Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ..., kullanımında bulunan taşınmazın, adına kullanıcı şerhi verilen 3212 nolu taşınmazdan daha fazla yeri kapsadığını, kullanımında bulunan ve 3212 nolu taşınmaza bitişik bulunan 120,35 m2' lik bölümün tespite konu yapılmadığını, 2/B hattının yanlış aplike edildiğini, bu bölümün de 2/B ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunu iddia ederek, tespite konu yapılmayan bu bölümün, 3212 nolu taşınmaza eklenerek adına kullanıcı şerhi verilmesini istemiştir. Kadastro mahkemesince, dava konusu yapılan bölüm hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hükmün kesinleşmesiyle yargılamaya sulh hukuk mahkemesinde devam olunmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki 2/B uygulamasına itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... Yönetimi, yörede 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sırasında Sarıdibek Köyünde bulunan ve dava dilekçesinin ekindeki haritada (PXLVII), (PLIII), (PLIV), (PLV), (PLVI), (PLVII) ve (PLIX) numaraları ile gösterilen taşınmazlar orman sınırları içinde olduğu halde, 3302 Sayılı Yasa hükmüne göre 2009 tarihinde yapılıp 23/11/2009 - 23/05/2010 tarihleri arasında ilan edilen aplikasyon ve (2/B) uygulaması sonucu hatalı işlemle taşınmazların tamamının(2/B alanında) bırakıldığını, işlemin iptali ile taşınmazların orman sınırları içinde bırakılmasını istemiştir....

      Mahkemece, davacının dava konusu yaptığı taşınmazda kendisi adına kullanıcı şerhi verilmediği, bu nedenle dava konusu taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesi talebi yönünden hukukî yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve 135 ada 27 nolu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; 3402 sayılı Yasaya eklenen Ek 4. madde gereğince yapılan kullanım kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Her ne kadar mahkemece, davacının dava konusu yaptığı taşınmazda, kendisi adına kullanıcı şerhi verilmediği, bu nedenle dava konusu taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesi talebi yönünden hukukî yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme ve varılan sonuç doğru değildir. Şöyle ki; davacı, dava konusu taşınmazın bir bölümünü, adına kullanıcı şerhi verilen 135 ada 27 nolu parselle birlikte kullandığını iddia ederek dava açmıştır....

        dava konusu taşınmazlarına itiraz etmeleri de sözkonusu olmadığını, mülkiyeti gerek 2B kadastrosu sonrası ve daha önemlisi öncesinde Hazine'ye ait taşınmazları, kardeşlerinin kullanımına itiraz etmeleri halinde başvurabilecekleri bir kanun yolu olmadığını, müvekkillerinin itiraz etmemelerini ve dahi kardeşleri ve yeğenleri ile kavga edip miras haklarını (hisselerini) istememelerini aleyhlerine bir durum olarak kabulü hatalı ve hakkaniyete aykırı bir değerlendirme olduğunu, bu hususların dışında bir kısım taşınmaz üzerindeki fındık ağaçlarının davalılar tarafından ekildiğini müvekkillerinin kabul etmediğini, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, dosyanın içeriği itibariyle yeniden yargılamaya gerek olmadığından davalarının kabulüne ve bir kısım taşınmaz üzerinde mevcut fındık ağaçlarının davalılar tarafından ekildiğinin ayrıca tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "dava konusu taşınmaza ait kadastro tespitinin 21.08.1995 yılında kesinleştiği ve taşınmazın beyanlar hanesine kullanıcı şerhi yazılmadığı, Kadastro Müdürlüğünün 29.12.2015 tarihli yazı içeriğinden de anlaşıldığı şekilde taşınmaz imar uygulamasına tabi tutulduğundan, taşınmazın güncelleme çalışması kapsamına alınmadığı, dava konusu taşınmazla ilgili olarak 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesi kapsamında yeni bir çalışma yapılmadığı, davacı kadastro tespit tarihinden önce taşınmazda zilyet olduğunu ileri sürerek dava açtığına göre, kesinleşen kadastro tespitinden önceki nedene dayandığı, bu durumda davanın açıldığı 14.02.2014 tarihi itibari ile...

          Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1980 yılından beri ... Oğlu ...'un kullanımında olduğu' belirtilerek, 10.08.2020 tarihinde Hazine adına tespit edilmiştir. 2. Davacı ... vekili dava dilekçesinde; kullanım kadastrosu sırasında, ... ili ... parsel ... taşınmazda kullanıcı olarak davalının adının yazıldığını, ancak taşınmazın kullanıcısının tarafların ortak murisi ... olduğunu, mirasçılardan sadece davalı ... adına kullanıcı şerhi verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kullanıcı şerhinin iptali ile mirasçılar adına kullanıcı şerhi verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1....

            Somut olayda dava, beyanlar hanesinde herhangi biri lehine zilyetlik şerhi bulunmayan tapu kaydında davacı lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemi ile Asliye Hukuk Hukuk Mahkemesinde açılacak esasa kaydedilmiş olup, davacının Hazine'ye karşı iddiasını ispat yükümlülüğü bulunması nedeniyle, çekişmesiz yargı işi olduğundan söz edilemez. Hal böyle olunca görevli Asliye Hukuk Mahkemesince davanın esasına girilerek tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek dosya kapsamına uygun bulunmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Somut olayda dava, beyanlar hanesinde herhangi biri lehine zilyetlik şerhi bulunmayan tapu kaydında davacı lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemi ile Asliye Hukuk Hukuk Mahkemesinde açılarak esasa kaydedilmiş olup, davacının Hazine'ye karşı iddiasını ispat yükümlülüğü bulunması nedeniyle, çekişmesiz yargı işi olduğundan söz edilemeyeceğinden görevli Asliye Hukuk Mahkemesince davanın esasına girilerek tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek dosya kapsamına uygun bulunmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                bu yerlere ilişkin tapuya kullanıcı şerhi verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca 2/B madde alanlarında yapılan kullanım kadastrosu sırasında 2/B alanında tutanak düzenlenen, ancak, kullanıcı şerhi verilmeyen taşınmazda zilyedlik ve orman iddiasına dayalı olarak açılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir. 1) Davacıların temyiz itirazları bakımından; kullanım kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmaz hakkında çamlık niteliği ile kullanıcı gösterilmeksizin Hazine adına tesbit tutanağı düzenlendiği, davacılar, taşınmazın kendi zilyedliklerinde olduğunu ileri sürerek, adlarına tescil ve kullanıcı şerhi verilmesi talebiyle dava açmışlarsa da; çekişmeli taşınmazın 1966 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde iken, 1985 yılında yapılan 2/B uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı ve bu işlemin de kesinleştiği, 5831 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanununa eklenen Ek -10. madde hükmü gereğince, Hazine adına orman sınırı...

                  UYAP Entegrasyonu