Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili; müvekkili şirketin ve dava dışı ....'nin yetkili hamil olduğu bir kısım çeklerin ve senetlerin müvekkili uhdesindeyken çalındığını, bunun üzerine zayi ve iptal davası açılarak ödemeden men yasağı kararı alındığını, bilahare dava konusu beş çekin davalı tarafından bankaya ibraz edildiğini, ödemeden men yasağı kararı nedeniyle banka tarafından işlem yapılmadığı şerhinin çeklerin arkalarına yazıldığını, ancak davalının halen bu çeklerin asıllarını uhdesinde tuttuğunu belirterek, beş adet çek nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile çeklerin ve icra dosyasına ödeme yapılmış ise ödenen paraların istirdatlarına ve %40'dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    İcra Dairesi'nin 2018/33591 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, borcun tahsili amacıyla, aralarında ticari ilişki olduğu taraflarınca bilinen Dekar Demiröz Adi Ortaklığı'na 14/01/2019 tarihli yazı ile birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, Dekar Demiröz Adi Ortaklığı adına 22/01/2019 tarihli yazı ile borçlunun adi ortaklık nezdinde 108.979,39 TL alacağı olduğu ve dosyaya ödeneceğinin bildirildiğini, haricen taraflarınca borçlunun daha fazla alacağı olduğu öğrenildiğinden, 07/02/2019 tarihli yazı ile Dekar Demiröz Adi Ortaklığı'na birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, adi ortaklık nezdinde borçlunun 108.979,39 TL dışında başkaca bir hak ve alacağı olmadığını beyanla adi ortaklık adına itiraz edildiğini, adi ortaklığın ortakları olan davalılara, 21/05/2019 tarihli yazı ile birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, taraflarca borçlunun, şirketler bünyesinde herhangi bir hak ve alacağı bulunmaması sebebiyle itiraz edildiğini, T4 A.Ş. tarafından...

    E. sayılı celbedilen dosyasının incelenmesinde; İcra dosyasından takip borçluları davalılar aleyhine 1.300,00-TL değer kaybı alacağı ve bu alacağa işleyen 203,23-TL işlemiş faizi, 189,00-TL iş durması /kazanç kaybı alacağı ve bu alacağa işleyen 29,55-TL işlemiş faizi, 205,71-TL ekspertiz ücreti alacağı ile bu alacağa işlemiş 16,48-TL olmak üzere Toplam 1.943,97-TL alacağın tahsili için ilamsız takipte ödeme emrinin düzenlenip, takip borçluları-davalılara tebliğ edildiği, takip borçluların süresi içinde itiraz ettikleri ve icra takibinin durduğu ve huzurdaki itirazın iptali davası açılmıştır. Taraflar arasındaki ihtilaf, ... 11....

      in şirketin kuruluşundan beri şirket müdürlüğü yaptığını, davacının aile huzurunun bozulmaması için hisselerini devretmek zorunda kaldığını ileri sürerek, şirket sermaye artırımına ilişkin ortaklar kurulu kararındaki imza davacının eli ürünü olmadığından alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine, şirketin iyi yönetilmemesi nedeniyle TTK'nın 531 ve devamı maddeleri gereğince şirketin feshine ve tedbiren davalı şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, hisse devir sözleşmesinin noterde yapıldığını ve davacı adına atılan imzaların davacı ...'a ait olduğunu, davacının davalı şirkette ortaklık sıfatının kalmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın usulden reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır. Bu kez, davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur....

        Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 25.01.2021 tarih ve 2017/163 E. - 2021/59 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi temlik alan davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili; müvekkilinin temettü hariç ortaklık haklarının yönetim ve denetimini ... tarafından atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri tarafından yürütüldüğünü, şirketin 09.06.2005 tarihli karar ile devir alındığını, hazırlanan raporlar ile şirket kayıtlarında davalıların kusurlu olduuklarını, kasıtlı idare şekilleri nedeniyle yönetim kurulu üyesi ve denetçi olan davalıların meydana gelen şirket zararı nedeniyle sorumlu olduklarını ileri sürerek, ıslah ile arttırılmış olarak 7.538.108,53 TL'nin davalıların sorumlulukları oranında...

          , ancak anlaşma sağlanamadığını, TTK m. 638/2 hükmüne göre, her ortağın, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabileceğini, kanun koyucu haklı sebep kavramını tanımlamadığını, tahdit etmediğini, haklı sebebin ortaklık ilişkisinin ve akdinin dürüstlük kuralı uyarınca devamını olanaksız kılan bir hukuki olay olduğunu, limited şirketler sermaye şirketi olmakla birlikte ortakların kişisel özellikleri ve aralarındaki şahsi münasebet ve güvenin, ortaklık yapısı içerisinde önem arz ettiğini, ortaklar arasındaki güven ilişkisi, şirketin devam etmesi ve amacına ulaşabilmesinde büyük önem taşıdığını, müvekkilinin ortaklığının devamının da izah edilen haklı sebepler nedeniyle imkansız hale geldiğini, şirketin yönetimini fiilen ele geçiren kişilerin kötü niyetli ve organize faaliyetlerinden dolayı şirketin geleceğinin yakın tehlikede olduğunu, davalı şirketin 1/3 oranında hissedarı olan davacı ile diğer ortaklar arasında güvenin sarsıldığını, beraber çalışma...

          Mahkemece, bilirkişi tarafından şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede, şirketin kurulduğu tarihten bu yana hiç kâr elde edemediği, sürekli zarar ettiği, dava tarihine en yakın olan 31/12/2013 tarihli bilançosuna göre şirketin öz varlığının (-) 410.021,80 TL olduğu, şirketin borcunun büyük bir kısmının ortaklara olan borç şeklinde olduğu, davacının davalı şirkette aslen ve devren pay sahibi sıfatına sahip olmadığının görüldüğü, davacı şirketin kuruluşunda ve sermaye artırımında sermaye taahhüt ederek pay sahibi olmadığı, limited şirkete hizmet edimlerinin, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacakların sermaye olarak konulmasının mümkün olmadığı, davacı vekilinin 29/09/2014 tarihli duruşmada; müvekkilinin davalı şirketin ticari kayıtlarında resmi olarak bir hissesinin olmadığını kabul ettiği, aynı duruşmada; “müvekkilinin şirkete fiilen çalışarak destek verdiğini, bu aşamada adi ortaklık anlamında alacağının değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürdüğü...

            mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır....

              Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 172,59 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına .../03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                ın, borçları sebebiyle müvekkilinden borç para istediğini, müvekkilinin, güven doğrultusunda hareket ederek iki farklı zamanda şirketin hesabına 35.000,00 TL banka havalesiyle para gönderdiğini, dekont açıklamasında da ortaklık için gönderildiğine ilişkin not bulunmadığını, taraflar arasında herhangi bir ortaklık ilişkisinin söz konusu olmadığını, ticaret sicil kayıtlarında da görüleceği üzere davacı şirketin kuruluşundan bu yana tek yetkilisinin diğer davacı ... olduğunu, müvekkilinin ilgili şirket sahibi olan davacı şahısla arasında ki arkadaşlık ilişkisi ve kendi işi gereği şirketin satış konusu ürünlerin servis bakımlarında belli zamanlarda destekte bulunduğunu belirterek davanın reddine, takibin devamına, ve davacı tarafa dava konusu tutarın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu