Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, TTK'nın 638/2 maddesine dayalı ortaklıktan çıkma ve ayrılma akçesi istemlerine ilişkindir. 6102 sayılı TTK'nın 614. maddesinde, "Her ortak, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir. Ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürler, bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir; bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verir. Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir. Mahkeme kararı kesindir.", 638. maddesinde, "Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;davalı şirketin müdürünün kendi menfaatine, şirketin ve diğer ortak olan müvekkilinin ise zararına hareket ettiğini, şirket müdürünün, mahkeme kararlarıyla kesinleşmiş borcunu ödememe ısrarı nedeniyle, şirketin tüm malvarlığını kaybetmek üzere olduğunu, şirketin kötü yönetildiği, bu durumun müvekkiline ve şirket alacaklılarına zarar verdiğini ,müvekkilinin şirketin halen %49 oranında pay sahibi olduğunu, tarafların başvurduğu hakemin önce müvekkiline ayrılma akçesinin ödenmesine, sonra müvekkilinin şirketten çıkmasına karar verdiğini, ancak ayrılma akçesi henüz ödenmemiş olup icra takibine konu olduğunu, müvekkiline ait olan paylarının şirket lehine tescilinin hukuka aykırı olduğunu, bu işlemin iptali için açtıkları dava derdest olduğunu ve işleme karşı ihtiyati tedbir kararının olduğunu, hakem kararında öngörüldüğünün aksine, müvekkilinin paylarının şirket lehine tescili amme alacaklarını tehlikeye atmakta...

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;davalı şirketin müdürünün kendi menfaatine, şirketin ve diğer ortak olan müvekkilinin ise zararına hareket ettiğini, şirket müdürünün, mahkeme kararlarıyla kesinleşmiş borcunu ödememe ısrarı nedeniyle, şirketin tüm malvarlığını kaybetmek üzere olduğunu, şirketin kötü yönetildiği, bu durumun müvekkiline ve şirket alacaklılarına zarar verdiğini ,müvekkilinin şirketin halen %49 oranında pay sahibi olduğunu, tarafların başvurduğu hakemin önce müvekkiline ayrılma akçesinin ödenmesine, sonra müvekkilinin şirketten çıkmasına karar verdiğini, ancak ayrılma akçesi henüz ödenmemiş olup icra takibine konu olduğunu, müvekkiline ait olan paylarının şirket lehine tescilinin hukuka aykırı olduğunu, bu işlemin iptali için açtıkları dava derdest olduğunu ve işleme karşı ihtiyati tedbir kararının olduğunu, hakem kararında öngörüldüğünün aksine, müvekkilinin paylarının şirket lehine tescili amme alacaklarını tehlikeye atmakta...

Bu bağlamda ayrılma payını, ortaklıktan ayrılan ortağa esas sermaye payını ve bu payın ona sağladığı ortak sıfatını kaybetmesine karşılık kendisine ödenmesi gereken değer olarak kabul etmek gerekir (Bkz. Yrd. Doç. Dr. Nihat TAŞDELEN, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa Göre Limited Ortaklıklarda Çıkma Çıkarılma ve Fesih, Ankara 2012, sf. 179 vd.). Hukukun genel ilkeleri ayrılma akçesinin ayrılma ile muaccel olmasını gerekli kılar; bu kural burada da geçerlidir. Ancak bu kural şirketin "kullanabilir öz sermayesi" varsa uygulanır. Çünkü ayrılan ortağa ödenecek ayrılma akçesi, esas sermaye payının gerçek değerine göre belirlenecek olup, payın gerçek değeri belirlenirken şirketin en azından bilanço değerinin bulunması gerekir. Bilirkişi raporuna göre, davacının ortağı olduğu şirket öz varlığını kaybetmiş durumdadır. Şirketin pasiflerinin aktiflerini aşmış olması nedeniyle rapor tarihi itibariyle davacının payına isabet eden bir ayrılma payı bulunmamaktadır....

Karar karşı davalı ... vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, karşı davalı vekilinin aşağıda yazılı bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Karşı dava, limited şirket ortaklığından, çıkarılma istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, karşı davalı ...'in karşı-davacı limited şirket ortaklığından çıkarılmasına ve ortağın ayrılma akçesinin ödenmesine, ayrılma akçesi üzerinden nisbi karar ve ilam harcı ile nisbi vekalet ücretinin karşı davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Oysa, karşı davadaki talep ortaklıktan çıkarılma istemi olup davanın bu niteliğine göre maktu karar ve ilam harcı ile maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir....

    'nın hali hazırda davalı şirketin ticari faaliyetlerini yürütmesi şirket menfaatleriyle çakışacağından doğacak olan zararları önlemek amacıyla şirket yönetimine kayyum atanmasını, davalı ...'nin haklı nedenle feshedilerek tüzel kişiliğinin sonlandırılmasını, aksi kanatte olunması halinde, müvekkilin hissesinin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenerek şirket ortaklığından çıkartılmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLER: ......... Hastanesi hastane kayıtları, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü şirket kayıtları ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İş bu dava, davalı anonim şirketinin haklı nedenle feshi talebi, olmadığı takdirde ortaklıktan çıkma talebine ilişkindir. Somut olayda İTSM kayıtları uyarınca, davacının davalı ...'nin hissedarı olduğu, 20.000 TL değerinde 80 adet paya sahip olduğu, şirketin toplam payının ise 1.600 adet olduğu tespit edilmiştir....

      nin %58 hisse değeri olan 1.574.348,00 TL ve gayri menkul, taşıtlar ve demirbaşların değeri olan 1.800.870,00 TL ve davalı şirketin bilançosu dikkate alınarak davacının çıkma payının 9.525.674,00 TL olduğu bildirilmiştir. Davacı tarafça çıkma payı miktarı üzerinden nispi peşin harç yatırılmıştır....

        Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27.04.2016 tarih ve 2013/338-2016/56 sayılı karar ile aynı sayı ve 01.11.2016 tarihli ek kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketten çıkmakta haklı sebeplerinin bulunduğunu ileri sürerek, davacının, davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesini ve fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere 500,00 TL ayrılma akçesinin davalıdan tahsilini talep etmiş, 11.04.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle ise, dava dilekçesiyle 500,00 TL olarak talep ettiği ayrılma akçesi talebini 49.000,09 TL’ye yükseltmiştir....

          Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile davanın mülga TTK'nın 551/2. maddesinde düzenlenen haklı nedenle şirketten çıkmaya izin verilmesi, bu mümkün olmadığı takdirde ise şirketin fesih ve tasfiyesi ile kâr payı da dahil olmak üzere ayrılma payı istemlerine ilişkin olup, davacının haklı nedenlerin varlığını kanıtlayamamış olmasına ve esasen çıkma ve fesih davalarında yasal hasmın şirket olup, bu davaların şirket tüzel kişiliği aleyhine açılması gerekmekle, ortaklara husumet yöneltilmesinin mümkün bulunmamasına göre de davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir....

            ün aynı zamanda şirketin yetkili müdürü olarak görev yaptığını, davacının kendine ait hukuksal yükümlülüklerin tamamını yerine getirdiğini ve kendisine ait ödenmesi gerekli şirket sermaye payını da ödediğini, şirkete ait ticari defter ve banka incelenmesi ile haklılıklarının ortaya çıkacağını, davalılardan ...'ün 2011 yılının Ocak ayından bu yana şirket işleyişi ile ilgili olarak davacıya gerekli bilgileri vermediği gibi karşılığı alınmış bazı işleri tamamlayarak şirketin kurumsal ve davacının da bireysel olarak ticari itibarını zedelediğini, davalı ...'ün herhangi bir bildirimde bulunmaksızın şirketin malvarlığının önemli bir bölümünü teşkil eden ve şirketin faaliyeti için olmazsa olmaz unsurlardan şirkete ait makinaları satarak şirketin içini boşalttığını, şirketi ve dolaysıyla davacıyı zarara uğrattığını, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine aykırı olarak ortada herhangi bir Genel Kurul Kararı olmadan şirketin örtülü olarak tasfiyesine gittiğini, davalı ...'...

              UYAP Entegrasyonu