Mahkemece, çekişmeli yer hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenmediğinden davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen ek 4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, gerçekten kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin 4. fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre yapılan kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kadastro Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesine göre yapılan kadastro çalışmaları 16.05.2011 - 15.06.2011 tarihleri arasında ilân edilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu uyarınca Tesis Kadastrosu çalışmaları 12.08.2011 - 12.09.2011 tarihleri arasında ilân edilmiştir. 6831 sayılı Kanununun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde gereğince yapılan kadastro çalışması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, çekişmeli taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içinde bulunduğu, öncesi devlet ormanı olan bir yerin 2/B uygulaması ile ancak ... adına çıkarılabileceği, yalnız özel ormanların sahibi adına orman sınırları dışına çıkartılabileceği, yasadan kaynaklanan bu zorunluluk nedeniyle gerçek kişinin, ......
Cumhuriyet mahallesinde 1993 yılında 6831 sayılı ... Kanununun değişik 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ... kadastrosu ve ...B maddesi uygulama çalışmaları yapılarak kesinleştiğini, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek-.... maddesine göre yapılan çalışmanın ise 7/06/2010 tarihinde ilana çıkarıldığını, bu çalışmada ... Kadastro Müdürlüğü ekiplerince... ile rumuzlanan bölmeler ile ilgili ... Kadastro Mahkemesine açılan 1994/17 E. - 1995/3 K. sayılı ilama uyulmadan çalışmalar yapıldığını, ... Kadastro ekiplerince tanzim edilen paftalardaki ... hattı ile ... kadastro ekiplerince tanzim edilen ... kadastro paftalarındaki hatların örtüşmediğini, ......
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi kurulu raporuna göre çekişmeli taşınmazın 3116 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde olduğu, eldeki dava sebebiyle kesinleşmeyen aplikasyon, orman kadastrosu ve 2/B uygulaması sırasında da ilk orman tahdidinde olduğu gibi orman sınırları içinde bırakıldığı, aplikasyonun doğru yapıldığı, yeni bir orman sınırı içine alma işleminin bulunmadığı, 02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması hakkındaki Yönetmeliğin 44. ve 25523 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak 15.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmeliğin 43 ve devamı maddelerine göre, aplikasyon işleminin de davacıya yeni dava hakkı vermeyeceği, ilk orman kadastrosuna itiraz davası açmak için hak düşürücü sürenin çoktan geçtiği gözönünde bulundurularak asıl davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır, ancak kadastro mahkemesince 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi kapsamında yapılan kadastro çalışmalarında, 1471 ada 4 parsel sayılı 220,62 m² yüzölçümlü taşınmaz, bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş; tutanağın beyanlar hanesine, “6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılmıştır” ve “İşbu taşınmaz bahçe olarak 25 yıldan beri ... kızı ...'un fiilî kullanımındadır”, "İşbu taşınmazın tamamı dere mutlak alanında kalmaktadır” şerhi yazılmıştır....
Somut olayda; 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan taşınmazın kadastro tespitinin iptali istemiyle açılan davada husumetin kadastro tespit tutanak maliki olan Hazine ile, tutanağın beyanlar hanesinde ismi yazılı bulunan gerçek kişilere birlikte yöneltilmesi gerekir. 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkındaki Kanunda orman rejimi dışına çıkartılan yerlerde yapılacak kullanım kadastrosunda bu yerlere muhdesat ile tasarruf edenler hakkında ne gibi işlem yapılacağı belirtildiği gibi, 27.01.2009 günlü Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen 4. madde şöyledir "EK MADDE 4 - 6831 sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2'nci maddesi ile 23/09/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2'nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan...
Bu kanun ihtiyaca cevap vermeyince, 22/2/2005 tarihli ve 5304 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22. maddesinde değişiklik yapılarak yenileme çalışmaları, 22. maddenin 2/a fıkrası kapsamına alınmış; bu hükmün uygulamasına esas teşkil etmek üzere hazırlanan "Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilindeki Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uygulanacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmelik" de, 29.11.2006 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 22/2-a maddesi uygulaması sırasında düzenlenen kadastro tutanağı "Uygulama Tutanağı" olarak isimlendirildiğinden, esasen yenileme kadastrosu ile önemli bir farklılık içermeyen bu çalışma, Yargıtay kararlarında "Uygulama kadastrosu" olarak adlandırılmıştır....
Bu kanun ihtiyaca cevap vermeyince, 22/2/2005 tarihli ve 5304 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22. maddesinde değişiklik yapılarak yenileme çalışmaları, 22. maddenin 2/a fıkrası kapsamına alınmış; bu hükmün uygulamasına esas teşkil etmek üzere hazırlanan "Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilindeki Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uygulanacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmelik" de, 29.11.2006 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 22/2-a maddesi uygulaması sırasında düzenlenen kadastro tutanağı "Uygulama Tutanağı" olarak isimlendirildiğinden, esasen yenileme kadastrosu ile önemli bir farklılık içermeyen bu çalışma, Yargıtay kararlarında "Uygulama kadastrosu" olarak adlandırılmıştır....
Bu kanun ihtiyaca cevap vermeyince, 22/2/2005 tarihli ve 5304 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22. maddesinde değişiklik yapılarak yenileme çalışmaları, 22. maddenin 2/a fıkrası kapsamına alınmış; bu hükmün uygulamasına esas teşkil etmek üzere hazırlanan "Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilindeki Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uygulanacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmelik" de, 29.11.2006 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 22/2-a maddesi uygulaması sırasında düzenlenen kadastro tutanağı "Uygulama Tutanağı" olarak isimlendirildiğinden, esasen yenileme kadastrosu ile önemli bir farklılık içermeyen bu çalışma, Yargıtay kararlarında "Uygulama kadastrosu" olarak adlandırılmıştır....
Kozludere köyünde 3402 sayılı Kanunun Ek- 4. maddesi gereği yapılan kullanım kadastro çalışmaları 04.09.2013 - 03.10.2013 tarihleri arasında ilân edilmiş, eldeki dava ise askı ilân süresi içinde açılmıştır. Ancak, davacı dava açarken hangi taşınmazları dava ettiğini bildirmediğinden, dava edilmek istenen taşınmazlar için kullanım kadastrosu sırasında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediği anlaşılamamaktadır. 3402 sayılı Kanunun 25. maddesi gereğince tutanak düzenlenmeyen ve 6 aylık sürede açılmayan orman kadastrosuna itiraz davalarının kadastro mahkemesinin görevine girmeyeceği, somut olayda görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 25 ve 26/son maddeleri gereğince uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesi tarafından görülüp çözümlenmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Dörtyol 2....