işlendiği zaman diliminin yazılması gerekirken yazılmaması, mahallinde giderilebilir eksiklik olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır....
temyiz olmadığından, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86/1. maddeleri uyarınca verilen 1 yıl 6 ay hapis cezasının TCK'nin 87/1-d. maddesi uyarınca bir kat arttırımı ile 2 yıl 12 ay hapis cezasına çıkartılması gerekirken arttırım maddesi olarak TCK'nin 87/1-d-son. maddesinin gösterilmesi ve sonrasında TCK'nin 87/1-d-son. maddesi uyarınca "3 yıl hapis cezasına" çıkartılması gerekirken, TCK'nin 87/1-d-son-1.cümlenin arttırım maddesi olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olduğundan, bu hususlar bozma nedeni yapılmamıştır....
ın evine götürdüğü sonrasında kalan 10 adet aküyü de aynı şekilde çalıp bahse konu eve götürürken kollukça yakalandıklarının anlaşılması karşısında, bir suç işleme kararı kapsamında aynı suçun değişik zamanlarda aynı mağdura karşı işlenmesi nedeniyle 5327 sayılı TCK'nın 43/1. maddesi uyarınca sanığa verilen cezada zincirleme suç arttırımı yapılmaması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesiyle 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin ise infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüştür....
Davalı, belediyenin şuyulandırma sınırlarına uygun olarak ve sözlü mutabakatla dava konusu istinat duvarını inşa ettiğini, tarafından yola terkettiği kısmın bilahare imar planı değişikliği ile davacıya verilmesi nedeniyle açtığı idari davanın derdest olduğunu belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ilk imar uygulamasında taraf taşınmazlarının bitişik olmadığı ve davalının imar yoluna tecavüzlü olarak yaptığı duvarın ikinci imar uygulaması sonucu davacı taşınmazına tecavüzlü hale geldiği, yıkımın aşırı zarar doğuracağı, duvar bedelinin ödenmesi suretiyle taşkınlığın giderilebileceği, gerekçesiyle; "915 YTL duvar bedelinin davalı adına dosyaya depo edilmesine, bedel ödendikten sonra davacının duvarı yıkıp yeniden yapabilmesinin kendi ihtiyarında olmasına, davalı tarafça yıkım yapılmadığı takdirde davacının yıkımı yapması sonucu oluşacak yapının masraflarına da talep hakkı doğacağı belirtilip, istinat duvarının bedeli ödenerek yıkılıp tecavüzün önlenmesine" karar verilmiştir....
Davalı, davacının talebinin şuyulandırma işleminin iptaline ilişkin olduğunu, şuyulandırma işlemlerinin encümen kararına dayanmakta olup idari nitelikte bulunduğunu ve davada idare mahkemesinin görevli olduğunu ifade ederek görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, çekişmenin idari yargının görev alanında kaldığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
için hükmedilen aylık 100 TL olan iştirak nafakasının aylık 250 TL arttırımı ile aylık 350 TL'ye çıkartılmasına, müşterek çocuk ... için hükmedilen aylık 100 TL olan iştirak nafakasının aylık 200 TL arttırımı ile aylık 300 TL'ye çıkartılmasına ve nafakaların yıllık TEFE, TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir....
Porsuk olduğunu ve davalı ile akraba olduklarını, bu nedenle davalının iyiniyetinden söz edilemeyeceğini, 42587 ada 3 nolu parseldeki 1 nolu bağımsız bölüm dubleks mesken taşınmazın tapu kaydının yolsuz olarak oluştuğunu ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın gerçek değerinin faiziyle birlikte davalı ... Müdürlüğünden tahsilini istemiştir. Davalı ..., ...... uygulamasından habersiz olduğunu, dava dışı oğlu ...... Porsuk'un borçları sebebiyle evini sattığını öğrenmesi üzerine tapu kaydına güvenerek evi satın aldığını, davada taraf sıfatının olmadığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, davalı ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalının iyiniyetli olduğu gerekçesiyle iptal tescil isteğinin, tapuda terkin işleminin henüz gerçekleşmediği gerekçesiyle de bedel isteğinin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafakanın Arttırımı Taraflar arasındaki "boşanma" ve "nafakanın arttırımı" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davacı-davalı koca tarafından; kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen maddi tazminat yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat talebi ile yararına hükmedilen nafakalar ve maddi tazminatın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tarafların Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiği halde hüküm fıkrasında Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi yazılması ile hükmedilen 3000 TL. maddi tazminatın davalı-davacı kadın yararına hükmedildiği halde gerekçeli kararın hüküm bölümünde tazminat...
KALDIRMA KARARINDAN ÖNCEKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : "Davacıların davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; Dava konusu taşınmazlaın şuyulandırma bedelinin 319.362,41.-TL olarak tespitine ile daha önceden depo edilen 10,46.-TL'nin mahsubu ile 319.351,95.-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE " karar verilmiştir. İSTİNAF KARARI: "İstanbul Anadolu 15.Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/11/2017 tarihli, 2015/397 esas 2017/172017/419 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın delillerin toplanarak davanın yeniden görülmesi için İstanbul Anadolu 15.Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE," karar verilmiştir. KALDIRMA KARARINDAN SONRAKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : " Davacıların davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE ; 1- Dava konusu taşınmazlaın şuyulandırma bedelinin 319.362,41.-TL olarak tespitine ile daha önceden depo edilen 10,46....
yapılması gerekirken, özellikle yeni parsellere tahsislerin yapıldığı şuyulandırma evraklarında tarih kısmının boş bırakıldığı, şuyulandırma ve ihdaslar hukuka aykırı olarak sipariş üzerine davalıların menfaatine uygun şekilde yapıldığını, 06.08.2021 tarihinde paylı mülkiyete geçildiği, bu engelin kalkması ile 18.08.2020 tarihinde önceden belirlenmiş şekilde 176 ada 6 parsel tapuda ifraz olunarak davalılar Emre Ayhan ve Sultan Ayhan’a 853 ada 3 parsel şeklinde tescil olduğu, Emre Ayhan ve Sultan Ayhan ise hiç vakit kaybetmeden, bahsi geçen imar uygulamasının iptali olabileceği endişesi ile 19.08.2021 tarihinde bu taşınmazı davalı şirkete sattıklarını, Dörtyol Belediyesi’nin usul ve hukuka aykırı olarak tesis ettiği imar düzenlemesi ve şuyulandırma işleminin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Hatay İdare Mahkemesi’ne iptal davası açtıklarını, bu dava Hatay 2....