Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Talep, ihtiyati tedbir ve kayyım atanması talebi olup, istinafa konu karar ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin 07.07.2021 tarihli ara karardır. Davacı, haklı nedenle şirket ortaklığından çıkma, mahkemece tespit edildiğinde arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL çıkma payı, bu talebin yerinde görülmemesi halinde şirketin fesih ve tasfiyesi istemi ile açtığı davada şirketin mal varlığının azaltılması ihtimaline göre üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi, şirkete yönetici, olmadığı takdirde denetim kayyımı atanması ile şirketin işlerinin kayyım denetim ve gözetimine tabi tutulması yönünde ihtiyati tedbir talep etmiş, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Tedbir konulmasına ilişkin karara davalı şirket vekili süresinde itiraz etmiş, mahkeme yukarıda belirtilen gerekçelerle itirazı kısmen kabul ederek denetim kayyımının değiştirilmesine karar vermiştir....

    düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebileceğini düzenlendiği, Davacı kurumun, davalı şirkette %2 pay sahibi olduğu, 6102 sayılı Kanun m.531 gereği şirketin feshini talep etme hakkının sermayenin en az onda birini temsil eden hak sahiplerinde olduğu, davacının şirketin feshini de talep etmediği, şirket ortaklık payının ödenerek şirket ortaklığından ayrılmayı talep ettiği, davacının, davalı şirketin feshini talep etmiş olması halinde 6102 sayılı Kanun m.531 gereği ortaklıktan çıkma şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin de değerlendirilebileceği ancak davacının şirketin feshi talebi olmadığından ortaklıktan çıkma şartının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilememiş olup hukukumuzda bahsi geçen hüküm dışında Anonim Şirket ortaklığından ayrılma müessesi düzenlenmediği anlaşılmakla davanın reddine karar verildiği görülmüş olup, mahkeme kararı ve gerekçelerinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, Davalı vekilinin...

    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; şirketin feshi davalarının ancak şirket hasım gösterilerek açılabileceği gerekçesi ile şirket ortakları olan ..., ... ve ... yönünden açılan davanın HMK'nın 114/1-d ve 115/.... maddeleri uyarınca usulden reddine, taraflar arasında kâr dağıtımı gibi ekonomik konularda anlaşmazlıkların olduğu, bu durumun güven ilişkisini sarstığı, davacılar dışında kalan diğer ortakların şirketin devamı yönünde arzu içerisinde oldukları, davalı şirketin sunulan belgelere göre hali hazırda faaliyetini sürdürdüğü bir takım işler aldığı ve bu taahhütlerini devam ettirir halde olduğu, yasal düzenleme çerçevesinde şirketin feshi yerine davacıların şirketten çıkarılmasına ve paylarının gerçek değerlerinin ödenmesine karar vermenin daha yerinde olacağı, davalı vekilinin davacılardan birine ev alındığı ve ayrıca ödeme yapıldığı bunların hesap edilen şirket paylarından düşürülmesi gerektiği yönündeki iddiaların ispatlanamadığı, davacılara verildiği...

      Dosya kapsamına, toplanan delillere, iddia, savunma ve bilirkişi raporlarına göre; asıl davada; davalı şirketin ortağı ve müdürü olan davacı ... tarafından şirketin diğer ortağı olan ...'nin şirketi zararlandırıcı işlem ve davranışlarda bulunduğu iddiasıyla haklı nedenlerle şirketin fesih ve tasfiyesini talep etmiş isede, şirket defterlerinde şirketin ortağı olan ...'den 235,00TL alacaklı olduğu, ...'nin vekili cevap dilekçesinde;"müvekkilinin ortak olunan şirketten ayrılma aşamasına geldiğini, ayrılma kararından sonra durumu diğer şirketlere bildirdiğini, ortağı olduğu şirketin haksız borçlanmasını engellemek istediğini, şirketin itibar ve güvenini zedeleme kastı ve düşüncesinin olmadığını, müvekkilinin önceden beri ......

        CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın konusunun TTK madde 638 kapsamında davalı şirketten ayrılma ve ayrılma akçesi verilmesi talebine ilişkin olduğunu ve davanın TTK madde 5/A-1 hükmü gereği konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak olması nedeni ile dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının dava şartı olduğunu ve başvuru olmaması nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, Kayseri 8....

          nın 195. maddesinde düzenlenen ortağın ölümü halinde mirasçıların şirketten ayrılma istemi hali mevcuttur. Aynı madde hükmü gereğince, mirasçının şirket ortaklığını devam ettirmeme iradesini açıklama halinde ise, bu ayrılma şirketin diğer ortaklarınca karar altına alınması ile gerçekleşecektir. Ancak davaya konu olayda ise, iki ortaklı kolektif şirkette bir ortağın ölümü nedeniyle mirasçılarının çıkma istemleri sözkonusu olup, dava tarihi itibariyle diğer ortağın tek başına şirketi devam ettirmesi mümkün olmadığı gibi davalı ortak da açmış olduğu karşı dava ile şirketin feshini talep etmiştir. Taraflar arasındaki sorun, çıkma isteyen davacıların hisselerine düşen pay bedelinin belirlenmesinin hangi tarih itibariyle ve ne miktar olduğu noktasındadır....

            unvanlı şirketin tam bölünme planı/ sözleşmesinde yeni kurulan üç şirkette de davacı şirketin pay sahipliğinin öngörülmediğini, bölünme planı/ sözleşmesinde toplam 7.575.964,00 TL'nin değerli taşınmazların ayrılma akçesi olarak belirlendiğini, planın m.14/b başlığı altında, Genel Kurulun bölünmeye katılmayan ortaklar için ayrılma akçesi belirleyebileceğinin de yazılı olduğunu, Genel Kurul tarafından kabul edilen yapısal değişiklik niteliğindeki bölünme planı/ sözleşmesinde ayrılma akçesi belirlenmesi ve müvekkilinin yeni kurulan şirketlere ortak yapılmayarak ortaklıktan çıkarılmasının hukuka aykırı olduğunu, Ekte ibraz ettikleri 16.04.2019 tarihli " Hukuki Mütalaa" da da açıklandığı gibi, azınlıkta kalan pay sahibi razı olmadıkça, ayrılma akçesi öngörülerek, bazı pay sahiplerinin şirketten çıkartılma sonucunu doğuracak şekilde bölünme kararı alınmasının kanunun açıkça ihlalini oluşturacağını, dava konusu olayda da ayrılma akçesi öngörülerek, müvekkilinin şirketten çıkartılma sonucunu doğuracak...

            Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmekle; davanın, davacının da hissedar olduğu davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ve ayrılma akçesi ödenmek suretiyle şirketten çıkması talebine ilişkin olduğu, TTKnun 636/3.maddesinde "Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir." denilmekte olup, mahkememizde açılan işbu davada hem fesih ve tasfiyesi talep edilen şirketin hem de şirketin diğer hissedarı olan davalı ...'...

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/12 KARAR NO : 2022/612 DAVA : Haklı Sebeple Ticari Şirketin Ortaklığından Çıkmaya İzin Verilmesi Ve Ayrılma Akçesi İle Ödenmemiş Kar Payı Alacağının Tahsili İstemli( TTK'nun 638 (2) Maddesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 05/01/2022 KARAR TARİHİ : 19/07/2022 Davacı vekili tarafından davadan feragat ettiklerini bildirir 08/07/2022 tarihli dilekçe sunulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketin kurucu ortaklarından olup diğer ortakların ... ve ... ile babaları olan-muris ... olduğunu, ...'ın vefatından sonra, müvekkilinin muris ...'ın yapmış olduğu vasiyetnamenin iptali amacıyla İzmir ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin .../... E....

                daima daha iyi durumlara getirdiğini, şirketin hesap ve aktiflerini kendi şahsi çıkarları için kullanmadığını, şirketin hesaplarını kendi şahsi harcamaları için kullanan, şirketin araçlarını atıl olarak kullanılmaz bir halde çürümeye bırakan bu bu makineleri şimdiki ortakların ve şirket müdürlerinin kendilerinin kurdukları şirketler ya da eşleri adına kurulu şirketlerin işlerinde kullananların şimdilik ortaklar ve müdürlerin olduğunu ve bu ortak ve müdürlerin müvekkilinin iyi niyetli ile yaptığı uzlaşma çağrısına 2.000.000,00 TL vermesi halinde anlaşabileceklerini ifade ederek şirketi çıkmaza götürmeye devam ettiklerini, müvekkili tarafından kurulduğu iddia edilen ve davacı şirket ile aynı vasıfta olduğu ileri sürülen şirketin bugüne kadar hiçbir faaliyetinin olmadığını ve davacı şirketin aktiflerini kullanmak gibi bir durumun da söz konusu olmadığını, davacı tarafın ...'...

                  UYAP Entegrasyonu