ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2022/505 Esas KARAR NO: 2022/563 DAVA: Menfi Tespit (Alım Satım) DAVA TARİHİ: 28/06/2022 KARAR TARİHİ: 30/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Her ne kadar Davacı----- tarafından-----davası açılmış ise de; davacı vekili aynı tarihli tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinin --- Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmek istenirken dosyanın sehven -------- Ticaret Mahkemeleri'ne tevzi edildiğini, bu nedenle dosyanın kaydının kapatılıp --------Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep etmiş olmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemesince 22/02/2021 tarihinde verilen karar ile Ankara ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... esas sayılı davasında aynı taraflar arasında, aynı takip dosyasına istinaden menfi tespit davası bulunduğu gerekçesiyle birleştirme kararı verilerek dava dosyasının Ankara ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyasına gönderildiği, bu mahkemece heyet olarak yürütülen davanın yargılaması sırasında 20/04/2021 tarihinde birleştirilen dava yönünden tefrik kararı verilerek dosyanın tek hakimli görülmek üzere mahkememize tevdi edildiği, asıl dava dosyası olan ... esas sayılı dosyada yargılaması heyetçe yürütülen menfi tespit istemli dava yönünden ise dava şartı arabuluculuk yönünden davanın usulden reddine yönelik 20/04/2021 tarihinde karar verildiği, verilen bu kararın istinaf edilmesi üzerine menfi tespit davalarında zorunlu arabuluculuğa başvurunun gerekli olmadığına yönelik Ankara BAM 22....
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın menfi tespit davası olduğu,7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu ile menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu, geçici 1.madde ile de yürürlük tarihinin 01/09/2023 olduğu anlaşıldığından herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE, 2-Alınması gerekli harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep hâlinde davacıya iadesine, Dair, 6100 sayılı HMK'nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan...
Menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı uygulama ve doktrinde tartışmalara sebep olmuştur. Kanun metninin lafzi yorumuna bağlı kalındığında menfi tespit davaları kapsam dışında görünmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki menfi tespit davası bir olumsuz alacak davasıdır. Esasen tartışılan husus bir alacağın varlığı veya yokluğudur. Alacak davası olumlu bir tespite dayalı alacak hükmü kurulmasını gerektirir ve bir tarafı para ödemeye mahkum eder. Menfi tespit davası ise olumsuz tespit içeren alacak davası olup bir tarafı para ödemekten kurtarır. Hatta menfi tespit davası sonuçlanmadan veya henüz açılmadan alacak tahsil edilirse menfi tespit davası istirdada yani bir alacak davasına dönüşür. Davanın tabiatı bu biçimde tavsif edildiğinde kanun koyucunun amacına yönelik bir yorumla menfi tespit davalarının da arabuluculuk dava şartına tabi olduğu kabul edilmelidir....
Mahkemece, davacı tarafından yapılan ödemenin takip borçlusunun borcunu ifa niteliğinde olduğu, menfi tespit ve istirdat davasında davacı sıfatının takip borçlusuna ait bulunduğu, borcu ödemiş olan 3.kişinin takip alacaklısına karşı menfi tespit ve istirdat davası açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 30.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, TTK'nun 818/s maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken TTK 757 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış zayi nedeniyle çek iptali davasıdır. Davacının; iptali istenen çek yapraklarının keşidecisi konumunda olduğu anlaşılmaktadır. TTK'nun 651. maddesi gereğince; kıymetli evrakın zayi olduğu veya ziyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir. Aynı kanunun 652. maddesine göre de; kıymetli evrakı zayi eden kimse, iptal kararı alarak hakkını senetsiz olarak da ileri sürebilir veya yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilir. Keşidecinin senet üzerinde ileri sürebileceği bir hakkı mevcut değildir. Kaldı ki, çek iptali davası hasımsız olup, dava sonunda verilecek iptal kararı çek hamili üçüncü kişileri bağlamaz. Çekin iptal kararından sonra takibe konu olması halinde de, keşidecinin yine menfi tespit davası açarak bu çekten dolayı borçlu olmadığını ispat etmesi gerekir....
Dava, TTK'nun 818/s maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken TTK 757 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış zayi nedeniyle çek iptali davasıdır. Davacının; iptali istenen çek yapraklarının keşidecisi konumunda olduğu anlaşılmaktadır. TTK'nun 651. maddesi gereğince; kıymetli evrakın zayi olduğu veya ziyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir. Aynı kanunun 652. maddesine göre de; kıymetli evrakı zayi eden kimse, iptal kararı alarak hakkını senetsiz olarak da ileri sürebilir veya yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilir. Keşidecinin senet üzerinde ileri sürebileceği bir hakkı mevcut değildir. Kaldı ki, çek iptali davası hasımsız olup, dava sonunda verilecek iptal kararı çek hamili üçüncü kişileri bağlamaz. Çekin iptal kararından sonra takibe konu olması halinde de, keşidecinin yine menfi tespit davası açarak bu çekten dolayı borçlu olmadığını ispat etmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE: Davacı tarafından açılan dava, ... 4. İcra Müdürlüğünün ... E sayılı dosyasında borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır. İlgili ... 4. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile ... tarafından icra takibi açıldığı, dosyanın borçlularının ..., ... Limited Şirketi ile ... A.Ş olduğu, takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı vekili, davanın genel anlamda menfi tespit davası olduğunu beyan etmiş olup İİK 72.maddeye dayalı olarak açılan menfi tespit davası ancak takip borçluları tarafından açılabileceğinden takip borçlusu olmadığı için aktif dava ehliyeti bulunmayan davacının davasının husumet yokluğu nedeni ile reddine, esasa girilmediğinden davalının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE: Davacı tarafından açılan dava, ... 4. İcra Müdürlüğünün ... E sayılı dosyasında borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır. İlgili ... 4. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile ... tarafından icra takibi açıldığı, dosyanın borçlularının ..., ... Limited Şirketi ile ... A.Ş olduğu, takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı vekili, davanın genel anlamda menfi tespit davası olduğunu beyan etmiş olup İİK 72.maddeye dayalı olarak açılan menfi tespit davası ancak takip borçluları tarafından açılabileceğinden takip borçlusu olmadığı için aktif dava ehliyeti bulunmayan davacının davasının husumet yokluğu nedeni ile reddine, esasa girilmediğinden davalının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemi ile karşı dava olarak açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. 1-Tasarrufun iptali davaları İİK’nun 281.maddesi geriğince basit yargılama usulüne tabi davalardan olup HMK’nun 2.maddesinde de belirtildiği üzere genel mahkemelerde görülmesi gereken davalardan olduğundan mahkemenin tasarrufun iptali davası yönünden görevsizlik kararı vermesi usul ve yasaya aykırıdır. 2-Basit yargılama usulüne tabi tasarrufun iptali davasına karşı açılan menfi tespit davasının yazılı yargılama usulüne tabi olması, tasarrufun iptali davasının temyiz inceleme yeri ile menfi tespit davasının temyiz inceleme yerinin farklı olması nedeniyle karşı dava olarak açılan menfi tespit davasının tasarrufun iptali davasından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi yargılamaya ayrı esas üzerinden devam edilip taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken her iki davanın birlikte görülmesi isabetli görülmemiştir...