Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahallesi 1322 Ada 18 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesinde "İş bu taşınmaz bahçe olarak 10 yıldan beri ... oğlu ...'in kullanımındadır" ve "İş bu taşınmaz 2 katlı bina ... oğlu ...’in kullanımındadır " ibarelerinin "İş bu taşınmaz bahçe olarak 10 yıldan beri ... oğlu ...’in kullanımındadır" ve "İş bu taşınmaz 2 katlı bina ... oğlu ...'in kullanımındadır " şeklinde düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 Sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Kural olarak; kadastro davaları lehine tespit ya da kadastro komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. Dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir....

    Mahallesi 1379 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesinde "İş bu taşınmaz bahçe olarak 20 yılından beri ... oğlu ...'nun kullanımındadır" ibarelerinin, "İş bu taşınmaz bahçe olarak 20 yıldan beri ... oğlu ... ve ... kızı ...’nun müştereken kullanımındadır" şeklinde düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 Sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Kural olarak; kadastro davaları lehine tespit ya da kadastro komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. Dava, 3402 Sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastrosu sırasında Beykoz ilçesi, ... mahallesi 1301 ada 24 parsel sayılı 135,92 m² yüzölçümündeki taşınmaz 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olması nedeniyle bahçe niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, ... ilçesi, Karaöz köyü, 124 ada 807 parsel sayılı 2092,11 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve kullanım şerhi verilerek Hazine adına tarla niteliğiyle tespit edilmiştir....

          İstinaf Sebepleri Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın davalılar adına beyanlar hanesine kullanım şerhi konulması için kanunun aradığı şartların gerçekleşmediğini, dava konusu taşınmaza İlişkin müvekkili kuruma ödenen ecrimisil miktarları ile davalıların işgal ettiği metrekare miktarları arasında fark bulunduğunu, davalıların ecrimisil ödemediği yerleri de sanki işgallerindeymiş gibi kendi adlarına yazdırdıklarını, gerek Kadastro Kanunu'nun öngördüğü nizasız ve kesintisiz süre şartı gereksede 3303 sayılı Kanun'un öngördüğü şartların gerçekleşmediğini, bu nedenle de kazandıncı zamanaşımı kaidelerinin de uygulanma imkanının bulunmadığını, davalı tanığı ve mahalli bilirkişisinin zilyetliğe ve süreye ilişkin iddialarının gerçek dışı olduğunu, bağ. bahçe ve tarla gibi nitelikler arz eden tarıma uygun ekonomik değer atfeden arazilerin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) ilgili 18 inci maddesi ve 3303 sayılı Taşkömürü Havzasındaki Taşınmaz Malların...

            Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Kural olarak; kadastro davaları lehine tespit ya da kadastro komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. Dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Davanın saptanan bu niteliğine göre husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazineye yöneltilmesi zorunludur. Ancak; dava ... Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılmıştır....

              Davacı, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde lehine verilen kullanım şerhinde kendisi kadın olduğu halde isminin önüne “... oğlu” yazıldığı iddiasıyla, “... oğlu” ifadesinin “... kızı” olarak düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacının davasının kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Kural olarak; kadastro davaları lehine tespit ya da kadastro komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. Dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Davanın saptanan bu niteliğine göre husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazineye yöneltilmesi zorunludur. Ancak; dava ......

                Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz.". Kadastro tespit tutanağının ya da kütüğün beyanlar hanesinde yazılı zilyedlik veya muhdesat şerhi, aynî bir hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması, değiştirilmesi mümkün değildir. Şerhe ilişkin talepler, tarafların isteğiyle dahi Tapu Sicil Müdürlüğünce yerine getirilemez ve dava yoluyla genel mahkemeden istenemez. Ancak, yukarıda açıklandığı gibi yörede 4127 Sayılı Yasa ile değişik 2924 Sayılı Yasanın 11. maddesi ve 3402 Sayılı Yasanın Ek 4. maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu sırasında ileri sürülebilir ve hak sahipliği tespit komisyonunca değerlendirilebilir. İtiraz ve dava haklarının da bu aşamada kullanılması gerekir....

                  Beldesi, 3303 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile taşınmazın 22.02.2012 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 69,83 m² yüzölçümündeki bölümün kullanım şerhi verilmeksizin orman vasfıyla Hazine adına, aynı krokide (B) harfi ile gösterilen 326,97 m² yüzölçümündeki bölümünün zeytinlik niteliğiyle ve bu bölümün beyanlar hanesine “ Parsel Hasan kızı 1967 doğumlu ...’in kullanımındadır” şeklinde kullanım şerhi verilerek Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastro tesbitine itiraza ilişkindir....

                    Zilyetlik şerhine ilişkin itiraz iddia ve davaların 3402 sayılı Yasanın 11. maddesindeki askı ilan süresinde ve kadastro mahkemesinde açılması gerektiğinden mahkemece 27/01/2009 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi hükümleri dikkate alınmadan, 4127 sayılı Yasa ile değişik 2924 sayılı Yasanın 11. maddesi hükümlerinde aranan şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle; mahkemece, tarafların ileri sürecekleri delillerin toplanması , fiili kullanım durumunun dikkate alınması ve bundan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik incelemeye dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

                      UYAP Entegrasyonu