Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı hazinenin ise bu tesbite karşı itiraz ve davası bulunmamaktadır. Bu nedenle tesbit Hazine yönünden kesinleşmiştir.Tesbite itiraz eden dava dışı muteriz ... 'ye 3402 salıyı Kadastro yasasının 5304 sayılı yasanın 12. maddesi hükmü ile değişik geçici 5. maddesi hükmü uyarınca aleyhindeki komisyon kararının tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Hazine tesbit maliki veya komisyon kararının tarafı değildir. Tesbit tutanağının 3402 sayılı Kadastro yasasının 5304 sayılı yasanın 12. maddesi ile değişik geçici 5. maddesi hükmü uyarınca yeniden askı ilanına çıkarılması Hazine yararına hak oluşturmaz.Söz konusu idari işlemler tesbite itiraz edenlere aleyhlerindeki komisyon kararının tebliği hükmündedir. Hal böyle olunca Hazinenin açtığı davanın 3402 sayıyı Kadastro Yasasının 12. maddesi hükmüne dayalı kesinleşen kadasatro tesbitine karşı açılan dava niteliğinde olduğundan bu netelikteki uyuşmazlıkların kadastro mahkemesinde değil genel mahkemelerde çözümlenmesi gerekir....

    Bu sebeple; hüküm fıkrasının beşinci bendinin hükümden çıkartılarak yerine “Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğininden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/3.maddesi gereğince takdiren 300,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlelerinin eklenmek suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/06/2017 günü oy birliği ile karar verildi....

      Kaldı ki, 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına eklenen “bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklindeki cümlede yer alan "...iddia ve taşınmazın niteliğine" ibaresi ile 3. maddeyle 3402 sayılı Yasaya eklenen geçici 10. maddesi Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 günlü ve E.2009/31, K. 2011/77 sayılı Kararı ile iptal edildiğinden Hazine’nin mera iddiasıyla açtığı iptal ve sınırlandırma davaları on yıllık hak düşürücü sürenin dışında bırakılmıştır. Mahkemece, çekişmenin esasının özellikle 4342 Sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesi dikkate alınarak incelenip bir hüküm kurulması gerekirken davanın yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

        Kaldı ki, 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına eklenen “bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklindeki cümlede yer alan "...iddia ve taşınmazın niteliğine" ibaresi ile 3. maddeyle 3402 sayılı Yasaya eklenen geçici 10. maddesi Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 günlü ve E.2009/31, K. 2011/77 sayılı Kararı ile iptal edildiğinden Hazine’nin mera iddiasıyla açtığı iptal ve sınırlandırma davaları on yıllık hak düşürücü sürenin dışında bırakılmıştır. Mahkemece, çekişmenin esasının özellikle 4342 Sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesi dikkate alınarak incelenip bir hüküm kurulması gerekirken davanın yazılı nedenlerle reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

          Kaldı ki, 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına eklenen “bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklindeki cümlede yer alan "...iddia ve taşınmazın niteliğine" ibaresi ile 3. maddeyle 3402 sayılı Yasaya eklenen geçici 10. maddesi Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 günlü ve E.2009/31, K. 2011/77 sayılı Kararı ile iptal edildiğinden Hazine’nin mera iddiasıyla açtığı iptal ve sınırlandırma davaları on yıllık hak düşürücü sürenin dışında bırakılmıştır. Mahkemece, çekişmenin esasının özellikle 4342 Sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesi dikkate alınarak incelenip bir hüküm kurulması gerekirken, davanın yazılı nedenlerle reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

            Kaldı ki, 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına eklenen “bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklindeki cümlede yer alan "...iddia ve taşınmazın niteliğine" ibaresi ile 3. maddeyle 3402 sayılı Yasaya eklenen geçici 10. maddesi Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 günlü ve E.2009/31, K. 2011/77 sayılı Kararı ile iptal edildiğinden Hazine’nin mera iddiasıyla açtığı iptal ve sınırlandırma davaları on yıllık hak düşürücü sürenin dışında bırakılmıştır. Mahkemece, çekişmenin esasının özellikle 4342 Sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesi dikkate alınarak incelenip bir hüküm kurulması gerekirken davanın yazılı nedenlerle reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

              Kaldı ki, 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına eklenen “bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklindeki cümlede yer alan "...iddia ve taşınmazın niteliğine" ibaresi ile 3. maddeyle 3402 sayılı Yasaya eklenen geçici 10. maddesi Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 günlü ve E.2009/31, K. 2011/77 sayılı Kararı ile iptal edildiğinden Hazine’nin mera iddiasıyla açtığı iptal ve sınırlandırma davaları on yıllık hak düşürücü sürenin dışında bırakılmıştır. Mahkemece, çekişmenin esasının özellikle 4342 Sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesi dikkate alınarak incelenip bir hüküm kurulması gerekirken davanın yazılı nedenlerle reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

                Kaldı ki, 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına eklenen “bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklindeki cümlede yer alan "...iddia ve taşınmazın niteliğine" ibaresi ile 3. maddeyle 3402 sayılı Yasaya eklenen geçici 10. maddesi Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 günlü ve E.2009/31, K. 2011/77 sayılı Kararı ile iptal edildiğinden Hazine’nin mera iddiasıyla açtığı iptal ve sınırlandırma davaları on yıllık hak düşürücü sürenin dışında bırakılmıştır. Mahkemece, çekişmenin esasının özellikle 4342 Sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesi dikkate alınarak incelenip bir hüküm kurulması gerekirken davanın yazılı nedenlerle reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

                  Kaldı ki, 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına eklenen “bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklindeki cümlede yer alan "...iddia ve taşınmazın niteliğine" ibaresi ile 3. maddeyle 3402 sayılı Yasaya eklenen geçici 10. maddesi Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 günlü ve E.2009/31, K. 2011/77 sayılı Kararı ile iptal edildiğinden Hazine’nin mera iddiasıyla açtığı iptal ve sınırlandırma davaları on yıllık hak düşürücü sürenin dışında bırakılmıştır. Mahkemece, çekişmenin esasının özellikle 4342 Sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesi dikkate alınarak incelenip bir hüküm kurulması gerekirken davanın yazılı nedenlerle reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

                    Kaldı ki, 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına eklenen “bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklindeki cümlede yer alan "...iddia ve taşınmazın niteliğine" ibaresi ile 3. maddeyle 3402 sayılı Yasaya eklenen geçici 10. maddesi Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 günlü ve E.2009/31, K. 2011/77 sayılı kararı ile iptal edildiğinden Hazine’nin mera iddiasıyla açtığı iptal ve sınırlandırma davaları on yıllık hak düşürücü sürenin dışında bırakılmıştır. Mahkemece, çekişmenin esasının özellikle 4342 Sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesi dikkate alınarak incelenip bir hüküm kurulması gerekirken davanın yazılı olan nedenlerle reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu