Hükme dayanak yapılan orman ve ... bilirkişileri tarafından düzenlenen krokilerde (A) ve (B) ile gösterilen bölümlerinin miktar ve şekil yönünden farklılık gösterdiği, orman ve ... bilirkişisi tarafından orman kadastro harita ve tutanakları uygulanarak parselin orman tahdidine göre durumu gösterildiği gibi çekişmeli taşınmaz ve çevresine ait kadastro paftasının, memleket haritası üzerine aplike edilerek taşınmazın konumu gösterildiği halde mahkemece bu harita gözönünde bulundurulmadan ... bilirkişinin 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosunun esas alınarak düzenlediği rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Yörede 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre orman kadastrosu yapılarak, arazi kadastro ekiplerine teslim edilmişse de yasanın açık hükmüne karşın arazi kadastro ekibince belirlenen orman sınırına uyulmadığından orman kadastrosunun tamamlanmış olduğu kabul edilemez....
Hükme dayanak yapılan orman ve ... bilirkişileri tarafından düzenlenen krokilerde (A) ve (B) ile gösterilen bölümlerinin miktar ve şekil yönünden farklılık gösterdiği, orman ve ... bilirkişisi tarafından orman kadastro harita ve tutanakları uygulanarak parselin orman tahdidine göre durumu gösterildiği gibi çekişmeli taşınmaz ve çevresine ait kadastro paftasının, memleket haritası üzerine aplike edilerek taşınmazın konumu gösterildiği halde mahkemece bu harita gözönünde bulundurulmadan ... bilirkişinin 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosunun esas alınarak düzenlediği rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Yörede 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre orman kadastrosu yapılarak, arazi kadastro ekiplerine teslim edilmişse de yasanın açık hükmüne karşın arazi kadastro ekibince belirlenen orman sınırına uyulmadığından orman kadastrosunun tamamlanmış olduğu kabul edilemez....
Hükme dayanak yapılan orman ve ... bilirkişileri tarafından düzenlenen krokilerde (A) ve (B) ile gösterilen bölümlerinin miktar ve şekil yönünden farklılık gösterdiği, orman ve ... bilirkişisi tarafından orman kadastro harita ve tutanakları uygulanarak parselin orman tahdidine göre durumu gösterildiği gibi çekişmeli taşınmaz ve çevresine ait kadastro paftasının, memleket haritası üzerine aplike edilerek taşınmazın konumu gösterildiği halde mahkemece bu harita gözönünde bulundurulmadan ... bilirkişinin 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosunun esas alınarak düzenlediği rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Yörede 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre orman kadastrosu yapılarak, arazi kadastro ekiplerine teslim edilmişse de yasanın açık hükmüne karşın arazi kadastro ekibince belirlenen orman sınırına uyulmadığından orman kadastrosunun tamamlanmış olduğu kabul edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Temyiz incelemesi yapılması gereken ve gerçek kişiler arasında görülen bu dava, özel mülk iddiasıyla ve zilyetlik nedeniyle kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü süre içinde açılan tapu iptali ve tescil isteminden kaynaklanmaktadır ve Orman Yönetimi ile Hazine de davada taraf değildir. Davada, 3402 sayılı Yasanın 30/2. madde koşulları da bulunmamaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 gün ve 2012/1 sayılı kararı gereğince bu davada, orman kadastrosu kesinleşmiş olsun olmasın, orman kadastrosu ve orman rejimi dışına çıkarmayla ilgili tutanak ve haritalarının uygulanması ve orman araştırması yapılmasını gerektirir bir konu olmadığından, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yargıtay (16.) Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dairemiz ile (16.)...
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli 56 parsel orman alanı içinde, 42 parsel dışında bırakılmış, bu çalışma kesinleşmiştir. Genel arazi kadastrosu işlemi 18/03/1993 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemece 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılıp kesinleşen orman kadastro haritasının uygulanması sonucu 42 parselin orman kadastro sınırları dışında kaldığı belirlenerek hüküm kurulmuşsa da mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; çekişmeli 152 ada 42 parsel 1993 yılında yapılan arazi kadastro sırasında 6520 m2 yüzölçümüyle, ham toprak niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiş, ...'...
Orman kadastrosunun kesinleştiği hallerde, bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı ve hukuki niteliği, orman kadastro tutanak ve haritalarının uygulanması suretiyle belirlenir. 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosunun sonuçları açısından, 6831 Sayılı Yasanın 7 ila 11. maddeleri gereğince yapılan orman kadastrosundan teknik ve hukuki olarak hiçbir fark yoktur. Fark, sadece sonuçlarının ilanı yönünden olup, 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosuna ilişkin tutanaklar ve haritası işin bitimi ile Kadastro Müdürlüğüne verilip arazi kadastrosuna ilişkin tutanaklar ile birlikte 30 günlük aski ilanına tabi tutulur. İlanın bitimi ile arazi kadastrosu ile birlikte orman kadastrosu da kesinleşir. 30 günlük bu süre hak düşürücü süredir. 3373 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince tapu sahibi gerçek ve tüzel kişilere 10 yıl içinde orman kadastrosuna itiraz davası açma hakkı tanınmıştır....
Temyiz aşamasında dosya arasına getirtilen orman işletme müdürlüğünün 30/04/2007 tarihli yazısı ile kadastro müdürlüğünün 05/11/2007 tarihli yazılarından davanın devamı sırasında çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı yasanın 4. maddesine göre orman kadastrosunun yapıldığı ve tamamlandığı anlaşılmaktadır. 22/02/2005 tarihinde kabul edilip yayınlanarak yürürlüğe giren 5304 sayılı kadastro kanununda değişiklik yapılması hakkında kanun’un 3402 sayılı kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasını değiştiren 3. maddesinde "çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı orman kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır. ancak, bu çalışmalarda kadastro ekibine, orman genel müdürlüğü taşra teşkilâtınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek...
Yasanın 11. maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin uygulanması gerekeceğinin değil sadece orman olan yerlerde orman sınırlarının belirlenmesinde zorunlu olarak Orman Yasasının sınır belirlemesi ile ilgili özel hükümlerinin uygulanması gerektiği şeklinde anlaşılacağı, hak düşürücü süreler yönünden 3402 sayılı Yasa tarafından Orman Yasasına bir atıfta yapılmadığı, somut olayda orman kadastro komisyonu 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre sınırlandırma yaptığına göre hak düşürücü sürenin de 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde düzenlendiği şekilde olacağı..." yönünde karar verilmiştir....
Dava konusu 39 sayılı parselin Dairemizce getirtilen tapulama tutanağı ve tescil hükmüne göre, hükmen 29.12.1970 tarihinde vakıf şerhi bulunmadan tescil edilmiştir. 3402 sayılı yasanın 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 07.05.1997 tarihinde tapu kaydına ... Vakfı şerhi işlenmiştir. Bu durumda; 3402 sayılı kanunda 5304 sayılı Yasanın 11. maddesi ile yapılan değişiklik, 03.03.2005 tarihli resmi gazetede yayımlanmış ve yayım tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yasada değişiklik hükmünün yasanın yürürlüğünden önce tekemmül etmiş hukuksal durumlara uygulanacağına ilişkin bir hüküm yoktur. Esasen Yasa koyucunun kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte bir kural koymaması hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Bu nedenlerle davalı ... İdaresinin olaya 03.03.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5304 sayılı kanununun uygulanması gerekeceğine dair temyiz itirazları yersizdir....
Bu sebeple, hükmün 4 numaralı bendi kaldırılarak, bunun yerine “6099 Sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 05/10/2011 günü oybirliği ile karar verildi....