Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davanın genel mahkemelerde görülmesi gereken tapu iptal ve tescil davası niteliğinde bulunduğu ancak yapılan keşif sonucunda çekişmeli bölümünün devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden bulunduğunun belirlenmesine göre 41. madde kapsamında yapılan düzeltme kararının sonucu itibariyle doğru olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesinde "kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya Kadastro Müdürlüğünce re'sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme işleminin kesinleştirileceği” hükmü düzenlenmiştir....

    Bu süre içinde açılacak davalarda görevli mahkeme, 3402 sayılı Kanun'un 41/1. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesidir. 3402 sayılı Kanun'un 41. maddesine dayanılarak, düzeltme kararı infaz edildikten sonra açılacak davalar ile düzeltme isteminin idarece reddi halinde açılacak davalarda ise görevli mahkeme; bu konuda Kadastro Kanunu'nda hüküm yer almadığından, 6100 sayılı HMK'nin 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir....

      Müdürlüğünce 3402 sayılı ... Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca davalı ...’in talebi üzerine yapılan düzeltme işlemi sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda davacılar adına kayıtlı olan 107 ada 9 parsel sayılı 2.808,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 2.179,96 metrekare yüzölçümlü olarak, davalı ... adına kayıtlı olan 107 ada 10 parsel sayılı 1.270,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 1.853,59 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenerek tapu kaydında düzeltme yapılmasına karar verilmiştir. Davacı ... ve müşterekleri, düzeltme işlemi sırasında kendilerine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalıya ait taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı ... Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir....

        Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltmenin iptali talebine ilişkindir. 6100 sayılı HMK' nın "Temyiz Edilemeyen Kararlar" başlıklı 362. maddesine göre, bölge adliye mahkemelerinin "kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar hariç olmak üzere 4. maddede gösterilen davalar ile (23.06.1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu' ndan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar" hakkında temyiz kanun yoluna başvurulamaz. Açıklanan kanun maddeleri ve davanın niteliğine göre, temyiz istemine konu davanın temyizi kabil olmayan davalardan olduğu belirlenmiş ve belirlenen bu sonuca göre davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 4.4.2005 gününde verilen dilekçe ile 3402 sayılı Yasanın 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.5.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 196 parsel sayılı taşınmazı ile davalıya ait 672 parsel sayılı taşınmazda 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41 maddesine göre düzeltme işlemi yapıldığını ve bu işlemle davalıya ait taşınmaza mülkiyet aktarımı olduğunu ileri sürerek kadastro müdürlüğünün düzeltme işleminin iptalini istemiştir....

            Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda ise davacı dava dilekçesinde, kadastro tespit tutanaklarından anlaşıldığı üzere senetsiz olartak iktisabettiği ve kullanım alanı zeminde belli olan taşınmazının bir kısmının hatalı tespit ile davalıya ait parsele eklendiğini belirterek, bu fazlalığın davalıya ait taşınmazdan ayrılarak kendi taşınmazına eklenmesi suretiyle tapudaki miktarın düzeltilmesini istediğini beyan etmiştir. Çekişmenin 2644 ve 3402 Sayılı Yasadaki anlamıyla tapu kaydındaki yüzölçümü yahut tersimat hatasından ileri gelmediği anlaşıldığından, uyuşmazlığın hasımlı olarak açılan tapu iptali ve tescil davası niteliğinde olduğu kabul edilerek dava tarihine göre HMK.'nin 2/I maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

              Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istemine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir. Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklinde düzenlenmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 10.06.2004 gününde verilen dilekçe ile 3402 Sayılı Yasanın 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine bozma ilamına da uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.11.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir....

                  Asliye Hukuk Mahkemesince, dava konusu uyuşmazlıkta kadastral çapa bağlı taşınmazın yüzölçümü hesabında hata yapıldığı iddia edildiğinden sorunun 3402 sayılı Kadastro Kanun'un 41. maddesi çerçevesinde giderilmesi gerektiği, 3402 Sayılı kadastro Kanunu'nun 41/1 Maddesinde, "Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir." şeklindeki düzenleme gereğince eldeki davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ......

                    İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, 3402 sayılı Kanunun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istemine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunun 41. maddesi "– (Değişik birinci fıkra:22/2/2005 – 5304/9 md.) Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir. (Değişik :22/2/2005 – 5304/9 md.)...

                    UYAP Entegrasyonu