milyon) yeni bir sermaye arttırımına ihtiyaç duyulmaması gerektiğinin açık olduğunu, buna rağmen 2020 yılı sermaye arttırımından gelen paranın yatırımcılara harcanmaksızın, kendisinin ve diğer azınlık hisselerinin baskı ile düşürülerek, hissedarların yeniden para vermek veya zararlı bir şekilde satmak zorunda bırakılmasının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmekte olduğunu, bu kapsamda sermaye arttırımı kararının yasaya aykırılık oluşturmakta ve iptalinin gerektiğini, ayrıca davalı şirketin sermaye arttırımı için SPK'ya yapmış olduğu başvuruda yanlış rakamlar ile izahname sunumunun yapıldığını, yönetim kurulu kararında %125 arttırım öngörülürken, başvurusunda %400 gibi arttırımdan bahsederek çelişki yarattığını, yalnızca bu durumun bile kararın iptal edilmesini gerektirdiğini beyanla öncelikle işin ivediliği ve Sermaye Piyasası Kurulu'nun sermaye artırımı ile ilgili karar vermesinden önce, Yönetim Kurulu Kararının yürütülmesinin geri bırakılması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine...
Karar sayılı ilamının kesinleşme şerhli onaylı suretinin dosyaya konulmasından, 3-Kamulaştırma kararının ve diğer ilgili belgelerin dava konusu taşınmazların maliklerine yöntemince tebliğ edilmiş olup olmadığının davacı idareden sorulup tebliğe ilişkin belgelerin dosyaya konulmasından, 4-Dava konusu taşınmazların kamulaştırılması nedeniyle adli ve idari yargı mercilerinde bu davadan önce veya sonra açılmış dava (kamulaştırmanın iptali, bedel arttırımı ya da indirimine ilişkin) bulunup bulunmadığı, varsa sonuçlanıp sonuçlanmadığı hususunun davacı idareden ve ilgili mahkemesinden sorulup belgelerinin ve cevap yazılarının temin edilmesinden, 5-Dosya içerisinde bulunan banka dekontlarının okunaklı olmadığı anlaşılmış olup dava konusu taşınmazların kamulaştırılması nedeniyle davacı idarece ....Bankası Bursa Şubesine yatırıldığı belirtilen kamulaştırma bedelinin herhangi bir kısıtlama olmaksızın yatırılıp yatırılmadığının, kim adına yatırıldığının, davalılar ya da önceki malikler adına yatırılmış...
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı tarafından, vergi borcu sorgusu ile öğrendiği 2011 yılında matrah arttırımı kapsamında verdiği dilekçeler uyarınca tahakkuk eden 2008 yılına ilişkin gelir vergisi ile katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının 2008 yılına ilişkin gelir ve katma değer vergisi matrah arttırımı hükümlerinden yararlanmak istemesi üzerine dava konusu vergilerin tahakkuk ettiği ve beyan üzerine tahakkuk eden vergilere karşı dava açılamayacağı anlaşıldığından, davacının borç sorgusu ile öğrendiği 2011 yılında matrah arttırımı kapsamında verdiği dilekçeler uyarınca tahakkuk eden 2008 yılına ilişkin katma değer vergisi ve gelir vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı ... vekili, yeni 6102 Sayılı TTK ile 14.2.2014 tarihine kadar şirket sermayesinin 10.000,00 TL'ye yükseltilmesinin aksi halde şirketin infisah etmiş sayılmasının düzenlendiği, şirketin infisahına engel olmak bakımından sermaye arttırımı kararının alınmasının gerektiğini, diğer ortak ile bu konuda anlaşılamaması nedeniyle mahkemeye başvurulduğunu, mahkemeden alınan izin uyarınca genel kurul toplantısının gerçekleştirildiğini, toplantıya çağrı amacının organ yokluğunun giderilmesi ve sermaye arttırımı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
İdare Mahkemesi'nin 2013/1444 Esas ve 2014/910 Karar sayılı ilamı ile iptal edilen 24.11.2011 tarih ve 1603 sayılı encümen kararında belirtilen parsellerle bağ kurulamamıştır. 1- Dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının ilk tesis tarihinden itibaren Tapu Müdürlüğü’nden getirtildikten, 2- İmar uygulamasına ait şuyulandırma cetvelleri ilgili Belediye Başkanlığından istenildikten, 2- Dava konusu taşınmazların ayrıca bir imar uygulamasına tabi tutulup tutulmadığı, tutulmuşsa imar uygulamasının kesinleşip kesinleşmediği ilgili belediye başkanlığından sorularak, kesinleşmiş ise şuyulandırma cetveli ile birlikte oluşan yeni tapuların Tapu Müdürlüğü'nden getirtildikten, Sonra alınacak cevapla birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya öncelikle görev yönünden itiraz ettiklerini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulu ile; 74,67- TL olan şuyulandırma bedelinin 86.085,33- TL artırılarak 86.160,00- TL'ye çıkartılmasına, davacı T1 için 86.085,33- TL şuyulandırma bedelinin dava tarihi olan 26.03.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, karara karşı davalı idare vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; görev yönünden red kararı verilmesi gerektiğini, takdir edilen bedelin yüksek olduğunu ileri sürmüştür....
Kaldı ki, 13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 13.11.2014 gün ve 2013/95- 2014/176 sayılı kararı ile; 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin; “2981 sayılı Kanuna göre yapılan imar uygulamalarından doğan ve ipotekle teminat altına alınanlarda dahil olmak üzere her türlü alacak ve bedellerinin borçlu idarelerce ödenmesine” ilişkin usulü düzenleyen on ikinci fıkrası Anayasanın 2, 35 ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptal edilmiştir. Bu durumda; imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı taraf paylarına takdir edilen ya da davacı taraf lehine tesis edilen gerçek kişiler arasında ipotek karşılığının arttırılması davalarında, 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçici 6. maddenin on ikinci fıkrasının uygulanması mümkün olmadığından, emsal incelemesine göre taşınmaza dava tarihi esas alınarak değer biçilmesi gerekir....
Büyükşehir Belediye Başkanlığından getirtilmesi için, 5)Davalılar ... vd. vekilinin 05/04/2019 tarihli dilekçesinde belirttiği ... tarafından taşınmazların bulunduğu alanda 26/12/2018 tarih ve 4500 sayı ile yapılan imar uygulamasına ilişkin encümen kararı bu anılan encümen kararına istinaden yapılan imar uygulamasına ilişkin tüm evrakın (şuyulandırma cetveli vs.) ilgili belediyeden temin edilmesi, Dairemizin önceki mahalline iade kararı ile belirtilen eksikliklerin tam olarak yerine getirilmediği anlaşıldığından yeniden yazışmaya sebep olunmaması amacıyla mahkeme hakimince mahalline iade kararı gereği istenen evrakın eksiksiz bir şekilde temin edilip edilmediği hususu denetlenelerek istenen belgelerin evraka eklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 17/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Kaldı ki kamulaştırma kararın tebliğ niteliğinde olan ferağ işlemi 4650 Sayılı Yasanın yürürlük tarihinden önce olsa bile eldeki bu bedel arttırımı davası 2942 Sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen 30 günlük süre geçtikten sonra açılmış olduğundan davanın hak düşürücü süre yönünden de reddi gerekirdi. Sonuç olarak yukarıda açıklandığı üzere 4650 sayılı yasanın geçici 1. maddesi hükmüne göre davacı taşınmaz mal sahiplerinin husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçeksi ile davanın reddi gerekirken işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili ibraz ettiği talep artırım dilekçesi ile bedele dönüşen gayrimenkulün değerinin toplam 178.105,00- TL olarak tespitine ve değerleme tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizi ile ( yasal faizin kamu alacakların uygulanan faizden fazla olması halinde yasal faizi ile) davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki dava ile aynı tarihte davacı T1'ın da aralarında bulunduğu davacılar tarafından arasında davaya konu 1638 parselin de bulunduğu parsellere ilişkin olarak Büyükçekmece 1....