-2 ve CMUK'un 326/son maddeleri uyarınca 3 yıl 5 ay 20 gün hapis cezası, sanığın cezasının tamamının akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak infazına, sanığın koruma ve tedavi amaçlı olarak yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına (iki kez) 2-) Katılanlar ... ve ... ile mağdurlar ..., ..., ... ve ...'yi kasten silahla yaralama suçundan, TCK'nin 86/1, 86/3-e, 32/1-2, 62, 57/6, 32/son delaletiyle 57/1-2 ve CMUK'un 326/son maddeleri uyarınca 2 yıl 7 ay 7 gün hapis cezası, sanığın cezasının tamamının akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak infazına, sanığın koruma ve tedavi amaçlı olarak yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına (altı kez) TÜRK MİLLETİ ADINA 1- Sanık ... hakkında mağdurlar ..., ..., ..., ..., ... ve ...'...

              Çocuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, TMK 311. ve 312. maddeleri gereğince anne ve babanın rızası aranmaksızın evlat edindirilmesine izin verilmesi istemine ilişkindir. Küçükçekmece 3. Aile Mahkemesince, küçük hakkında Medeni Kanun gereği rıza tespitinin yapılması talebinin 5395 sayılı yasanın girmesinden itibaren 2828 sayılı kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşulların varlığı halinde bu kararı kaldırma görevinin çocuk mahkemesinin görevi kapsamına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Küçükçekmece 2....

                Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden tarafların eşit paylarla malik oldukları 388 ada 35 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 2863 Sayılı Yasa hükümleri gereğince korunması gerekli Tarihi ve Kültür varlığı niteliğindeki binanın koruma kurulunca alınan karar gereğince koruma altına alındığı, ancak davalının Koruma Kurulu kararını gözardı ederek binada bir takım değişiklikler meydana getirdiği ve bunun koruma kararına ters düştüğü yapılan keşif ve elde edilen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 3386 Sayılı Yasa ile değişik 9.maddesinde de aynen " Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararları çerçevesinde Koruma Kurulunca alınan kararlara aykırı olarak korunması gerekli taşınmaz Kültür ve Tabiat varlıklarında her çeşit inşai ve fiziki müdahalede bulunmak bunların yeniden kullanımına açmak veya kullanımlarını değiştirmek yasaktır....

                  Hukuk Dairesinin 21.04.2015 gün ve 2015/5053 E., 2015/8143 K. sayılı kararı ile: "..1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını yasada öngörülen ( TMK m. 324/1) yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer sebepler varsa hakim tarafından kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir ( TMK m.324/2 ). Toplanan delillerden mahkemenin de kabulünde olduğu üzere müşterek çocuğun davalı annenin erkek arkadaşının tacizine uğradığı ve idrak çağında olan çocuğun annesini görmek istemediğini beyan ettiği anlaşılmaktadır....

                    C-Tedbir ( 4721 S. TMK M. 169 ), İştirak ( 4721 S. TMK M. 182/2) Ve Yoksulluk Nafakası ( 4721 S. Tmk M. 175 ) Talebi Bakımdan: İşbu talep; 4721 s. TMK’ nun 169., 182/2. ve 175. maddeleri gereğince tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası istemine ilişkindir. 4721 s. TMK’ nun 169. maddesinde; “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. 4721 s. TMK’ nun 175. maddesinde; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. 4721 s....

                    UYAP Entegrasyonu