WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1945 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1975 yılında 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre 2002 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon, sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır....

    Dava, kadastro çalışmaları sırasında yol boşluğu olarak kadastro dışı bırakılan taşınmazın Türk Medeni Kanununun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükümleri uyarınca tescili isteğine ilişkindir. Kadastro dışı bırakma işleminde, taşınmazın geometrik durumu belirlenmediğinden bir tespit işlemi değil ise de, görevlilerce bir yerin tescile tabi olmadığı saptanarak hukuksal durum belirlenmiş olduğundan yapılan bu işlem, bir kadastro işlemidir. Yargıtay’ın kararlılık kazanan uygulamalarına göre; tespit dışı bırakılan bir yerin, Türk Medeni Kanununun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükümlerine göre tapuda tescil edilebilmesi için, tespit dışı bırakılma işleminin yapıldığı tarihten, dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile anılan maddelerde belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir....

      Kaldı ki, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış ve davacı gerçek kişi tarafından dava konusu 152 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine itiraz edilmiş olduğundan, orman kadastrosu da bu parsel yönünden kesinleşmemiştir ve dava aynı zamanda 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğindedir. 02.09.1086 tarih 19209 sayılı resmi gazetede yayınlanan 6831 Sayılı Yasaya göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesi Uygulaması Hakkındaki Yönetmeliğin 23/a maddesi gereğince 6831 Sayılı Yasanın 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan orman içi açıklıkların orman kadastro komisyonlarınca Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması gerekmektedir. Mahkemece, bu olgular gözönünde bulundurularak davacı gerçek kişinin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....

        Köyü, 110 ada 14 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 05.02.2009 tarihinde ilân edilerek kesinleşmeyen evvelce sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu, tüm ormanlarda aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır....

          Ancak, kadastro mahkemesince 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücreti hesaplanmış olması doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple, hükmün 4. paragrafının hükümden çıkarılarak, bunun yerine "3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince takdir edilen 500.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine" ibareleri yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/12/2015 günü oy birliği ile karar verildi....

            Ancak, kadastro mahkemesince 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekâlet ücreti hesaplanmış olması doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple hükmün 4. paragrafının hükümden çıkarılarak, bunun yerine "3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince takdir edilen 500.-TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine" ibareleri yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/12/2015 günü oy birliği ile karar verildi....

              Ancak, kadastro mahkemesince 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekâlet ücreti hesaplanmış olması doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple hükmün 4. paragrafının hükümden çıkarılarak, bunun yerine "3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince takdir edilen 500.-TL maktu vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalılara müştereken verilmesine" ibareleri yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/12/2015 günü oy birliği ile karar verildi....

                Ancak, Kadastro Mahkemesince 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekâlet ücreti hesaplanmış olması doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple, hükmün 4. paragrafının hükümden çıkarılarak, bunun yerine "3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince takdir edilen 500.-TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara müştereken verilmesine" ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/01/2016 günü oy birliği ile karar verildi....

                  Temyize konu dava dosyasında ise mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen fen bilirkişi raporuna göre, davaya konu taşınmazlar hakkında dava tarihinden önce yörede yapılan kadastro sırasında 6943 ila 7007 sayılı parseller dahil 7489, 7490, 7491 ve 7492 sayılı parseller olarak malik hanesi açık bırakılmak suretiyle kadastro tutanağının düzenlendiği tespit edilmiştir. Kadastro mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Kanunun 25. maddesinde, zaman bakımından görev ve yetkisi ise aynı Kanunun 27. maddesinde düzenlenmiştir. Kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için sözkonusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer....

                    Yönetimi, Kayadibi Köyünde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi kapsamında kadastro haritalarındaki sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataların giderilmesi için çalışmanın yapıldığını ve askıya çıkarıldığını, ancak, yapılan çalışma sırasında kesinleşmiş Devlet Ormanı alanına müdahale de bulunularak, ... Köyü 142 ada 114 parsel sayılı taşınmaza tarla vasfı verilerek davalı adına tespit yapıldığını ve dava konusu yerin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde ve orman vasıf ve karakterinde olduğunu belirterek, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a madde uygulaması ile kesinleşmiş Devlet Ormanı üzerine ihdas edilen 142 ada 114 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ve taşınmazın Hazine adına Orman vasfıyla tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve ......

                      UYAP Entegrasyonu