Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının haklı nedenlere dayalı olarak davalının ihracı ile ilgili talebinin aralarında husumet bulunduğundan bahisle davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde kabul edildiği ve HMK'nın 311. maddesi uyarınca kabul beyanının kesin hükmün hukuki neticelerini doğuracağı, ancak TTK'nın 641. maddesi uyarınca yapılan hesaplama neticesinde öz sermayenin -111.235,26 TL olduğu ve gerçek değerlere göre davalının ayrılma akçesi talebinin yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının davacı şirket ortaklığından çıkartılmasına, davalının ayrılma akçesi talebinin reddine, davanın açılmasına davalının sebep olmadığı ve cevap dilekçesinde çıkma talebini kabul ettiği de göz önünde tutularak davalı aleyhine avukatlık ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi SAYISI : 2019/190 Esas, 2021/312 Karar HÜKÜM : Davalı ..., ..., ... yönünden davanın usulden reddi; Davacıların ortaklıktan çıkma taleplerinin kabulü Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen şirketin feshi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın davalı ..., ..., ... yönünden usulden reddine, davalı şirketin feshine yönelik istemin reddine, davacıların ortaklıktan çıkma taleplerinin kabulüne karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin bu kararına karşı davacılar vekili ve davalı Birtes Isıtma Soğutma San. İnş. Müh. ve Ser. Hizm. Tic. Ltd....

      Bu hususlar ile birlikte çıkma talebi değerlendirildiğinde ve davacının ileri sürdüğü sebeplerin de mahkememizce haklı sebep olarak görüldüğünden çıkma talebi kabul edilmiş ve bilirkişiler tarafından hesaplanan ve mahkememizce de yerinde görülen ayrılma akçesinin (692.497,96x0,50-) 346.248,98 TL olduğu kanaatine varılmış, hesaplanan bu miktardan, mahkememizin son celsesindeki beyanlara da yansıyan ve davacı vekili tarafından da kabul edilen ve mahkememiz dosyasındaki alacağa mahsuben ödendeği anlaşılan 3 adet (davacının imzasının bulunduğu belgelerdeki ödeme miktarı toplamı olan 121.334,40 TL düşüldüğünde geriye kalan miktar olan 224.914,58 TL üzerinden ayrılma akçesi yönünden, ıslah miktarından az olduğundan kısmen kabule dair hüküm kurulmuştur....

        ayrılma akçesi karşılığı çıkmasına izin verilmesine, aksi halde şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi talepli davada, dava boyunca gerek şirket malvarlığının korunması ve gerekse şirket kayıtlarında sahte işlemlere mahal vermemek adına şirket malvarlığına tedbir konularak şirkete kayyum tayin edilmesini talep etmiştir....

          ayrılma akçesinin müvekkile verilmediğini, bu yüzden ortaklığın çekilmez hale geldiği, müvekkilin 22 yıllık birikim ve emekleri şirketin diğer ortağı tarafından basiretli şekilde kullanılmadığını, şirket günden güne daha kötü maddi zararlara girdiğini, bu sebeplerle ortaklıktan çıkma için iş bu davayı açmış bulunduklarını, iş bu dava konusunun arabuluculuğa tabi davalar arasında bulunmadığını, şirketin feshi davalarında anonim şirketlerde TTK'nın 531.maddesi uyarınca, limited şirketler bakımından TTK m.636 (3) hükümlerine göre mahkeme fesih yerine uygun çözüm olarak ortağın şirketten çıkarılmasına ve payının gerçek değerinin ödenmesine karar verebildiğini, söz konusu fesih davaları, davacı tarafından ikincil talep olarak çıkarılma ve pay bedelenin ödenmesi istenilse bile terditli dava olmadığını, bu nedenle şirketin feshi davalarında dava şartı arabulucuğa başvurmaya gerek olmadığını, ayrıca sermaye ortaklığından çıkma davasında müvekkilin çıkma hususunda haklılığı mahkeme tarafından belirlenmeden...

