Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kişisel ilişki kurulmasına ilişkin olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, üçüncü kısmı hariç, ikinci kitabında yer almaktadır. Görev, kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK m. 118-395) kaynaklanan bütün davaların, aile mahkemeleri kurulan yerlerde bu mahkemelerce bakılacağını; aynı Yasanın 2. maddesi de, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde bu kanun kapsamına giren dava ve işlerin asliye hukuk mahkemelerinde bakılacağını hükme bağlamıştır....

    Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Toplanan delillerden, davalının İstanbul’da ailesi ile yaşadığı, AMATEM’de tedavi görüp, taburcu olduğu, dosya içesinde, davalının madde bağımlılığın devam ettiğine, yatılı kişisel ilişki kurulmasının çocuğun bedensel ve ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkileyeceğine dair bir delil bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, müşterek çocuk İpek ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişki yetersizdir. Ancak, bu husustaki yanlışlığın giderilmesi de yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümü de Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b.2. maddesi uyarınca düzeltilerek, yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmiştir. Velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK. md.182/2)....

    sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 236/1. maddesi gereğince takas edilmesi sonucunda 12.500TL katılma alacağının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya ödenmesine karar verilmiştir....

      Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçılar, kişisel olarak (4721 s.lı TMK 599/2 m) ve müteselsilen (TMK 641 m) sorumludurlar. Her ne kadar, davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan Mustafa'nın mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Başka bir anlatımla, mirasçılık sıfatına sahip olduğundan (TMK'nun 499), alacaklı ve borçlu sıfatı davacı sağ eş de birleşmiştir. Taraflarca, mirasçılardan her hangi birinin mirasçılık sıfatını yitirdiği (4721 s.lı TMK 511 vd, 578 vd, 605 vd m.leri) iddia edilip kanıtlanmamıştır. Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacıda dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar....

        Kooperatif ödemelerinin 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde tamamlanması durumunda, eşler lehine katkı payı alacağı, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonraki dönemde tamamlanması halinde ise değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakkı doğabilecektir. Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı, bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir....

        Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçılar, üçüncü kişilere karşı kişisel olarak (4721 Sayılı TMK mad. 599/2) ve müteselsilen (TMK mad. 641) sorumludurlar. Her ne kadar, davacı/karşı davalı ve davalı/karşı davacı temyize konu davaları terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı/karşı davalı ve davalı/karşı davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan Ferda Kahya'nın mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Başka bir anlatımla, mirasçılık sıfatına sahip olduğundan (TMK mad. 499), alacaklı ve borçlu sıfatı davacı sağ eşte ve mirasçı çocuk da kısmen birleşmiştir. Taraflarca, mirasçılardan herhangi birinin mirasçılık sıfatını yitirdiği (4721 Sayılı TMK 511 vd., 578 vd., 605 vd. maddeleri) iddia edilip kanıtlanmamıştır....

          Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar yasa gereğince edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK m.222). Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse, konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olayda; taraflar 02/09/1988 tarihinde evlenmişler, boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 20/12/2016 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi, boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihine kadar mal ayrılığı ( 743 sayılı TKM m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir ( 4722 sayılı yasanın m.10, TMK m.202/1 )....

          Dava, çocukla kişisel ilişkinin kaldırılmasına ya da sınırlandırılmasına ilişkindir. Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK m. 323). Düzenli kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmek, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Bu hak, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kendilerinden alınabilir (Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m. 4). Kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Değişen durum ve şartlara göre her zaman dava açılabilir....

          İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 324 üncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 3 üncü ve 9 uncu maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 5395 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin (b) bendi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 3. Değerlendirme 4721 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesi gereğince çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Dava, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemine yönelik olup; kişisel ilişkiye yönelik her talep başlı başına kamu düzenine ilişkin değildir....

            Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 01.11.2022 tarihli ve 2022/1072 Esas, 2022/1676 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasındaki boşanma davasının 29.09.2016 tarihli ön inceleme duruşmasında, müşterek çocuğun geçici velâyetinin anneye verilerek baba ile tedbiren kişisel ilişki tesis edildiği, mevcut tedbiren kişisel ilişkinin boşanma davasının kesinleşmesine kadar devam edeceği, boşanma ve ferilerinin kesinleşmiş olmakla hükümde belirlenmiş olan kişisel ilişkinin 20.01.2022 tarihinden itibaren uygulanacağı, İlk Derece Mahkemesinin dava tarihi olan 30.09.2020 tarihinde mevcut bir tedbiren kişisel ilişki düzenlemesi, karar tarihi olan 16.03.2022 tarihinden önce kesinleşmiş bir kişisel ilişki tesisi mevcut olduğu gerekçesi ile davacının istinaf talebinin reddine, davalının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına, davacının kişisel ilişki düzenlemesi talebinin reddine karar verilmiştir. V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A....

              UYAP Entegrasyonu