Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir. -2- 2010/11545-2011/191 Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosu vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafı ile resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı yasanın 14. maddesinde yazılı şartların oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 31.5.2007 gününde verilen dilekçe ile 3402 sayılı yasanın 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.11.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi dayanak yapılarak yapılan düzeltme isteminin iptali talebiyle açılmıştır. Davalılar davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava kabul edilmiştir. Hükmü davada hasım gösterilen Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü temyiz etmiştir....

      Somut olayda; davacıya ait 6988 parsel sayılı taşınmazın 5726 parsel sayılı taşınmazda ifraz ve yola terk işlemleri sonrası oluşan artık parsel olduğu, bu parselin paftaya tersimatı sırasında hata yapıldığı ileri sürülmektedir. Gerçekten de kadastro müdürlüğünce 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca düzeltme istemi üzerine yapılan incelemede de davacı parselinin yola terk projesinin kesinleşmesi ile oluştuğu, sınırda bulunan davalılara ait 5727 parsel sayılı taşınmazın ölçü krokisine göre kuzeye kayması gerektiği de saptanmıştır. Mahkeme, keşifte alınan rapora göre; dava konusu taşınmazlar arasındaki sınırı saptayarak düzeltme yapmıştır. Yukarıda da açıklandığı gibi 41.madde kapsamındaki düzeltmelerin konusunu kadastro çalışmaları sırasında yapılan ölçü, tersimat, hesaplama ve sınırlandırma hataları oluşturmaktadır. Bu madde kapsamında değerlendirilmeyen hatalar ise ancak tapu iptali ve tescil davasına konu olabilir....

        Yörede 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 Sayılı Yasa hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tesbit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda "olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği" kabul edilip, 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince kadastro Mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı ... ve Orman Bakanlığının ya da Orman Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmi ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işlemin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumet Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzelkişiliği yada davaya konu taşınmaza zilyed olanlara yöneltilebileceği, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel yada tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle dava...

          Dava, 3402 Sayılı Yasının 41.maddesi gereğince yapılan düzeltme işleminin iptaline ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 3402 Sayılı Yasanın 41. maddesine göre yapılan düzeltme işleminde bir hata bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda ... onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 10/03/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.6.2004 gününde verilen dilekçe ile 3402 Sayılı Yasanın 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.2.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, Kadastro Müdürlüğünce 18.11.1992 tarihinde 3402 sayılı yasanın 41. maddesi uyarınca, taşınmazlarında tersimat hatasının bulunduğu gerekçesiyle düzeltme yapıldığını ileri sürerek, işlemin iptali isteminde bulunmuşlardır. Mahkemece, düzeltme kapsamına alınan taşınmazlarda mülkiyet aktarımı söz korusu olduğu, düzeltme işleminin Kadastro Müdürlüğünce yapılabileceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.6.2004 gününde verilen dilekçe ile 3402 Sayılı Yasanın 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.2.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, Kadastro Müdürlüğünce 18.11.1992 tarihinde 3402 sayılı yasanın 41. maddesi uyarınca, taşınmazlarında tersimat hatasının bulunduğu gerekçesiyle düzeltme yapıldığını ileri sürerek, işlemin iptali isteminde bulunmuşlardır. Mahkemece, düzeltme kapsamına alınan taşınmazlarda mülkiyet aktarımı söz korusu olduğu, düzeltme işleminin Kadastro Müdürlüğünce yapılabileceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir....

                Maddesi uyarınca 20 yıllık nizasız fasılasız zilyetliğini 3402 sayılı yasanın 14. maddesinde sayılan belgelerden birine dayandırması gerektiğini, 3083 sayılı Kanuna göre sulu-kuru toprak araştırması yapılması gerektiğini, haksız ve usule uygun olmayan davanın reddi ile TMK 713/6 maddesi uyarınca T4 adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : Yerel mahkemece dava konusu yerin mera veya kamuya tahsisli yerlerden olmadığı, dere yatağında yer almadığı ve taşınmazın dere yatağına sınır olmasına rağmen genişleme yapmasının mümkün olmadığı, hava fotoğraflarında da belirtildiği üzere tarımsal amaçlı olarak 1955 yılından bu yana kullanıldığı, bu kullanımın davacı ve evveli zilyetleri ile birlikte davaya konu taşınmaz üzerinde 1963 tarihinde tesis edilen tapu kaydı öncesinde Kadastro Kanunun 14 ve 46, Medeni Kanunun 713....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : YÜZÖLÇÜMÜ DÜZELTİLMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; kadastro sonucu tescil edilen taşınmazın sınır ve yüzölçümü düzeltimi istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.05.2002 gününde verilen dilekçe ile 3402 Sayılı Yasanın 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.03.2004 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunun 41. maddesince yapılan düzeltme işleminin iptali istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Yasanın 41. maddesinde bu gibi davalarda izlenecek yolun ne olduğu ayrıntılı olarak gösterilmiş ve davanın Sulh Mahkemesinde açılması gerektiği hükme bağlanmıştır. Başka bir anlatımla yasa açıkça bu gibi davalarda Sulh Hukuk Mahkemelerini görevli kılmış bulunmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu