Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Fesih nedeniyle cezai şart istenebilmesi için feshin haklı ve hukuka uygun olması zorunludur. Davacı sözleşmenin 11. ve 14. maddeleri uyarınca fesih ve cezai şartı kiracının kira borcunu ödememesine dayandırmıştır. Dosya kapsamına göre, kiralananın Borçlar Kanun'unun adi kiraya ilişkin hükümlerine tabi bir yer olduğu anlaşılmaktadır. Kira akdinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrüdü olup kira parasının ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 315.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir....

    İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davacılar tarafından üstün hak iddiasında bulunularak dava konusu taşınmazın 4706 sayılı Kanun kapsamında kendilerine doğrudan satışının yapılması gerektiğinin iddia edildiği, davacıların söz konusu yerde fuzuli şagil olduğu, işgalden dolayı ecrimisil ödendiği, mevzuat hükümleri uyarınca ecrimisil ödeniyor olmasının taşınmazın davacılara doğrudan satışına ilişkin bir hak doğurmayacağı, davacıların doğrudan satış hakkı elde etmesini sağlayacak herhangi bir üstün haklarının bulunmadığı, ayrıca, söz konusu taşınmazın 2886 sayılı Kanun'un 45. maddesine göre açık teklif usulü uyarınca 05/08/2021 tarihinde satışı kapsamında gerekli yerlerde ilanların usulüne uygun şekilde yapıldığı ve … tarih vesayılı yazı ile davacılardan …'a ihaleye davet yazısının tebliğ edildiği, dava dilekçesinde ileri sürülen hususların dava konusu işlemi kusurlandırıcı nitelikte olmadığı, bu itibarla dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır....

      tarafından temyiz edilmiştir. 2886 Sayılı Devlet İhale Kanununun 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi ile değişik “Ecrimisil ve Tahliye” başlıklı 75.maddesinin 3 ve 4.fıkrasında; “kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm var ise ona göre hareket edilir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/108 E. sayılı dosyasından itirazın iptali davası açıldığını, davacının talebinin tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Temel savunmaları olarak; müvekkili kiracı olarak bulunduğu dükkanı 2886 sayılı İhale Kanunu ile belli bir süreyle kiralamamış, davacının muvafakati ile devir yoluyla kiralamış olup taraflar arasındaki kira ilişkisine 6570 sayılı mülga yasa ve 6098 sayılı Borçlar Kanunu uygulanacak ve kira sözleşmesinin feshinde ve tahliyesinde bu yasalara göre müvekkili hakkında önce kira sözleşmesinin feshedilmesi ve akabinde tahliye davası açılacak, davanın sonucuna göre tahliye ve ecrimisil tazminatı hak edeceğini, Davacının dayandığı yasal sebep 2886 sayılı Yasa'nın 75. maddesi olduğunu, 2886 Sayılı Devlet İhale Kanununun 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi ile değişik “Ecrimisil ve Tahliye” başlıklı 75. maddesinin 3 ve 4. fıkrasında; “kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm var ise ona göre hareket...

        DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Dava konusu taşınmazın mülhak bir vakıf olan … Vakfı'nın mülkiyetinde bulunduğu ve 2886 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilemeyecek olan taşınmaz hakkında 2886 sayılı Kanunun 75.maddesi uyarınca tesis edilen tahliye işleminde hukuka uyarlık bulunmadığından temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir....

          Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşme ve eki protokoller kapsamında cezai şart talebinin haklı olup olmadığı, cezai şart istenilip istenilemeyeceği, sözleşme süresi boyunca cezai şart istenilmemesi nedeniyle sözleşmenin bitiminden sonra cezai şart talebinin hakkaniyete ve tarafların menfaat dengelerine uygun olup olmadığı hususlarına yöneliktir. Taraflar arasında imzalanan 15/01/2011 tarihli bayilik sözleşmesinin 28 maddeden, aynı tarihli protokolün 10 maddeden ve aynı tarihli satış taahhütnamesinin 8 maddeden oluştuğu, cezai şarta ilişkin hükümlerin sözleşmenin 19. maddesi ile protokolün 5.1.4.2 maddesinde düzenlendiği, satış taahhütnamesinin 3. maddesi ile 4.000 metreküp beyaz ürün ve 1.000 ton otogaz alınmasının kararlaştırıldığı, 4. maddesi ile taahhüdün yerine getirilmemesi halinde beher metreküp beyaz ürün için 34 USD, beher ton otogaz için 30 USD cezai şart ödenmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır....

            Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 4.344,50 TL kira alacağı, 1.585 TL fesih tazminatı ve 2.440,90 TL cezai şartın tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve taktirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin kira alacağına uygulanan faiz oranına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin fesih tazminatı ve cezai şarta yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı ile davalı arasında, 2886 Sayılı Yasa Hükümlerine göre düzenlenen 20.08.2008 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır....

              Bu itibarla feshe dayalı olarak davalıdan cezai şart istenemez. Bu durumda mahkemece cezai şart isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK' un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK' un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                Mahkemece Kanun hükmü ile cezai şarta ilişkin şartnamenin 15. maddesi geçersiz hale geldiğinden tazminat (cezai şart) istemin reddine karar verilmesi gerekir. ./.. 3-Davalı vekilinin faize yönelik temyiz itirazlarına gelince; 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un Geçmişe Etkili Olma başlıklı 2.maddesinde “Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı, yine Görülmekte Olan Davalara İlişkin Uygulama başlıklı 7.maddesinde de “Türk Borçlar Kanunu'nun; kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120., aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138.maddesinin, görülmekte olan davalarda da uygulanacağı” öngörülmüştür. Kira alacağı özel hukuk ilişkisinden kaynaklandığından gecikme zammı talebi faiz isteği niteliğindedir....

                  Ecrimisil fuzuli şagil tarafından ödenmez ise 6183 sayılı "Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur..." hükmü-mü öngörülmüştür. Uyuşmazlık Mahkemesinin 20.2.1989 tartı 2/1 sayılı ilke kararında da " .2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75. maddesi uyarınca, tebliğ olunan ihbarname ile İstenilen ecrimisil nedeniyle açılan davaları çözüm yerinin, ecrimisilin belirlenmesi ve işgalciden istenilmesi işlemlerinin idari niteliği itibariyle idari yargı yeri olduğu açıklanmıştır. Gerçekten de; 2886 sayılı Yasanın 75. maddesine göre, Hazinece alınan tüm kararlar, ecrimisilin belirlenmesi, ecrimisil ihbarnamesi düzenlemesi ve tebliği, ihbarnamenin iptali, idari yolla istenen ecrimisilin fazla olduğu iddia sına dayalı işlem ve davalar idari nitelikte olup, çözüm yerinin idari yargı olduğu kuşkusuzdur. Bu tür bir uyuşmazlığın genel hükümler dairesinde çözümlenmesi mümkün değildir....

                    UYAP Entegrasyonu