Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin 2010 yılında davalı kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, ihtarname tebliğine rağmen çıkma payı alacağının kısmen ödendiğini, ödenmeyen 7.900,00 TL asıl alacak ve 430,00 TL işlemiş faizinin tahsili için başlattıkları icra takibine vaki itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazını iptali ile %40 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının üyelikten istifa ettiği 2010 yılının bilançosunun kabul edildiği 12.3.2011 tarihli genel kurulda çıkma payı alacaklarının üç yılda taksitlerle ödenmesinin kararlaştırıldığını, davacının alacağının takip tarihinde muaccel olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

    Bu durumda, çıkma payı alacağı erteleme kararı alınmaması halinde dahi en erken 2011 yılında muaccel olmuş ise de, dava sırasında yönetim kurulunun 29.11.2010 tarihli kararı ile yeni üye alınmış olup, bu yeni üyenin davacıdan boşalan üyelik payı yerine alındığı davalı vekilinin 30.01.2012 tarihli dilekçesinde kabul edilmiştir. 10.04.2010 tarihli genel kurulda yeni üye alınması halinde ödemenin def'aten yapılmasına da karar verildiğine ve esasen anasözleşmenin 15/2'nci maddesi de bunu öngördüğüne göre, yeni üyenin alındığı 29.11.2010 tarihinde çıkma payının tamamı muaccel olmuş ve bu tarihten itibaren temerrüt faizi işlemeye başlamıştır. Yine davalı vekilinin aynı tarihli dilekçesi ekindeki döküme göre, davalı kooperatif 186.858,00TL çıkma payının tamamını, dava sırasında 30.11.2010, 16.03.2011, 16.05.2011 ve 12.07.2011 tarihinde olmak üzere ödemiş olup, bu ödemeler 12.04.2011 ve 16.12.2011 tarihli dilekçeler ile de davacının da kabulündedir....

      Uyuşmazlık, davacının davalı limited şirket ortaklığından çıkması için haklı neden koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise çıkma payı alacağı bulunup bulunmadığı, var ise miktarı, sergilediği oyunlar ve turneden kaynaklanan herhangi bir ücret alacağı olup, olmadığı, var ise miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır. Davacı vekilinin istinaf itirazları kamu düzenine aykırılık yönünden incelendiğinde; yukarıda açıklandığı üzere davacı yan işbu davada limited şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma ve çıkma payı alacağının yanı sıra tiyatro oyuncusu olması nedeniyle sergilediği tiyatro oyunları ve katıldığı turneler nedeniyle ücret alacağı bulunduğunu iddia etmiştir....

        Davacı, haklı sebep olarak kendisine bilgi verilmediği, şirket kayıt ve defterlerini inceleyemediği iddialarına dayanmışsa da, TTK'nın 614. maddesi gereğince müdürün şirket işleri ve hesapları hakkında bilgi vermemesi halinde ortağın şirket genel kuruluna başvurması, genel kurulun karar vermemesi halinde de mahkemeden karar alması gerekir. Davacı bilgi almak için genel kurula ya da mahkemeye başvurduğu yönünde bir iddiada bulunmamıştır. Yalnızca noter ihtarnamesi bu iddiayı ispata elverişli değildir. Ortağın bilgi almak için her seferinde genel kurula ve mahkemeye başvurmak zorunda kalması halinde bu durum şirketten çıkma talebi için haklı sebep oluşturabilir. Bu bakımdan bu iddialar haklı sebep kabul edilmemiş ise de davacı, dava dilekçesinde ve atıf yaptığı ihtarname içeriğinde şirketin kötü ve keyfi yönetildiğinden davalı şirketten haklı sebeple çıkma talep etmiştir....

          Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1215 sayılı dosyasının ikame edildiği ve açılan davanın ret ile sonuçlandığını, faal olan ve işleri devam şirket için yapılan genel kurulda sermaye artışı ve alınan kararların iptali üzerine Bursa 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/180 Esas sayılı dosyasının ikame edildiği ve davanın halen derdest olduğunu, davacının halen faal olan ve büyüyen bir şirketin ortağı olduğunu ve ortaklıktan çıkma için haklı bir nedeninin olmadığını, davaların tamamının sebebinin davacının kusurlu hareketlerinin olduğunu, davacının kendi kusurundan yararlanmasının kabul edilemeyeceğini beyanla davalılar ... ve ... hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, Bursa 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/180 esas sayılı dosyasının sonucunun bekletici mesele yapılmasını, davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            Mahkeme, istem yerine davacı ortağın payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. '' TTK'nın 636/3. maddesinde haklı sebep kavramı açıkça tanımlanmamış ise de her davada, hukuki ve maddi olayların özelliği dikkate alınarak ileri sürülen nedenlerin haklı sebep teşkil edip etmeyeceği hususunun irdelenmesi gerekmektedir. Şirketin devamlı olarak zarar etmesi, kuruluş ve gayesinin gerçekleşmesine imkan kalmaması, ortaklar arasındaki ciddi anlaşmazlıklar, ortağın bakiye sermaye borcunu ödemekte temerrüdü gibi sebepler haklı sebepler olarak sayılmıştır. Yargıtayın konuya ilişkin emsal içtihadı da aynı doğrultudadır ---- Somut olayda; TTK'nın 636/3. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca, mahkeme fesih ve tasfiye yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir....

              Gereğince açılan haklı sabebe dayalı olarak limited şirket ortaklığından çıkma davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; limited şirket ortaklığından çıkma için haklı sebeplerin oluşup oluşmadığı hususundadır. 6102 sayılı TTK'nın 638. maddesinde, şirket ana sözleşmesinin ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabileceği, bu hakkın kullanılmasını belli şartlara bağlayabileceği ve ikinci bentte her ortağın haklı sebeplerin varlığından şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabileceği, mahkemece istem üzerine dava süresince davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün durdurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebileceği düzenlenmiştir. Dosyada mevcut ticaret sicil dosyasının incelenmesinde; davalı şirketin .../.../... tarihinde Antalya Ticaret sicilinin ... sicil numarasına kayıtlı olduğu, kaydının halen devam ettiği, şirket müdürünün ...olduğu anlaşılmıştır. Antalya ......

                DAVANIN TESPİTİ, DAVA ŞARTLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ : Dava, haklı sebeple limited şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Çıkma ve çıkarılma Genel olarak başlıklı 638 nci maddesi "(1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir....

                  Ortaklığın sürekli zarar etmesi, uzun yıllar boyunca kâr dağıtılmaması, şirketin atıl durumda olması, ortakların birbirlerine duydukları güven ortamının kaybolması, amacın gerçekleşmesinde hukuki veya ekonomik imkânsızlıkların doğması gibi nedenler şirketten çıkma için haklı nedenler olarak kabul edilebilir (..., ...; Limited Şirkette Çıkma ve Çıkmaya Katılma, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XX, Y. 2016, Sa. 2, s. 87 vd.). Şirket müdürüne güvenin kalmaması haklı sebeple şirket ortaktan çıkma nedenidir (Yargıtay ... Hukuk Dairesi'nin ... tarih ...E. ...K. sayılı kararı). Haklı sebeplerin varlığı halinde çıkma, yasal çıkma halidir, dolayısıyla şirket sözleşmesinde bu yolda hüküm bulunmasına gerek yoktur. Haklı nedenle çıkma, ortağın kişiliğinin korunması gereği mutlak, sözleşme ile bertaraf edilemeyen bir hak niteliğindedir....

                    HUKUK DAİRESİ Dava, davalı şirket ortaklığından haklı nedenlerle çıkma ve çıkma payının tahsili istemine ilişkindir. Davanın açıldığı ... ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine dosyanın gönderildiği ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi, yukarda tarih ve numarası yazılı kararla istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiş olup, bu kararın davalı yan vekilince temyizi üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olup mümeyyiz davalı vekilinin 5.7.2018 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini bildirmiş olduğu anlaşılmakla dosya re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü. Feragat, HMK’nın 307. maddesi uyarınca istemde bulunanın talep sonucundan vazgeçmesi olup hüküm kesinleşinceye değin yapılabileceği gibi karşı tarafın kabulüne de bağlı değildir....

                      UYAP Entegrasyonu