Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tarafın hakkında başlatılan takibe itiraz ederek hakkında başlatılan takibi durdurma imkanı varken, itiraz etmeyip yaklaşık 7 yıl sonra hakkında başlatılan takibe konu borç için menfi tespit davası açması hakkın kötüye kullanılması olup, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, davacı taraf kredi sözleşmesi gereği müvekkili bankaya borçlu bulunduğu, sözleşmeye ve kefalet limitine bir itirazı da bulunmadığını, davacı tarafın açmış olduğu bu davadaki iddialarını ancak İcra Mahkemesinde şikayet yolu ile ileri sürebileceği, kredi sözleşmesinde imzası bulunması, kefalete ve kefaletin geçerliliğine bir itirazı olmaması nedeniyle bu iddialarının menfi tespit davasına konu edilemeyeceğini, bu nedenlerle Adana 1. Tüketici Mahkemesi’nin 11/02/2020 Tarihli ve 2019/891 E. 2020/113 K. sayılı ilamının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

ÜÇÜNCÜ ŞAHIS : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalılardan ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına ve taşınmazların cinsi, yüzölçümü, pay oranları, paydaş sayısı, imar yasası ve mevzuatı uyarınca aynen taksim edilemeyeceğinin ve satışına karar verilen taşınmazların değerinin satış aşamasında yeniden tespit edilebileceğinin anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %09.9 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 17.15.-TL’nın mahsubu ile bakiyesinin temyiz edenden alınmasına, 30.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Maddesine göre, tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir....

    DELİLLER : Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, Mersin 3.İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasının uyap çıktıları GEREKÇE : Dava, bonoya dayalı olarak başlatılmış icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olup, istinafa konu uyuşmazlık, mahkemece verilen ... tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara kararın kaldırılmasına ilişkindir. Davacı tarafından açılan menfi tespit davasında, Mersin 3. İcra Müdürlüğü'ne ait ... sayılı dosyasında, icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiği, mahkemece verilen ... tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

      Menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK’nun 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi sayısız hukuki sakıncalara da neden olacaktır. Bu itibarla kanun hükmünde öngörülen açık ifadelere rağmen dava şartı arabuluculuğun uygulama alanının genişletilmesi doğru değildir. HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir....

      Nolu dosya ile şikayette bulunulmuş olup, soruşturmanın devam ettiğini, müvekkili şirketin davalıya borcu olmayıp, Yargıtay kararlarına göre de menfi tespit davasının da kabulünün gerektiğini belirterek 50.182,08 TL borçlu olmadıklarının tespitine, menfi tespit davasının kabulüne, ihtiyati tedbir kararı verilmesine, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle %20'sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; icra takip dosyası itibariyle Halk Bankasına ait çekin keşidecisinin FSP Ltd....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/565 KARAR NO : 2021/516 DAVA : Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 15/09/2014 KARAR TARİHİ : 15/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin söz konusu adreste yaklaşık 3.5 yıldır Et ve Balık Satış mağazası olarak faaliyet gösterdiğini, 18/03/2014 tarihinde müvekkilinin işyerinde tutulan ... nolu zabıta istinaden düzenlenen ......

        DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, tüketici kredisinden kaynaklanan alacağın tahsili istemi ile davalı banka tarafından dava dışı asıl borçlu ile birlikte davacı kefil hakkında başlatılan icra takibinden dolayı menfi tespit istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi KARAR TARİHİ :30.7.2009 ÜÇÜNCÜ ŞAHIS : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı-davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava ihtiyaç nedeniyle tahliye ve kira tespiti istemine ilişkindir....

          Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup, davacıların kendi yerleşim yerleri olan Adana'da dava açtıkları anlaşılmaktadır. İİK'nın 72/son maddesine göre menfi tespit veya istirdat davasında yetkili mahkeme, takibin yapıldığı yer mahkemesi veya davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesi olup, HMK'nın 6. Maddesine göre de yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Davalı bankanın merkezi İstanbul olup, icra takibinin de İstanbul'da yapıldığı, gerek İİK'nın 72/son gerekse HMK'nın 6.maddesine göre Adana mahkemelerinin yetkili olmadığı anlaşıldığından, davacılar vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Yukarıda belirtilen sebeplerle İlk Derece Mahkemesi'nce verilen yetkisizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacılar vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          UYAP Entegrasyonu