Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:476) 6100 sayılı HMK'nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HMK'nın 353/(1)-a.3. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak kararın kaldırılması nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, İİK'nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla mahkememiz kararı kaldırılmıştır. Belirtilen kaldırma ilamı gereğince İİK 89/3 maddesine dayalı açılan menfi tespit davalarında Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir....

    1.524.754,48 TL, Büyükçekmece ...İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasından 4.091.995,09 TL, Büyükçekmece ...İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasından 906.920,07 TL, Anadolu ...İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasından 377.814,35 TL borçlu bulunduğu tespit edilmiştir....

      Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.İİK 72. maddesi gereğince ihtiyati talep eden geçici hukuki koruma kararlarının genel olarak düzenlendiği HMK hükümleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesinin koşulları kapsamında haklığının yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.İcra ve İflas Kanununun 72/2. maddesine göre, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir sadece icra takibinden önce açılan bir menfi tespit davası olması halinde verilebilecek bir tedbir olup, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemez. Menfi tespit davasının icra takibinden sonra açılması durumunda ise ancak İİK 72/3. maddesi uyarınca icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir verilebilir....

        Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re'sen incelenir. Dava İİK 89.maddesinden kaynaklanan menfi tespit davası, ticari dava olmayıp, bu davaya bakma görevi genel mahkemelere aittir. Yargıtay .... HD'nin ... esas,... karar sayılı, 12/04/2016 tarihli, Yargıtay ... HD'nin ... esas, ... karar sayılı, 17.12.2015 tarihli, İstanbul BAM ... HD'nin... Esas, ... karar sayılı emsal kararlarında, İİK 89.maddesinden kaynaklanan menfi tespit davalarına bakma görevinin genel mahkemelere ait olduğu kabul edilmiştir....

          Yukarıda açıklanan kanun hükümleri ve ilkeler doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; davanın 2004 sayılı İİK m. 72 hükmü uyarınca icra takibinden sonra açılan menfî tespit isteğine ilişkin olduğu, bu tür davalarda yasal olarak sadece icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilebileceği, kanunun açık hükmü karşısında icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında icra takibinin ve takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilemeyeceği, davacı tarafın ..... tarihli dava dilekçesindeki netice-i talebinde sadece icra takibinin durdurulması yönünde tedbir talep ettiği, dava dilekçesinde icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde açıkça bir talep de bulunmadığı, dava dilekçesinde somut olarak "icra takibinin durdurulması" yönünde talepte bulunan davacının yine somut olarak "icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi" yönünde tedbir talep etmesi gerektiği, dava dilekçesinin "talep sonucu" kısmında sadece icra takibinin...

            Dosya kapsamından, davanın İİK’nın 89/3. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası olarak açıldığı anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Yasası'nın 4. maddesinde "İcra ve iflâs dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikâyetlerle itirazların incelenmesi icra mahkemesi hâkimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hâkim tarafından yapılır." düzenlemesine yer verilmiştir. Davacı, İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2010/610 esas sayılı dava dosyasında icra takip dosyasında çıkarılan tebliğatların usulsüzlüğüne ilişkin şikayet yoluna başvurmuş; yapılan yargılama sonucunda davacının hacizden haberdar olduğu tarih itibariyle şikayet süresini kaçırdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar Yargıtay' da onanarak kesinleşmiştir....

              Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davalarında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, 2004 Sayılı Kanunun 89. Maddesi gereğince açılacak menfi tespit davasında "Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur." şeklinde amir kanun hükmü bulunduğu, dolayısıyla açılan davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi ve H.M.K.'nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                Bu süre hak düşürücü nitelikte olduğundan, mahkemenin, davanın süresi içinde açılıp açılmadığını re’sen araştırması gerekir(Baki Kuru-İcra İflas Hukuku Ders Notları-baskı; 2004, sayfa; 406 vd.). Prof. Dr. Baki KURU'nun "İcra ve İflas Hukuku El Kitabı" adlı eseri s. 473-474'de aynen belirttiği gibi; Üçüncü kişi zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeden önce, borçlu ile kötü niyetli alacaklı (VEYA SADECE KÖTÜ NİYETLİ ALACAKLI) aleyhine, alacaklıya borçlu olmadığının tespiti için genel bir menfi tespit davası da açabilir (Sadece alacaklıya karşı da açılabileceği yönünde ayrıca bkz; İYİLİKLİ, Ahmet Cahit, Haciz İhbarnameleri, Ankara 2012, Yetkin Yayınları, s. 147 vd) Çünkü, menfi tespit davası, geri verme (eda) davasının öncüsüdür. Bu aşamada eda davası açma hakkı olmayan üçüncü kişinin eda davasının öncüsü olan menfi tespit davasını açmada hukuki yararı vardır. Bu genel menfi tespit davası İİK m. 89 da belirtilen özel menfi tespit davasından farklıdır....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 28/03/2019 NUMARASI: 2018/648 (E) - 2019/477 (K) DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit KARAR TARİHİ: 24/03/2022 Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun (İİK) 89'uncu maddesinin 3'üncü fıkrası uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde; dava dilekçesinde ileri sürdükleri konuların tartışılıp değerlendirilmesi için istinaf kanun yoluna başvurduklarını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355'inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava dosyasına eklenen İstanbul ...'nci İcra Dairesinin ......

                    Davalı tarafından açılan menfi tespit davası sonunda verilecek karar taraflar arasındaki borç-alacak ilişkisini sona erdirebileceğinden ortaklığın giderilmesi davasının sonucu bu davanın sonucundan etkilenecektir. Bu nedenle, davalı ... tarafından İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/372 Esas sayılı dosyasıyla açılan menfi tespit davasının 6100 sayılı HMK'nın 165/1. maddesi gereğince görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele yapılması gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 18.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu