Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesinin 16.11.2022 Tarihli ve 2022/2353 Esas, 2022/2493 Karar Sayılı Kararı Koruma amacı ile kısıtlanması talep edilenin Kırşehir E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. B. Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.01.2023 Tarihli ve 2023/111 Esas, 2023/116 Karar Sayılı Kararı Hükümlünün ceza evine girmeden önceki yerleşim yerinin Hamidiye Mahallesi Antep Sokak No:3/5 .../... olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. II. GEREKÇE A. Uyuşmazlık Uyuşmazlık, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 432 nci maddesi uyarınca koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Kasten yaralama, 6136 sayılı Kanuna muhalefet HÜKÜMLER : Ceza verilmesine yer olmadığına, koruma ve tedavi amaçlı koruma tedbiri uygulanmasına Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığa yüklenen suçların gerektirdiği cezaların türü ve üst hadlerine göre; zamanaşımını kesen son işlem olan savunmasının alındığı 09.02.2010 tarihi ile inceleme tarihi arasında 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin bu nedenle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davalarının 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi uyarınca...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama HÜKÜMLER : Ceza verilmesine yer olmadığına, koruma ve tedavi amaçlı koruma tedbiri uygulanmasına Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığa yüklenen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst haddine göre; zamanaşımını kesen son işlem olan savunmasının alındığı 25.01.2013 tarihi ile inceleme tarihi arasında 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 08.03.2021 gününde...

        (Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, : I. Cilt (TMK. m. 1-351), Ankara 2004 , Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s. 858) Bu sebeple aile mahkemesi (=yoksa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemesi) hâkimi tarafından çocukların durumu hususunda (= iştirak nafakası, velayet, kişisel ilişki) anlaşma gerçekleşmeden boşanma kararı verilemez. Nitekim Dairem uygulamasında (Y2HD, 13.06.2006, 3502-9398) “…Medeni Kanunun 166/3. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilebilmesi için tarafların boşanma ile mali sonuçları ve çocukların durumu hususunda anlaşmaları, bu anlaşmanın da hakim tarafından uygun bulunması gerekmektedir. Taraflar ‘kişisel ilişki konusunda’ anlaşmadıkları gibi hakim tarafından müdahalede yapılmamıştır. Anlaşmalı boşanmanın koşulları oluşmamıştır.” ifadesiyle bu görüşümüz benimsenmemiş de değildir....

          Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK m. 222). Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince; eşler, 06.02.1974 tarihinde evlenmiş, 10.01.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1)....

            Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad. 225/son). . Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği tarihe kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad. 202). Tasfiyeye konu 136 ada 10 parselde 6 nolu bağımsız bölüm, 13.09.2005 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad. 179)....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Tehdit, hakaret HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olamdığına, koruma ve tedavi amaçlı güvenlik tedbiri uygulanmasına Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığa atılı hakaret ve tehdit suçlarının gerektirdiği cezanın miktar ve nev’i itibariyle tabi olduğu 765 sayılı TCK.nun 102/4 maddesine göre hesaplanan 5 yıllık zamanaşımının, 20.04.2005 tarihli sorgu ve inceleme tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşılmakla, hükmün BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 Sayılı CMK.nun 223/8.maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 15/11/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece, mirasbırakanın taşınmazlardaki paylarını koruma amaçlı ve muvazaalı olarak davalıya devrettiği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; "... Somut olaya gelince, davacının iddiası, mahkemenin kabulü ve tüm tanıkların beyanları ile mirasbırakanın taşınmazları koruma amacıyla davalıya devrettiği, mirasçılardan veya terekeden mal kaçırma amacının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereğince usulünce ispat edilemediği sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi doğru değildir.'' gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

                  İSTİNAF SEBEPLERİ; Davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda özetle"...kusuru-diğer tarafın davasının reddi -müvekkili lehine nafaka -tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini-çocuk için belirlenen nafakanın az olduğunu-kişisel ilişkinin her hafta sonu olmasının yerinde olmadığını,ayrı şehirlerde yaşayan taraflara uygun kişisel ilişki tesisini- diğer tarafın tanık olan annesinin beyanlarına itibar edilmesinin doğru olmadığını-velayet dışındaki aleyhlerine kurulan tüm hükümlerin kaldırılmasını"istinaf sebebi yapmıştır. Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde özetle"...başvurunun esastan reddini"istemiştir. GEREKÇE : Dava karşılıklı TMK 166/1.md.gereğince boşanma ve ferileri taleplerinden ibarettir. HMK 355 nci maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

                  "İçtihat Metni" Kasten yaralama suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 172 maddesi gereğince kovuşturma yapılmasına yer olmadığına, cezai ehliyeti bulunmayan şüpheli hakkında güvenlik tedbiri uygulanması için Tekirdağ Sulh Ceza Mahkemesine müzekkere yazılmasına dair Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığının 23/08/2010 tarihli ve 2010/1450 soruşturma, 2010/2710 sayılı kararını müteakip, ...’nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 57. maddesi uyarınca koruma ve tedavi amaçlı olarak toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının tespitine kadar yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına ilişkin Tekirdağ 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 26/03/2012 tarihli ve 2010/548 değişik iş sayılı kararının Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 15/04/2014 tarihli ve 2013/24262 esas, 2014/15585 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmesini takiben, adı geçenin Bakırköy Prof. Dr....

                    UYAP Entegrasyonu