Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince; "…3402 sayılı Kadastro Kanunu 12 maddesi uyarınca; 30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitlerin kesinleştiği, Kadastro müdürü tarafından onaylanarak kesinleşen tutanaklar ile kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararları, kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde tapu kütüklerine kaydedileceği, bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağının ve dava açılamayacağının belirtildiği, 3402 sayılı yasanın 12....

Sulh Hukuk Mahkemesinde 2005/152 esas sayılı el atmanın önlenmesi ve tescil davası açmıştır. Sulh hukuk mahkemesince, çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle davanın 3402 sayılı Yasanın 27. Maddesi uyarınca kadastro mahkemesine devrine karar verilmiştir. Kadastro mahkemesi, devredilen el atmanın önlenmesi ve tescil dosyası ile 191 ada 15 sayılı taşınmazın tutanak aslı ve eklerini 2008/183 esas sayılı dosyada birleştirdikten sonra, çekişmeli taşınmazın tarla niteliği ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp 26.09.1948 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....

    Bu nedenlerle tescil davasında Asliye Hukuk Mahkemesinin, orman kadastrosuna itiraz davasında ise kadastro mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmelidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. -2- 2008/15424-16503 Mahkemece anılan yönler gözetilerek, orman kadastrosuna itiraz davası, tescil davasından ayrılıp, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi gerekirken, yargılamaya devamla, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 25/11/2008 günü oybirliği ile karar verildi....

      Mahallesi, 102 ada 3 parsel sayılı, 2.958,74 m² yüzölçümlü taşınmazın 2010 yılında Kadastro Kanununun ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmaları sırasında orman sınırları dışına çıkarıldığı ve parsel ve içerisindeki kargir tek katlı iki adet binanın davalı ... tarafından kullanıldığı beyanlar hanesine şerh verilmek suretiyle tarla vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edildiği, davalı tarafından başvuruda bulunulması üzerine 6292 sayılı Kanun uyarınca satılarak 20/09/2013 tarihinde davalı adına tescil edildiği, eldeki davanın 27/03/2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 6292 sayılı Kanunun uygulanma esas ve usullerini göstermek üzere çıkarılan 345 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinin 5. maddesinde "(1) 2/B alanları kullanıcılarının hak sahibi olabilmesi için; a) Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3402 sayılı Kanun hükümleri uyarınca düzenlenen güncelleme listeleri veya kadastro tutanaklarına göre oluşturulan ya da Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra 3402 sayılı...

        Kadastro Mahkemesince; “davanın, orman tahdidine itiraza dönüşen bölümü yönünden kadastro mahkemesi görevli olmakla birlikte, tapu iptal ve tescil istemi yönünden asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu” gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil davası yönünden karşı görevsizlik kararı verilmiştir. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosunda mülkiyete ilişkin haklar tartışma konusu yapılamayacağı ve davacı idare tarafından taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescili talep edildiği için dava, uygulama kadastrosuna itiraz davası olmayıp mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Yargılama sırasında yörede orman kadastrosu yapılmış ve tutanakları askıya çıkartılmış ise de, davanın sadece orman tahdidine itiraza dönüşen bölümü yönünden kadastro mahkemesi görevli olup, taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline ilişkin bölümü yönünden görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir....

          Köyü 103 ada 1 parsel sayılı 596.747,50 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile .... adına tesbit ve tescil edilmiştir. Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 103 ada 1 parselin bir bölümünün tapu kaydının iptal edilerek adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunun değişik 4. maddesi uyarınca orman kadastrosunun yapılıp 22.01.2009 - 23.02.2009 tarihleri arasında ilân edilerek 24.02.2009 tarihinde kesinleştiği, davacının zilyetliğe dayanarak 13.04.2009 tarihinde dava açtığı, kişilerin tapuya dayalı olarak 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmıştır....

            Şöyle ki; Dairenin geri çevirme kararı üzerine yörede temyize konu davanın devamı sırasında 2008 yılında genel arazi kadastrosu ile 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosunun yapıldığı ve çekişme konusu taşınmazların 137 ada 58 ve 81 sayılı parsel numarasını aldıkları tespit edilmiştir. Hazine, 4721 Sayılı Medeni Yasanın 713/6. maddesi uyarınca çekişmeli taşınmazların hazine adına tapuya tescili istemiyle karşı dava da açtığına göre dava orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz davasına dönüşmüştür. Bu durumda davanın Kadastro Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekirken mahkemece bu durum gözardı edilerek 137 ada 58 ve 81 parsel sayılı taşınmazların tutanak asılları davalı şerhi verdirilerek tapu sicil müdürlüğünden getirtilmeden dava, tescil davası olarak nitelendirilerek yargılama yapılıp yazılı şekilde sonuçlandırılmıştır....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/138 ESAS, 2021/25 KARAR DAVA KONUSU : 3402 sayılı Kanununun 41.maddesi uyarınca itiraz veya Tescil Davası KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün İstinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

              Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu yapılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişisi raporuna göre, mahkemece davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; davanın kadastro tesbitine itiraz davası değil, orman kadastrosuna itiraz davası olduğunun gözetilerek sadece davanın reddi ile yetinilmesi gerekirken, dava konusu (B ve D) harfleri ile gösterilen bölümlerin tescil ve sınırlandırma dışında bırakılmasına karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 2. bendinin hükümden tamamen çıkarılması suretiyle düzeltilmesine ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.'...

                Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 31.12.2010 gün ve 146/175 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Dava konusu 102 ada 21 parsel sayılı taşınmaz hakkında davanın açılmasından (25.11.2009) önce 01.07.2009 tarihinde kadastro tutanağı düzenlenmiş ve tutanağın 08.12.2009 tarihinde kesinleştiği belirtilmiş ise de, 102 ada 21 sayılı parselin 25 hektar 7022 m2 (257022 m2) büyüklüğünde bir yer olduğu, tutanağın 06.11.2009-07.12.2009 tarihleri arasında askıya çıkartıldığı ve askı süresi içinde 25.11.2009 tarihinde davanın açıldığı anlaşıldığına göre açılan bu davanın kadastro tespitine itiraz niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11.maddesi uyarınca itirazı olanların ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabilecekleri öngörülmüştür....

                  UYAP Entegrasyonu