Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 2859 sayılı Yasa uyarınca yapılan yenileme kadastrosundan kaynaklı, ortak sınırın belirlenmesine ve yenileme faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik olup mahkemece mülkiyeti etkileyecek ve malik hanelerini de kapsayacak şekilde tapu kayıtlarının tümüyle iptaline karar verilmesi isabetsiz ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılması gerektirmediğinden hüküm fıkrasının ikinci satırında yer alan "tapu kayıtlarının tümüyle iptali" sözlerinin hükümden çıkarılarak yerine "malik haneleri korunmak suretiyle tapu kayıtlarının iptali" sözlerinin yazılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, 27.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Çekişmeli taşınmazın yüzölçümü 3402 sayılı Kanun’un 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuyla azalmış ise de davacı uygulama kadastrosundan sonra taşınmazı dava dışı Kübra Kurt’a sattığından uygulama kadastrosunun iptali istemiyle dava açma hakkı dava tarihinde tapu maliki olan Kübra Kurt’a aittir. Kübra Kurt tarafından uygulama kadastrosunun iptali istemiyle dava açılması, mahkemece uygulama kadastrosunun yanlış yapıldığının tespit edilerek davanın kabul edilmesi halinde çekişmeli taşınmaza komşu olan taşınmaz maliki davalı T3’un taşınmazında artış olmayacağı, sebepsiz zenginleşmenin de söz konusu olmayacağı açıktır....

    Askı ilân süresi içinde dava açılmaması nedeniyle kesinleşen uygulama kadastrosu çalışmalarına karşı açılacak tapu iptali ve tescil istekli davalarda görevli mahkeme ise 6100 sayılı HMK'nın 2/1. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemeleridir. Somut olayda davacının taşınmazındaki yüzölçümü eksilmesi 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosundan kaynaklanmıştır. Uygulama kadastrosu sonuçları 26.12.2012 ilâ 24.01.2013 tarihleri arasında yapılmış; eldeki dava ise, uygulama kadastrosunun kesinleşip tapuya tescil edilmesinden sonra 17.04.2014 tarihinde açılmıştır. Hal böyle olunca, askı ilân süresinden sonra açılan davanın 6100 sayılı HMK'nın 2/1. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesince incelenip sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Çankırı Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18/05/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      Somut olayda, yörede 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca uygulama kadastrosu yapılmış ve davacı İdare tarafından, askı ilân süresi içinde eldeki dava açılmış ise de, dava mülkiyet hakkına yönelik olup yenileme çalışmasına yönelik bir itiraz sözkonusu değildir. Kadastro mahkemelerinin görevi, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca uygulama kadastrosundan kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmektedir. Kadastro Mahkemesinin tapu iptali ve tescil kararı verme görevi bulunmamaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 28/01/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        /B alanları hakkında zilyetlik ve muhdesat şerhi verilmesi isteminden kaynaklanan davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar ile kadastro öncesi nedenlere dayanılarak genel mahkemelerde açılan tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararları incelemekle görevlendirilmiş olup, temyize konu dava yönünden yukarıda değinilen 2017/... Esas sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay .... Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, ....07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., Beğenler Köyü 101 ada 23 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tapuda kayıtlı olduğunu ve 1000 m² yüzölçümlü bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu iddasıyla tapu kaydının iptali ile hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir....

            Şöyle ki, davacı ... arazi kadastrosundan sonraki hukuki nedene dayanarak dava açmıştır. 6831 Sayılı Orman Yasasının 7. maddesindeki “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit (bu kavram içine daha önce arazi kadastrosu yapılan ve yapılmayan tüm taşınmazların girdiğinin kabulü gerekir) taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tespiti, orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince 2005 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasının iptali için 6831 Sayılı Yasanın 11/1.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürelerin davalı yönünden geçtiği; davacı; genel arazi kadastrosundan önceki hukuki sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukuki nedene dayanarak iptal ve tescil istediğinden, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümleri uygulanamayacaktır....

              Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın tapu iptali ve tescil değil uygulama kadastrosuna itiraz mahiyetinde olduğu, mahkemece yapılacak işin de taşınmazda sınırlandırma hatasının bulunup bulunmadığını, uygulama kadastrosunun yöntemine uygun yapılıp yapılmadığını denetlemek olduğu, uygulama kadastrosu sırasında davacı ve davalıya ait taşınmazlar arasında sabit bir sınır bulunmaması nedeni ile tesis kadastro paftasının esas alındığı, bu durumda yapılan uygulama kadastrosunun yasa ve yönetmeliğe uygun olduğu, İlk Derece Mahkemesince, uygulama kadastrosunun yasa ve yönetmeliğe uygun olarak yapıldığı gözetilerek davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı olarak, davanın tapu iptali ve tescil olarak nitelendirilmesi ve hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmesi doğru değilse de, istinaf edenin sıfatına göre, usulden ret kararının davacı lehine olduğu, istinaf eden aleyhine hüküm kurulamayacağı gözetildiğinde...

                nın 1023 (E.M.Y.931 İsviçre M.Y.974) maddesindeki "iyi niyetle edinme" kuralının uygulanamayacağı gözönünde bulundurularak yine 1993 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama sınırları içinde kaldığı saptanırsa 6831 Sayılı Orman Yasasının 7/1. maddesi "Devlet Ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da, herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit (bu kavram içine daha önce kadastrosu yapılan ve yapılmayan tüm taşınmazların girdiğinin kabulü gerekir.) taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti orman kadastro komisyonlarınca yapılır." hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama sınırları içinde kalmış olacağından, davacı Hazine, genel arazi kadastrosundan önceki hukuki sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukuki nedenlere dayanarak iptal ve tescil istediğinden, yine somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi...

                  Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....

                  UYAP Entegrasyonu