Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine göre tazminat talep etmesinin hukuken kabul edilemeyeğini, bir diğer deyişle, davacı ...'...

    davasının açıldığı, davanın devamı sırasında dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede yenileme çalışmalarının başladığı ve yapılan yenileme çalışmaları sonucunda dava konusu 882 parsel sayılı taşınmazın 129 ada 34 nolu parsel olarak ve yüz ölçümünün 32.508,31 m² olarak tescil edildiği, yine komşu 823 nolu parselin 129 ada 68 nolu parsel olarak ve 15.859,76 m² yüz ölçümlü olarak tespit edildiği, yenileme çalışmasının itiraz edilmeksizin 20/02/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....

    Dava, TMK'nın 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 22/12/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....

      TMK'nun 1007. maddesi gereğince açılan tazminat davaları, dava açıldığı tarihte tazminat miktarının davacı tarafça tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olmadığından HMK'nın 107/1. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası niteliğindedir. (Yargıtay 5. HD,17/06/2021tarih, 2020/8712 E.,2021/9021 K.)...

        ne haciz ihbarnamesi gönderilmediği anlaşılmakla “gerçeğe aykırı beyanda bulunma” suçunun oluşmadığı ve şikayet dilekçesinde İİK'nın 89/4. maddesine uygun bir tazminat talebi olmadığı gibi, istenen tazminat miktarı da belirtilmediğinden, şikayetçi vekili tarafından İİK'nın 89/4. maddesine uygun olarak açılmış bir tazminat davasının bulunmadığının kabulü ile sonuç itibariyle doğru olan beraat ve tazminatın reddi kararına yönelik şikayetçi vekili ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 06.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Bu itibarla, Orman Yönetimi hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi ve davacıların zararından davalı Hazinenin sorumlu olduğu gözetilmeden Hazine hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değildir. Bundan başka, tazminat istemine konu 408 ada 76 parsel sayılı taşınmaz hakkında Orman Yönetimi tarafından aynı mahkemenin 2015/128 Esas sayılı dosyasında tapu iptali ve tescil istemli olarak dava açılmış olup, her iki davanın konusu aynı taşınmaz olduğundan davalar arasında HMK'nın 166. maddesi gereğince bağlantı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle bağlantılı davaların birlikte görülmesi gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir....

            Terditli ilk talep tapu iptali ve tescil talebi olduğundan, terditli 2. talep olan alacak talebi yönünden davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı sonucuna varılmıştır. Davacının ödemeyi ispat edememesi nedeniyle terditli 2. talep olan alacak talebi yönünden de (Konya BAM . HD'nin kararından sonra da) davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar Konya BAM . HD'nin kararı gereğince terditli ilk talep olan tapu iptali ve tescil talebi yönünden eksik harç tamamlanmış ise de, terditli ilk talep duruşma içinde reddedilip terditli 2. talep olan alacak talebinin incelenmesine geçildiğinden, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin terditli 2. talep olan alacak talebine göre değerlendirilmesinin gerektiği sonucuna varılmış ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Dava, terditli şekilde açılmış olup, öncelikle tapu kaydının iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde, tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki nedenlere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir. Kanunda belirtilen bu süre hak düşürücü nitelikte olup kamu düzeni ile ilgili olduğundan, taraftarca ileri sürülmese de mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulur. Somut olayda, 01.10.2007 dava tarihi itibarıyla kanunda öngörülen hak düşürücü süre geçtiğinden davacılar lehine mülkiyet hakkı doğmamıştır. Mülkiyet hakkı doğmadığından buna bağlı olarak tazminat isteğinde de bu-lunulamaz. Tüm bu açıklamalara göre, tazminat isteğinin de reddine karar verilmesi gerekirken, değişik düşünce ve gerekçelerle kabulü doğru olmamıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat istemi ve birleştirilen tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalardan dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın davalı ... aleyhine açılan davanın açılmamış sayılmasına, davalılar ..., ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, asıl dava davalılarından ... ve ... ile birleştirilen davanın Hazine vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, tazminat istemine; birleştirilen Koceli 3....

                  - K A R A R - Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu aleyhine yapılan ilamsız takipte ödeme emrine davalı-borçlu adına tek bir yetkili tarafından itiraz edildiğini oysa şirketin iki yetkili tarafından müştereken temsil edilmesi gerektiğini, bu geçersiz itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, HMK'nun 111. maddesi gereğince terditli bir dava açarak asıl talep olarak ödeme emrine itirazın geçersizliğinin tespitine karar verilmesini ve şayet bu talebi kabul edilmeyerek ödeme emrine itiraz geçerli sayılırsa bu kere fer'i talep olarak davalı-borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına ve davalı-borçlunun % 20 icra inkar tazminatıyla sorumlu tutulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini ve davacı-alacaklının % 40 kötüniyet tazminatıyla sorumlu tutulmasını istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu