Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

; a) Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3402 sayılı Kanun hükümleri uyarınca düzenlenen güncelleme listeleri veya kadastro tutanaklarına göre oluşturulan ya da Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra 3402 sayılı Kanun hükümleri uyarınca düzenlenecek güncelleme listeleri veya kadastro tutanaklarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesinde isimlerinin yer alması ve bu kişilerin 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcı ve/veya muhdesat sahibi olduklarının belirtilmesi..., (2) Kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcı ve/veya muhdesat sahibi oldukları tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilenler de İdarece tebliğ edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmemeleri halinde hak sahibi olarak kabul edilecektir." hükümleri bulunmaktadır. 3402 sayılı Kanunun ek 4. maddesi uyarınca yapılan ve sonuçları 05/03/2010 ilâ 05/04/2010 tarihleri arasında ilan edilen kadastroda dava konusu 130 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalılar ... ve ...'...

    Elbirliği mülkiyetinin devamına yönelik bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan herhangi biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu taşınmaz mal üzerindeki elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülerek, hissedarlık esaslarına göre mirasçılar adına tapu kütüğüne tescil edilir." 
...

    edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ilişkin çalışma bulunduğu anlaşıldığından, öncelikle ilgili orman işletme müdürlüğünden orman tahdidine ve 2/B madde uygulamasına ilişkin çalışma tutanakları ve orman tahdit haritası istenerek dosyaya konulmalı, çekişmeli taşınmazın yapılan bu çalışmalarda orman sınırları içine alınıp alınmadığı uzman orman mühendisi bilirkişi ve fenni bilirkişi marifeti ile belirlenmeli, bilirkişilerden bu uygulamayı gösteren rapor ve kroki düzenlemeleri istenmeli, yapılan orman kadastro çalışmasında çekişmeli taşınmaz orman sınırları içine alınmış ise bu davanın aynı zamanda orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına itiraz davası niteliğinde olduğu ve bu tür davalara kadastro mahkemesinde bakılacağından, tescil davası elde tutularak orman kadastrosuna itiraz davası yönünden mahkemece görevsizlik kararı verilmeli ve toplanacak delillere göre hüküm kurulmalıdır....

      Aynı şekilde davacının TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesine göre kendinden önceki zilyedin, zilyetlik yoluyla iktisap ettiği taşınmazların miktarı kendisi bakımından bağlayıcı olacaktır. Mahkemece yapılacak iş; dava konusu taşınmazın muristen davacıya ne şekilde intikal ettiğini şahitlerden sormak; mirasen intikal ve taksim yoluyla veya murisin sağlığında satış veya hibe suretiyle kalmış ise 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesine göre önceki zilyedin zilyetlik yoluyla iktisap ettiği taşınmazlar bulunup bulunmadığını Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden sormak, ayrıca muris veya mirasçıları tarafından açılmış başka tescil davası bulunup bulunmadığını Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sormak; şayet taşınmaz muristen kalmış, ancak taksimen davacıya intikal etmemiş ve halen murisin terekesi kapsamında ise davacının taşınmazın tek başına kendi adına tescilini dava edemeyeceği düşünülüp davanın reddine karar vermek olmalıdır....

        Bu durumda; öncelikle eldeki dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılmasına ilişkin çalışmalara itiraz niteliğindedir. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan çalışmalara ilişkin olarak askı ilân tarihleri içinde açılacak davalarda, 3402 sayılı Kanunun 25 ve 26. maddeleri uyarınca kadastro mahkemesi görevli ve yetkilidir. Tapulama ve Kadastro Paftalarını Yenileme Yönetmeliğinin 13. maddesi gereğince “Yenileme çalışmaları, en az bir mevki veya ada biriminde olmak üzere; teknik sebeplerle yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun şekilde göstermediği tesbit edilen paftaların yeniden düzenlenmesi hizmetlerini kapsar. Yenileme çalışmalarının yapıldığı tarihteki ada ve mevkiler esas alınır....

          Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılıp 29/09/2008 – 30/10/2008 tarihleri arasında ilân edilmiştir. Her nekadar, mahkemece dava, 3402 sayılı Kanunun 12. maddesi gereğince 10 aylık süre içinde açılan tapu iptali – tescil davası olarak kabul edilmiş ise de, yörede yapılan orman tahdidinin 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince yapıldığı ve 29/09/2008 – 30/10/2008 tarihleri arasında kısmî ilâna çıkartılarak 31/10/2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....

            Maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra başvuranlara iadesine, 7- Kararın Dairemizce taraflara tebliğine, 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1, 361/1, 362/1- a ve 365/1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Dairemize veya hükmü veren İlk Derece Mahkemesi'ne veya temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesi'ne verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi....

            Bu durumda da 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin uygulanması gerekir. 3402 sayılı Kanunda bu hususu düzenleyen açık bir hüküm bulunması nedeniyle aynı kanunun bir maddesinin aynı olaya uygulanması ve diğer bir maddenin gözardı edilip uygulanmaması düşünülemez. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/D maddesinde açıklanan Özel Kanunun uygulanması koşulları somut uyuşmazlıkta mevcut değildir....

              Köyünde 1951 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre orman kadastrosunun yapıldığı ve 8 Aralık 1951 tarihinde ilan edilerek kesinleştiği, daha sonra aynı köyde genel kadastro işlemleri yapılarak 16.07.2009 ve 14.08.2009 tarihleri arasında ilan edildiği, 3402 sayılı Yasa'nın 4 ve 22. maddeleri genel kadastrodan önce o yerde orman kadastrosu yapılmış ve kesinleşmiş olması halinde kadastro ekiplerinin yapacağı işlemleri gösterdiği, şayet bu madde hükümlerine uyulmadan işlem yapılmış ve daha önce yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan yerler arazi kadastro ekiplerince orman sınırları dışında bırakılıp kişiler adına tespit tutanakları düzenlenmişse; Orman Yönetimi veya Hazine'nin askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde, askı ilanından sonra da genel mahkemelerde her zaman iptal ve tescil davası açabileceği, yine orman ve orman sayılan yerlerden olduğu halde herhangi bir nedenle 1951 yılında kesinleşen orman sınırları dışında bırakılan yerlerin orman niteliğiyle tescili...

                Ancak; dava, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi uyarınca yapılan orman sınırlama ve kadastro çalışmalarına yönelik itiraz niteliğinde kadastro tespitine itiraz davası olarak açılmıştır. Dava reddedilmekle birlikte somut olayda, davalı Hazine yasal hasım konumundadır. Bu nedenle, kendisini vekille temsil ettiren davalı Hazine lehine 3402 sayılı Kanunun 31/3. maddesine göre vekâlet ücreti takdir edilmesi doğru değilse de bu yanılgının giderilmesi usûl ekonomisi yönünden hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: 1) Yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan işin esasına ilişkin karar düzeltme isteğinin REDDİNE, 2) Davacı ......

                  UYAP Entegrasyonu