Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TTK'nın 636/3 maddesi gereğince şirketin haklı nedenlerle feshinin istenebilmesi için haklı nedenlerin şirket ortakları arasında ortaklığın çekilmez hale getirmek üzere husumet oluşturulması, şirketin işleyiş yönetim ve faaliyetleri hakkında bilgi verilmemesinin süreklilik kazanması, davacıların şirketten dışlanması, şirket yöneticilerin kişisel menfaatleri sonucu şirketi borca batık hale sürüklemeleri, şirkete ihanet etmeleri Genel Kurulun kanuna aykırı şekilde toplantıya çağırmaları, şirket amacının gerçekleşmesinde ekonomik ve hukuki imkansızlık kanun, esas, sözleşme ve Genel Kurul kararlarının yerine getirilmemesi şirketin ciddi bir faaliyetin uzun bir süre boyunca gerçekleşmemesi ve şirketin çalışamaz hale getirilmesinin olabileceği anlaşılmaktadır....

    Esas sayılı dosyasından ...Şti'ne karşı şirketten çıkmaya izin olmazsa şirketin fesih ve tasfiyesi istemli dava açıldığını ve davanın derdest olduğunu, söz konusu dava dosyasının .../.../... tarihli duruşmasında şirketin davada temsil edilmesi ve şirkete kayyum tayini için dava açmak üzere taraflarına süre verildiğini, şirketin feshi esnasında şirketin haklarını koruyacak bir kayyumun yasa gereği zorunlu bulunduğunu belirterek, ...Şti'ne kayyum atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dosya içerisine ilgili şirkete ait sicil dosyası celp edilmiştir. Dava Limited Şirkete temsil kayyumu atanması istemine ilişkindir. Davacı vekili ... Asliye Ticaret Mahkemesinin .../... esas sayılı dosyasında Şirket fesih ve tasfiyesi istemli dava açıldığını, yargılamanın devamı sırasında adı geçen şirkete temsil kayyumu atanması için taraflarına süre verildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır....

      Tüm bu nedenlerle "Şirketin haklı nedenle feshi talebinin aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, şirketin geriye dönük ----yıllık kâr payının davacıya ödenmesi talebinin kısmen kabulü ile-----davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur....

        GEREKÇE : Talep, ortaklıktan çıkma olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesi ile ayrılma payının tahsili istenen davada ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir. Dava, ortaklıktan çıkma olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesi ile ayrılma payının tahsili istenen davada ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. Dava açılmış olması, mutlak ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirmez. HMK'nın 390/3 maddesinde, ihtiyati tedbir isteğinin kabul edilebilmesi bakımından, ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, yasanın gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimâl de olsa aksinin mümkün olduğu ihtimâlini de gözardı edemez....

          İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/06/2021 tarih ve 2021/303 Esas sayılı ara kararı ile; " ....Davanın, TTK 636/3 gereği açılan limited şirketin haklı sebeple feshi davası olduğu, henüz delillerin toplanmadığı, davacının fesih taleplerinde haklı olup olmadığının yaklaşık olarak ispat edilmemiş olduğu, yaklaşık ispatı gerektirecek delillerin bulunmadığı, öte taraftan asıl olan karara kadar şirketin faaliyetlerine engel olmamak ve şirketin ekonomik olarak zor duruma düşmesine sebep olmamak olduğu; Nazara alınarak, HMK 389 vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbir şartlarının doğmadığı, reddi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur. " gerekçeleri ile; " İhtiyati tedbir talebinin REDDİNE, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

            İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 18/02/2020 tarih ve 2016/341 Esas 2020/177 Karar sayılı kararında; "...Somut olayda Türk Ticaret Kanununun 636/3.maddesi kapsamında haklı nedenlerle şirketin feshine, davacı ortakların payının gerçek değerinin ödenmesine ve ortakların şirketten çıkarılmalarına ilişkin ilişkin koşulların somut olayda mevcut olup olmadığının, yada duruma uygun düşen kabul edilebilir başka bir çözümün uygulanmasına ilişkin şartların mevcut olup olmadığının irdelenmesi gerekir. Türk Ticaret Kanununun 636. maddesinin 3. fıkrası haklı sebeplerin varlığı halinde her ortağın şirketin feshini isteyebileceğini düzenlemektedir. Ancak söz konusu maddede haklı sebebe ilişkin bir tanıma veya haklı sebebin sınırına ve kapsamına ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmemektedir. Anonim şirketlerde de haklı sebeple şirketin feshinin düzenlendiği 531. maddede de aynı şekilde bir tanım, sınır veya haklı sebebe örnek bulunmamaktadır....

              Karar sayılı ve 20/12/2018 tarihli karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. ... Mahkemesi ... Hukuk Dairesinin 2020/... esas 2022/... karar sayılı 10/02/2022 tarihli ilamı ile ".....Davalı şirketin haklı nedenle feshi ve tasfiyesi yönünden ise, davacı ... ve davalı ......

                GEREKÇE : Dava, haklı nedene dayalı olarak anonim şirketin feshi, olmadığı takdirde ortaklıktan çıkma davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacının anonim şirketin feshini ve ortaklıktan çıkmayı isteyip isteyemeyeceği, yönetim kayyımı atanmasının şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasındadır. Davacı, 1.600 hisseli davalı Sucuka T3 A.Ş.'de 80 adet pay sahibidir. Davacı tarafça, şirkete kayyım atanmasına, haklı nedenle şirketin feshine ve olmadığı takdirde şirket ortaklığından çıkmaya karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Mahkemece dava aktif husumet ehliyeti ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddedilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)'nun 531. Maddesine göre; haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler....

                Asıl davada, davalı şirketin fesih ve tasfiyesi talep edilmiş olup, şirketin feshine karar verebilmek için haklı nedenlerin bulunması gerekli olup, bilirkişilerden alınan rapor ve ek raporlarda şirketin mevcut delil durumuna göre fesih ve infisahını gerektirecek muhip sebeplerin bulunmadığı anlaşıldığından fesih ve tasfiyeye yönelik davasının reddi gerekir. Birleşen .... ticaret Mahkemesi'nin 2010/252 esas sayılı dosyasında açılan dava ile şirket müdürü davalı ...'ün müdürlük görevinden azline ve şirkete kayyum atanmasına, yine Birleşen ....Ticaret Mahkemesi'nin 2012/335 esas sayılı dosyasında şirket müdürü davalı ...'...

                  Maddesi gereğince haklı nedenlerinin bulunduğu, davalı şirketin feshi yerine davacıların şirketten çıkarılmasında veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir çözüm yolunun uygulanmasının faaliyette bulunmayan şirketin varlığı konusunda herhangi bir yarar sağlamayacağı, ayrıca şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin davalarda husumetin feshi istenen şirkete yöneltilmesi gerekmekte olup bu tür davalarda ayrıca ortaklara husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı, (Yargıtay .Hukuk Dairesi'nin 01/03/2017 tarih ve ... Es. ... Kar....

                    UYAP Entegrasyonu