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : TALEP : Davacı vekili, öncelikle Türk Ticaret Kanunu'nun 638/2.hükmü uyarınca davacının ve şirketin dava sürecindeki hakların korunması bakımından gerekli tedbirlerin alınmasını, dava sürecinde şirketi yönetmesi için şirkete kayyım atanmasını, yargılama neticesinde davacının haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkmasını, bu mümkün olmadığı takdirde şirketin tasfiyesini, davacının haklı sebeple şirketten çıkmasının sonucu olarak TTK 641.hükmüne göre ayrılma akçesinin davacıya ödenmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....

            herhangi bir kötü yönetiminin olup olmadığı ve davacının hak ettiği bir ayrılma akçesinin olup olmadığı hesaplanamamış olup, davacının taleplerine yönelik nihai kararın takdirinin mahkememize ait olduğu görüşü ile raporunu düzenlemiştir....

              Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu üzere şirketin defter ve kayıtları dikkate alındığında kâr dağıtımının yapılıp yapılmadığı, hangi yıldan beri ve neden yapılmadığı, şirketin faaliyette olup olmadığı, hangi yıldan beri faaliyette bulunmadığı, yasal olarak ve kayden faal olan şirketin fiilen faaliyetinin bulunup bulunmadığı, faaliyeti yok ise kaç yıldan beri faaliyetin bulunmadığı, şirketin mevcudunun kalıp kalmadığı, mevcudunun ne olduğu, tüm bu haller karşısında davacının şirketten çıkma talebi konusunda finansal, muhasebesel, ve işletmesel açıdan gerekli şartların oluşup oluşmadığı, bu konuda şirketin son beş yıla ait defter ve kayıtlarının tarafların lehe ve aleyhe bilgi içerip içermediği, ne şekilde bilgi içerdiği noktalarında toplanmaktadır. Dava, davacının limited şirket ortaklığından haklı nedenle ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine ilişkindir....

                AŞ'de % 25 oranda pay sahibi olan davacı; şirketin genel kurul toplantısı yapmadığı, yapıldı ise kendisinin çağrılmadığı, bilgi ve haber alma hakkının engellendiği, azınlık hakkının yanı sıra şirkete ortak olması nedeniyle paydaşlık haklarının ihlal edildiği, şirketin kötü yönetildiği, şirketin sürekli zarar ettiği, diğer ortaklar ve yönetici ile arasının iyi olmadığı onlarla irtibatının kesildiği ,ortaklığa devamı için geçerli neden bulunmadığı bildirilerek şirketin haklı sebeble fesih koşullarının gerçekleştiğini ileri sürerek ,ayrılma akçesi talep etmediğini bildirerek alternatif çözüm yollarından olan şirketten çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Anonim şirketlerde haklı sebeplerle feshi düzenleyen TTK'nın 531. maddesine göre haklı sebeplerin varlığı halinde sermayenin en az 1/10 sahip pay sahibi şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshini talep edebileceği düzenlenmiştir....

                  istinaf sebeplerinin yerinde görülmemiştir.Açılan dava Limited şirkette ortaklıktan çıkma ve ayrılma akçesi istemine ilişkin olduğundan davanın münhasıran şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup davalı ortak ve yetkilinin pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır.Davalı ... hakkındaki davanın usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur.Ayrıca limited şirkette ortaklıktan çıkma yanı sıra ayrılma akçesi talep edildiği durumlarda miktar itibariyle bir alacak talebi sözkonusu olduğundan hükmedilen taraf lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.Ancak hükümde davacı tarafın ortaklıktan çıkmasına ve 987.992,98-TL ayrılma akçesine hükmedilmesine rağmen davacının dava açarken talep ettiği faiz alacağı hususunda olumlu/ olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamıştır.HMK 297/2 maddesi gözetilerek taleplerden her biri hakkında hüküm verilmesi gerekir.Dava ve ıslah dilekçelerinde 987.992,98-TL ayrılma akçesini dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte...

                    UYAP Entegrasyonu