K A R A R Dava,davacının davalı işveren nezdinde 3.12.1998-5.5.2004 tarihleri arasında hizmet akdi ile sürekli çalıştığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de varılan bu sonuç usule aykırıdır. Gerçekten,davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işveren"Halk Sağlığı Labaratuvarı Derneği'nin ekli belgelerden anlaşıldığı üzere 1.6.2004 tarihli dernek genel kurulu kararı ile feshine ve tasfiyesine karar verildiği,davanın açıldığı 23.7.2004 tarihin de Dernek tüzel kişiliğinin bulunmadığı açıktır.Hizmet tespiti davalarında prim sorumlusu olarak işverenin davada yasal ve zorunlu hasım olması gerektiği kuralı karşısında dava tarihinde dahi taraf ehliyeti bulunmayan dernek hakkında hüküm kurulması doğru değildir....
Bölge Müdürlüğü yol yapım şube müdürlüğünde bakım başmühendisi olduğu, diğer sanığın ise aynı yerde şube şefliği görevi yaptığı; adı geçen İdare ( Karayolları 11....
Şu halde, şube genel kurulunun iptali davalarında, sendika genel merkezi ile sendika şubesi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu ve davanın, sendika genel merkezi yanında ilgili sendika şubesine de yöneltilmesi gerektiği kabul edilmelidir. Nitekim yerleşik Yargıtay uygulaması da bu yöndedir. Somut uyuşmazlıkta, asıl ve birleşen davalarda davacılar, davalı sendika ... Şubesinin 11/12/2016 tarihinde icra edilen şube genel kurulunun iptalini talep etmişlerdir. Dava, sendika genel merkezine karşı açılmış ve mahkemece de, genel kurulunun iptali talep edilen sendika şubesine davanın yöneltilmesi sağlanmamıştır. Yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, şube genel kurulunun iptali davalarının sendika genel merkezi ile sendika ilgili şubesine yöneltilmesi gerekmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "Dernek Genel Kurulunun 27.03.2022 tarihli toplantısında Dernek Tüzüğünün 50. maddesinde belirlenen usule uyulmadığı, davacı taraf ile dava dışı kişiler tarafından yapılan itirazların gündeme ilave edildiği, ancak verilen cezaların okunmadığı ve davacı tarafa savunma yapması için süre verilmediği, bu haliyle Genel Kurul tarafından yapılan işlemin tüzüğe aykırı olduğu ve iptalinin gerektiği; yine davalı derneğin Yönetim Kurulu tarafından verilen cezada, disiplin kurulu tarafından usulüne uygun ve ayrıntılı araştırma yapıldığı belirtildikten sonra önerilen kınama cezasından ayrılınarak 1 ay süre ile uzaklaştırma cezası verilmesi konusunda da yönetim kurulu kararında bir gerekçe belirtilmediği, bu haliyle de verilen cezanın hem Dernek Tüzüğüne hem de verilecek cezanın ölçülü ve isnat edilen fille ölçülü olması haline aykırı olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile davalı ......
İş Mahkemesinin 2018/625 Esas sayılı dosyasına konu dava dilekçesinde özetle, asıl doyaya konu dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, öncelikle seçimin ve genel merkez ve şube kararlarının dava sonuna kadar tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve yönetim kurulunca 09.12.2018 tarihinde olağan genel kurul yapılmasına dair alınan kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. B-)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ; Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Sendika ve Şube Yönetim Kurulu kararlarının öğrenildiği tarihten itibaren 1 aylık hak düşürücü süre içinde açılması gerektiğini, davacılardan T2 askı ilanı yapılmadığına ilişkin iddialarının 2 günlük hak düşürücü süreden sonra yapıldığını, Şube Genel Kurulunun bir önceki genel kurula göre 5 ay önceye yani 09.12.2018 tarihine alınmasında Şube Ana Tüzüğünün 28. maddesine aykırı bir yön bulunmadığını, Genel Merkeze kayyım atanmasının ve İzmir 7....
İş Mahkemesinin 2018/625 Esas sayılı dosyasına konu dava dilekçesinde özetle, asıl doyaya konu dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, öncelikle seçimin ve genel merkez ve şube kararlarının dava sonuna kadar tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve yönetim kurulunca 09.12.2018 tarihinde olağan genel kurul yapılmasına dair alınan kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. B-)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ; Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Sendika ve Şube Yönetim Kurulu kararlarının öğrenildiği tarihten itibaren 1 aylık hak düşürücü süre içinde açılması gerektiğini, davacılardan T2 askı ilanı yapılmadığına ilişkin iddialarının 2 günlük hak düşürücü süreden sonra yapıldığını, Şube Genel Kurulunun bir önceki genel kurula göre 5 ay önceye yani 09.12.2018 tarihine alınmasında Şube Ana Tüzüğünün 28. maddesine aykırı bir yön bulunmadığını, Genel Merkeze kayyım atanmasının ve İzmir 7....
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya direnilmiş, direnme kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulunun 14.09.2021 tarihli ve 2018/9-926 Esas, 2021/983 Karar sayılı kararı ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, Hukuk Genel Kurulu kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde elektrikçi olarak çalışmakta iken 29.01.2016 tarihli ve 3387 sayılı yazı ile İşletmeler Daire Başkanlığı ......
T3 İşletmesi vekili 12/03/2018 tarihli dilekçesinde, müvekkili T3nün Türk Medeni Kanunu uyarınca kurulmuş, özel hukuk tüzel kişiliğine haiz "dernek" statüsünde olduğunu, Dernekler Kanununun 2. maddesi uyarınca dernek faaliyetlerinin yürütülebilmesi için derneğe bağlı olarak açılan, tüzel kişiliği olmayan ve bünyesinde organları bulunan alt birimlerin "şube" olarak adlandırıldığını, müvekkilinin yurt içi veya yurt dışında herhangi bir şubesi bulunmadığını, her ne kadar HMK.nın 14/1. maddesinde; "Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir." hükmü bulunsa da müvekkilinin Şanlıurfa'da dernek şubesi bulunmadığından ve uyuşmazlık müvekkilinin Şanlıurfa'daki işleminden doğmadığından, somut davanın çözümünde Şanlıurfa Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, huzurdaki davanın çözümünde Bakırköy mahkemelerinin yetkili olduğunu, HMK. nın 6.maddesi uyarınca yetkili mahkemenin, davalı müvekkilinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi...
Tüzük'ün “Şube Genel Kurulunun Toplantı Zamanı Ve Toplantı Esasları” kenar başlıklı 30 uncu maddesi de şöyledir: “Şube genel kurulu en geç dört yılda bir Sendika Genel Merkez Yönetim Kurulunun mutabakatını almak koşulu ile ve Sendika Merkez Genel Kurulu toplantısından en az iki ay önce olmak üzere, şubenin faaliyette bulunduğu yerde, şube yönetim kurulunun tespit edeceği yer, gün ve saatte toplanır. Şube genel kurulunun toplanması için öngörülmüş olan en çok dört yıllık sürenin geçirilmesi durumunda, şube genel kurulu Genel Merkez Yönetim Kurulu tarafından toplanır ve genel kurul işlemleri Genel Merkez Yönetim Kurulu tarafından yürütülür. Şube yönetim kurulu tarafından hazırlanan genel kurul toplantısının gündemi, yer, gün ve saati en az onbeş gün önce mahalde yayınlanan bir gazete ile ilan edilir. Şubenin faaliyette bulunduğu mahalde gazete yayınlanmıyorsa, mahalli olanaklardan yararlanarak gerekli ilan yapılır. Durum ayrıca mahallin en büyük mülki amirine yazı ile bildirilir....
Dava konusu Yönetmelikte yapılan değişiklik öncesinde, dernek yönetim kurulu başkanının adı ve soyadı bilgileri ile üyelerin gerçek ve tüzel kişi ve kadın ve erkek olarak sayıları istenilmekte iken, dernek üyelerinin tamamını kapsayan gerçek kişi ya da tüzel kişi ve temsilcileri için kimlik bildiriminde bulunulması zorunluluğu getirilmemiştir. Uyuşmazlık, dernek beyannamesinin hangi bilgileri kapsaması gerektiği hususunun Yönetmelikle yeniden düzenlenmesinden kaynaklanmaktadır. Anayasa hükmüne göre, herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir. Ancak dernek kurma hürriyeti, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle kanunla sınırlanabilecektir. Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usullerin de kanunda gösterilmesi esastır....