Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

'ya ait 853 sayılı parsele taşkın tersimatın yapıldığı, bu durumun da 41. madde kapsamında sonradan yapılan işlemlerle ortaya çıkan bir tersimat hatası oluşturduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak mahkemece, işlemin 41. madde düzenlemesine uygun olduğu gözetilmeden harita üzerindeki hatanın giderilmesinin mülkiyet nakli olarak kabul edilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. Ayrıca, 41. madde uyarınca yapılan düzeltmelerde bir taşınmaz lehine düzeltme yapıldığında husumetin taşınmaz malikine yöneltileceği, kadastro müdürlüğünün pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı hususunun gözetilmemesi de usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıran davalı ...'ye iadesine, 10.12.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    'ya ait 853 sayılı parsele taşkın tersimatın yapıldığı, bu durumun da 41. madde kapsamında sonradan yapılan işlemlerle ortaya çıkan bir tersimat hatası oluşturduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak mahkemece, işlemin 41. madde düzenlemesine uygun olduğu gözetilmeden harita üzerindeki hatanın giderilmesinin mülkiyet nakli olarak kabul edilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. Ayrıca, 41. madde uyarınca yapılan düzeltmelerde bir taşınmaz lehine düzeltme yapıldığında husumetin taşınmaz malikine yöneltileceği, kadastro müdürlüğünün pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı hususunun gözetilmemesi de usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 07.10.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      ın sundukları 09/09/2009 havale tarihli raporda ve krokide (B) ile gösterilen 7725 m²'lik alanın tespit tutanağının iptali ile bu bölüme aynı adanın son parsel numarasından sonrası gelecek parsel numarası verilerek tarla vasfı ile 1/2 hisseli olarak davacılar adına TAPUYA KAYIT ve TESCİLİNE, 116 ada 41 parsel içinde (A) harfi ile gösterilen toplam 29746 m2'lik alana yönelik davanın REDDİNE ve bu bölümün tespit gibi orman niteliğiyle Hazine adına TAPUYA KAYIT ve TESCİLİNE karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve ... ile davalılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 29/04/1980 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2. medde uygulaması bulunmaktadır....

        Köyü 2419 parsel sayılı taşınmazın yörede 09.09.1991 tarihinde ilan edilen ve kesinleşen 2/B uygulaması sınırları içinde kaldığını, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, çekişmeli parselin (A) ile işaretli 651.17 m2'lik kısmının 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkarıldığı anlaşıldığından davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline, tapunun beyanlar hanesinde 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığının şerh verilmesine, kalan kısımlara yönelik davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen 2/B uygulaması sınırları içinde kalan tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir....

          ın raporunda dava konusu 38, 39, 40 ve 41 sayılı parsellerin ... Belediyesinin 18.01.2000 tarih ve 10 nolu encümen kararı ile İmar Kanunun 18. madde uygulamasına tabi tutulduğu, ancak ... İdare Mahkemesinin 2001/1234 E – 2002/803 K nolu kararı ile 18. madde uygulamasının iptal edildiği, ... Belediyesinin 09.08.2004 tarih ve 217 nolu belediye encümeni kararı ile geri dönüşümün sağlandığının belirtildiği, ne var ki dosya arasında güncel çap kayıtları alınmamış ve kabul kararı iptal edilen imar uygulaması ile oluşan parsel üzerinden verilmiştir. Bu durumda kaydı aktif olan parseller üzerinden hüküm kurulması gerektiği halde hukuki dayanağı kalmayan parsel üzerinden karar verilemeyeceği açıktır. Anılan bu husus; doğru sicil oluşturma ilkesinin bir sonucu olup dolu pafta ilkesine aykırı düşmektedir. Öte yandan devletin sicil oluşturmadan kaynaklanan görevi kamu düzeniyle ilgili olduğundan re’sen gözetilmesi gerekeceği de kuşkusuzdur....

            Taşınmazın yüzölçümünün kadastro sırasında fazla miktarlı olarak tespit edilip bu haliyle tapuya tescil edilmesi ve sonrasında bu hatalı işlemin düzeltilmesi sonucunda uğranıldığı belirtilen zarar, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi gereğince yapılan düzeltme işleminin tapu kaydına işlenmesinden önce, 41. madde uygulamasının kesinleşmesi ile doğar. Bu nedenle dava açabilmek için 41. madde uygulamasının tapuya işlenmesini beklemek gerekli olmadığı gibi zarar hesabı da 41. madde uygulamasının kesinleştiği tarihe göre yapılmalıdır. Bu tür uyuşmazlıklarda mahkemece, taşınmazın niteliği arazi ise, net gelir metoduna, arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle taşınmazın eksilen yüzölçümünün gerçek değeri belirlenerek karar verilmesi gerekir....

            Davacı tarafın dava dilekçesi ile aşamalardaki beyanlarından talebinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. madde kapsamında ölçü, tersimat ve hesaplamadan doğan hatanın düzeltilmesi istemine yönelik olduğu anlaşılmakta olup Bölge Adliye Mahkemesi’nin kabulü yerinde değildir. Diğer taraftan, geri çevirme evrakları ile istenilen tapu kayıtlarına göre Bölge Adliye Mahkemesi kararından sonra dava konusu taşınmazlarda Kadastro Kanunu'nun 22-A maddesi uygulaması yapılmış ve taşınmazlar tapuya 22-A maddesi uygulaması ile oluştuğu şekilde tescil edilmiştir....

              Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1943 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1965 yılında yapılan genel arazi kadastrosu, 17.04.1981 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 4.1.1991 tarihinde ilan edilerek kesinleşen sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu, bu ormanlarda ve evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 3302 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 23/02/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

                Hukuk Dairesinin 2008/11660-15677 sayılı 17.11.2008 günlü bozma kararında özetle: “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tahdit uygulamasında 22 ila 28 ve 12 ila 19 ve 2014 ila 2023 OTS numaraları arasındaki tüm kadastro parselleri gösterilerek uygulama yapılmadığı için çizilen krokinin tahdit hattı ile uyumu ve doğruluğu denetlenemediği, bu nedenle yeniden yapılacak keşifle; aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanması, 22 ila 28 ve 12 ila 19 ve 2014 ila 2023 OTS numaraları ve bu bölgedeki tüm kadastro parselleri ile aynı gün dairede temyiz incelemesi yapılan 109 ada 35, 41, 42 ve 111 ada 6, 7, 8, 13, 15 ve 58 parseller birlikte birleşik harita üzerinde gösterilecek şekilde bilirkişilerden müşterek...

                  Yine aynı kök tapudan gelen Temmuz 1965 tarih 41-42 nolu tapu kayıtlarının iptali için Hazine tarafından 2/B madde uygulamasına dayanılarak açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/164 ve 1997/165 sayılı tapu iptali ve tescil davaları sonunda, "taşınmazların fiziki ... yapısı itibariyle zilyetlikle mülkiyet edinilemeyecek yerlerden olduğu ve aynı zamanda dava konusu yerlerin 2/B madde sahasında kaldığı" gerekçesi ile Hazine davasının kabulüne dair verilen mahkeme kararları Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 22.10.1998 gün 11545 ve 11560 sayılı kararları ile onanmıştır. Sözü edilen kararlar eldeki dava açısından "güçlü delil" niteliğindedir....

                    UYAP Entegrasyonu