Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin Eskişehir'de iki müdürlüğünün bulunduğunu, davalı şirkete 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 33 üncü maddesi ve 27.01.2013 tarihli ve 28541 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ticaret Sicili Yönetmeliği'nin (Sicil Yönetmeliği) 36 ncı maddeleri gereği şube tescili için davet yazısının gönderildiğini, davalının bu adreslerin şube sayılamayacağını ve tescili gerektirecek sebeplerin bulunmadığını bildirerek tescil başvurusunda bulunmadığını belirterek davalının... Odunpazarı Eskişehir ve Kurtuluş.......Eskişehir adreslerinde bulunan iş yerlerinin Eskişehir Ticaret Siciline şube olarak tesciline karar verilmesini talep etmiştir. II....

    Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 12/12/2013 tarih ve 2013/179-2013/588 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı temsilcisi tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı temsilcisi,... ... isimli işyerinin ... Ticaret Sicil Memurluğu'nda kaydının bulunduğunu, ancak davalının ... İlçesi'nde de bir işyerinin bulunduğunu ve bu işyerinin şube olarak faaliyet gösterdiğini, buna karşın ticaret siciline tescil edilmediğini ileri sürerek, söz konusu işyerinin ... ... işyerinin şubesi olarak ... Ticaret Sicil Memurluğu'na tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir....

      DAVA : Tespit DAVA TARİHİ : 30/07/2020 KARAR TARİHİ : 26/05/2021 G.KARAR YAZMA TARİHİ : 26/05/2021 Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı taraf dava dilekçesinde özetle ; davalı şirketin şube müdürü olarak görev yaptığını belirten ... .'ün kuruma müracaat ederek görevinin sonlandığı halde şube müdürlüğü kaydının silinmesini talep ettiği, davalı şirkete TTK 33 ve 36.maddeleri uyarınca şube ünvan değişikliği ve şube müdürünün seçilerek tescilinin yaptırılması için bildirimde bulunulduğunu süresi içerisinde böyle bir bildirimde bulunulmadığını, mahkemece şube ünvan değişikliğinin ve şube müdürünün atanmasının ticaret sicilde tescil edilmesini talep etmişlerdir. Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava davalı şirketin şube ünvan değişikliğinin ve şube müdürünün atanmasının ticaret sicilde tescil ve ilanı istemine ilişkindir....

        HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava, davalıya ait işletmelerin şube vasfında olduğunun tespiti ve şube olarak tescili talebine ilişkindir. Bilindiği üzere 5174 sayılı ... Kanunu'nun 9. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca "bir merkeze bağlı olduğu halde, ister merkezin bulunduğu odanın, ister başka odanın çalışma alanı içinde olan müstakil sermayesi ve müstakil muhasebesi bulunan veya muhasebesi merkezde tutulduğu ve müstakil sermayesi bulunmadığı halde kendi başına sınai faaliyet ve ticari muamele yapan yerler ve satış mağazaları bu Kanun'un uygulanması bakımından şube sayılır" hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda şubenin varlığından söz edilebilmesi için merkeze bağımlı olma, dış ilişkilerde bağımsızlık, yer ve yönetim ayrılığı şartlarının yanı sıra şubenin ayrı bir muhasebesinin de bulunması gerekmektedir. Ancak, hesapların ayrı tutulması şartıyla merkezde de şubenin muhasebesi tutulabilir....

          Şube Müdürlüğü' ne teslim etmiş olduğu ürün bedellerinden Ağustos 2003 ve Ağustos 2004 dönemlerinde prim kesintisi yapıldığı, 24.5.2010 tarihinde Ziraat Odası kaydının olduğu, dava konusu dönem içinde başka prim kesintisi bulunmadığı, 2926 sayılı Kanunun 10. maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara kaydının olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece davacının 1.5.1995 - 31.12.1995 ve 1.9.2003 - 31.12.2004 tarihleri arasında tarım ... sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi yerinde ise de; 31.12.1995 tarihinden itibaren tarımsal faaliyetine uzunca süre ara verildikten sonra sigortalılığın çiftçi kaydının yapıldığı tarihten başlatılmayacağı düşünülmeksizin prim kesintisinin bulunmadığı, 27.9.2002 - 31.8.2003 ve 01.01.2005-30.04.2006 tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemin reddi yerine kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1086 sayılı HUMK.'...

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mülkiyetin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 06 RR 339 plakalı aracı ...'den satın aldığını, aracı adına tescil ettirmek için Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne başvurduğunda araçla ilgili dolandırıcılık ihbarı bulunması nedeniyle tescil işleminin yapılmadığını, aracın emniyet yetkililerince kayıtlara göre malik olan ...'...

              Dava tarihi itibariyle davacılar ... ve ... velayet altında olup, reşit değildir. Velisinin hukuki yararı ile küçüklerin hukuki yararlarının çatışma ihtimali varsa ergin olmayan küçüğün kayyım ile temsil edilmesi gereklidir (TMK m. 426/2). Bu nedenle 12.11.1999 doğumlu ... ve 15.07.2002 doğumlu ...'e kayyım tayin ettirilmesi, husumetin kayyıma yöneltilmesi, kayyım gösterdiği takdirde delillerin toplanması gerekirken küçüklere kayyım tayin ettirilmeden işin esasının incelenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Ayrıca, mirasın açıldığı tarih itibariyle murise ait araç kaydının bulunup bulunmadığının trafik tescil şube müdürlüğünden sorularak hüküm kurulması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de yerinde değildir....

                Sulh Hukuk Mahkemesinin 97/1264 Esas 1997/1652 Karar sayılı 18/8/1997 tarihli kararı temyiz edilmeyerek kesinleşmesi nedeniyle ve yürürlükteki kanuna aykırı olduğu iddiasıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2/4/1999 gün HUKUK 27355 sayılı yazılarıyla kamu yararına temyiz edilerek bozulmasının istenilmesi üzere gereği düşünüldü: YARGITAY KARARI Davacı Şerif DİNÇER vekili dava dilekçesinde, davacının aracını davalıya noter senedi ile sattığını ve mülkiyeti devrettiğini davalının aracı üzerine tescil ettirmemesi nedeniyle vergi ve cezaların davacı adına tahakkuk ettirildiğini, davacı üzerindeki araç kaydının trafik şube müdürlüğünden silinerek davalı adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece davalının davacı aracını satın aldığı, ancak trafik kaydını adına tescil ettirmediği tesbit edilerek davacı adına olan kaydının silinmesi ile (trafik kaydındaki şerhler baki kalmak üzere) davalı adına tesciline karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir....

                  Bu durumda, davaya konu 06 DU 1443 plakalı aracın trafiğe ilk kayıt edildiği tarihten itibaren tüm devir ve intikallerini gösterir biçimde trafik tescil kayıtlarının,yine tesciline esas belgelerin bağlı bulunduğu Trafik Tescil Şube Müdürlüğünden getirilmesi, ithal edilip edilmediğinin tespiti ile ithal edilmiş ise buna ilişkin gümrük kayıtlarının, ithal edilmemişse satımına ilişkin ana bayi-alt bayi belgelerinin (fatura vs), üretim tarihinden davacı üçüncü kişi eline geçtiği tarihe kadarki tüm belgelerin getirilmesi, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dosyada bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verilmesi doğru olmamıştır....

                    SGK İl Müdürlüğü'ne kayıtlı olduğunu ileri sürerek, davalı şirketin .....adresinde bulunan işyerinin şube olarak..... tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirkete dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde davalı cevap dilekçesi sunmamış, davalı vekili 11/03/2021 tarihli celsedeki beyanında davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu