Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER VE GEREKÇE : Asıl davada, Dava haklı sebeple limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payına ilişkindir. Taraflar arasındaki ihtilafın davalı münkir olup, davacının şirketten haklı sebeplerle çıkma şartlarının oluşup oluşmadığı, varsa haklı sebeplerinin ne olduğu ve haklı sebeple çıkma şartlarının oluşması halinde çıkma payının tespiti ile kendisine ne kadar çıkma payının ödenmesi noktalarında toplandığı görülmüştür. Birleşen davada Dava, Limited Şirket ortağının kar payı talebine ilişkindir. ... 16.Asliye Ticaret Mahkemesinin ...E.sayılı dosyası ile her iki davadaki taleplerinin birbiri ile bağlantılı olması sebebiyle bir davada verilecek kararın diğerini etkileyeceği ve talebin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğinden davalar arasında irtibat bulunduğu, yargılamalarının birlikte yürütülmesi ve delillerin birlikte tartışılması gerektiği kanaatine varıldığından HMK'nın 166. maddesi gereğince birleştirildiği görüldü....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 12/10/2021 NUMARASI : 2018/380 ESAS 2021/805 KARAR DAVA KONUSU : Ortaklıktan Çıkma ve Çıkma Payının Ödenmesi KARAR : Taraflar arasındaki ortaklıktan çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili ile davalı vekili ile TTK 639 maddesi kapsamında davaya katılan vekilinin süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

    GEREKÇE :Dava, limited şirket ortaklığından haklı sebeplerin gerçekleştiği iddia edilerek çıkma kararı verilmesi ve ayrılma payının kendisine ödetilmesi istemine ilişkindir. 6762 sayılı eski Türk Ticaret Kanunu'nda olduğu üzere 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nda da limited şirket ortaklığından çıkmaya ve çıkarılmaya ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Limited Şirketlerde esas sözleşmede ortaklıktan çıkma için hüküm bulunsun veya bulunmasın haklı sebeplerin varlığı halinde ortak şirketten çıkarılmasına müsaade edilmesini veya şirketin feshini mahkemeden talep edebilir. (6102 sayılı TTK m. 638/2) Somut olayda, davalı şirketin esas sözleşmesinde çıkma ve çıkarılmaya ilişkin özel düzenlemeler bulunmadığından, bu konuda 6102 sayılı TTK hükümleri uygulanacaktır. 6762 sayılı TTK’da olduğu gibi 6102 sayılı TTK’da da “haklı sebeplerin nelerden ibaret olduğuna değinilmemiştir....

      , dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte şimdilik 1.000,00-TL çıkma payının davalı şirketten tahsiline, dava sürecinde şirket mallarının korunması için şirkete ait taşınır ve taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ve şirkete yönetim kayyımı tayinine karar verimesini talep ve dava etmiştir....

        DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) Taraflar arasındaki limited şirketin tasfiyesi, ortaklıktan çıkma ve çıkma payının tespiti ile tahsili talepli dava dosyasında davacı tarafın ihtiyati tedbir isteminin ilk derece mahkemesince reddine dair verilen 20.06.2023 tarihli ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

          Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin 03/01/2013 tarihi itibari ile yasa gereği üyeliğinin askıya alındığı ve ticaret sicilden terkin edildiği, sona ermiş limited şirketten çıkma talebinin geçerli hukuki menfaat taşımadığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temiz etmiştir. 1- Dava, limited şirketten haklı olarak çıkmaya izin verilmesi ve çıkma payının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı şirketin ticaret sicilden terkin edildiği, davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dosya içeriğinde açıkça davalı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır....

            Yatırılan aidatlardan genel gider payının düşülmesi yasa hükmü gereği olup, bundan vazgeçilmesi ancak genel kurul tarafından aksinin karar altına alınması ya da kooperatifin ortaklığı sona erenler için aksi yönde bir uygulamasının daha önce oluşmuş olması şartına bağlıdır. İstifanın gerçekleştiği 2007 yılının bilançosunu 2008 yılında görüşen ve kabul ederek kesinleştiren genel kurul kararı ile gelir gider cetvelleri ve bilanço ve ekli belgeler öncelikle davalı kooperatiften, temin edilemediği halinde ilgili Ticaret Sicil Memurluğundan ya da anasözleşmenin 41. maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik ... İl Müdürlüğünden istenip yukarıdaki ilkelere uygun olarak genel gider payının mahsubu suretiyle davacının çıkma payının ek rapor alınarak hesaplanması ve sonucuna göre bir hüküm tesisi gerekir....

              nin %58 hisse değeri olan 1.574.348,00 TL ve gayri menkul, taşıtlar ve demirbaşların değeri olan 1.800.870,00 TL ve davalı şirketin bilançosu dikkate alınarak davacının çıkma payının 9.525.674,00 TL olduğu bildirilmiştir. Davacı tarafça çıkma payı miktarı üzerinden nispi peşin harç yatırılmıştır....

                ilişkin beklentileri ve emsal olarak yaşayan şirketlerin gerçek değerinin dikkate alınması gerektiğini belirterek; tüm bu nedenlerle müvekkilinin haklı nedenlerle şirketten çıkmasına, dava tarihi itibariyle şirketteki %34 hissesine düşen ayrılma akçesinin ve kişisel alacaklarının gerçek değerinin belirlenerek, dava tarihinden itibaren banka reeskont faiz oranı ile birlikte müvekkiline ödenmesine, ortaklıktan çıkma isteğinin kabul edilmemesi halinde şirketin feshi ve tasfiyesine ve bu durumda da davacının payının gerçek değerinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                  Ancak, ihtiyati haciz kararına dayanak gösterilen hakem kararı limited şirketten çıkma ve çıkma payının tahsili istemine ilişkindir. Çıkma kararı ise inşai nitelikte bir karar olup bu karara göre hesap ve tahakkuk eden çıkma payı ancak bu kararın kesinleşmesi ile infazı mümkün alacaklardandır. Bu durumda, ihtiyati haczin istem tarihi itibariyle muaccel bir para alacağından söz edilemez. Nitekim, alacaklı tarafça girişilen icra takiplerinin de bu gerekçeyle yetkili mahkemece iptal edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda alacaklının İİK'nın 257. maddesinde öngörülen koşulların varlığını iddia ve ispat etmemiş olması da gözetilerek borçlunun 265. madde çerçevesindeki itirazının kabulüne karar vermek gerekirken aksi düşünceyle reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu