, soruşturmanın devam ettiğini, TTK'nın 390.maddesi uyarınca yönetim kurulu kararının deftere işlenmesinin geçerlilik şartı olduğunu, ancak ortada hukuka uygun bir yönetim kurulu karar defterinin bulunmadığını ileri sürerek, kanuna aykırı olarak alınan yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Kararı, davacılar vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir. 1-) Dava, davalı şirketin 10.08.2011 tarih, 2011/5 sayılı yönetim kurulu kararının mutlak butlanla batıl olduğunun ve davalı şirket ile davacıların hisse dağılımının tespiti, 08.09.2006 tarih, 2006/1 sayılı yönetim kurulu kararı ile gündeme alınarak davacı ...'ye ödenmesine karar verildiği halde ödenmeyen 24.000,00 TL'nin tahsili, davalı şirket yönetim kurulunun hissedarlık sıfatı kalmayan kişilerden oluştuğunun tespiti ile şirkete kayyum tayin edilmesi istemlerine ilişkin olup mahkemece, yukarıda özetlenen gerekçe ile yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı tarafça, sermaye artırım sırasında rüçhan hakkı kullanılarak elde edilenlerin yanında, dava dışı ortaklardan da 578 adet hisse devralındığı ileri sürülmüş olup 20.09.2005 tarihinde davalı şirketin kayıtlı sermayesi 1.200.000,00 TL ise de, 18.10.2003 tarihli sermaye artırımı kararının iptaline ilişkin Nevşehir 1....
nin ise %51 oranında hisse sahibi olduğunu, şirket ortakları ile yöneticileri arasında ihtilaflar devam ettiğini, müvekkilinin ve diğer yönetim kurulu üyesi ...'...
GEREKÇE: Dava, davalı şirket adına kayıtlı ve şirketin önemli nitelikte malvarlığı olduğu iddia edilen Kocaeli İli Dilovası İlçesi ... Mahallesinde mukim arsa ile kesimhanenin devrine ilişkin genel kurul kararı alınmaksızın yapılan işlem/işlemlerin yok hükmünde olduğunun tespiti, dava konusu işlem/işlemlerin genel kurul kararı gerektirir nitelikte olmadığı kanaatine varılması ve ilgili taşınmazların davalı şirket nezdinde herhangi bir yönetim kurulu kararı alınmaksızın 3. Kişiye devredilmiş olması ihtimalinde söz konusu işlem/işlemlerin yok hükmünde olduğunun tespiti, taşınmazların devrine ilişkin olarak davalı şirket nezdinde herhangi bir yönetim kurulu kararı alınmış olması ihtimalinde anonim şirketin temel yapısına aykırı olması nedeniyle yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur....
Anonim şirket genel kurul kararlarının iptalini isteyebilmek için pay sahibi olmak veya yönetim kurulu üyesi olmak gerekli olup, davacılardan ... ve ...'ün bu sıfatlarının kalmadığı, bu nedenle davalı şirket genel kurul kararı ile yönetim kararının batıl olduğunun tespiti veya iptali konusunda husumet ehliyetlerinin bulunmadığı, husumet ehliyetinin davanın sonuna kadar bulunmasının ve re'sen gözetilmesinin gerektiği sonucuna varıldığından, davacılardan ... ve ...'ün davalarının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekili 25/05/2021 havale tarihli dilekçesinde, herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan ettiğinden, davacılar ... ve ...'ün davalarından dolayı davalı şirket vekili için davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiştir....
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, davalı şirketin ,15/12/2022 gün ve 2022/2 sayılı yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir. TTK'nın 391 nci maddesi hükmü "Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle; a) Eşit işlem ilkesine aykırı olan, b) Anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen,"şeklinde olup madde hükmüne göre bir kısım yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespitinin mahkemeden istenebileceği belirtildikten sonra örnekleme yoluyla batıl olabilecek kararlar sayılmıştır.Ancak maddede bahsi geçen hükümsüzlük halleri sınırlı sayıda değildir. Somut olayda,dava konusu yönetim kurulu kararı incelendiğinde,şirket yönetim kurulunu tek başına oluşturan ...'...
ı yönetim kurulu başkanı olarak seçen 03.06.2021 tarihli genel kurul kararının butlanla sakat olduğunu, zira TTK m.366 (1) hükmü yönetim kurulu başkanı ve başkan vekilinin seçim yetkisini esas sözleşme ile genel kurul yetkilendirilmedikçe yönetim kuruluna verdiğini, ana sözleşmesinin 7.maddesinin de bu yasal kuralı tekrar ettiğini, yetki ve organ tecavüzü yapılarak genel kurulca seçilmiş ve seçime ilişkin bu kararın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde de ilan edildiğini, TTK m.447 anonim şirketin temel yapısını bozan genel kurul kararlarının batıl olduğununun öngörüldüğünü, emredici hükme de aykırı olan bu kararın butlanına karar verilmesi gerektiğini, her ne kadar batıl olduğunun tespiti istenen genel kurul kararında atama süresi 03.06.2022 tarihinde dolsa da, sözde yönetim kurulu başkanlığına atanan ... halen yönetim kurulu başkanlığı sıfatını ve yetkilerini kullandığından, bu kararın batıl olduğunun tespitini istemekte hukuki yararın bulunduğunu, bunun dışında davalı şirketin 25.11.2022...
Mahkemece, davacı tarafından yönetim kurulu kararı üzerine yapılan genel kurul toplantısında alınan kararlarının iptaline ilişkin dava açıldığı, bu nedenle yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti davasının görülmesinde hukuki yararın kalmadığı, yönetim kurulu kararının batıl olup olmadığının genel kurul kararının iptali davasında göz önüne alınacağı, hukuki yarar olmayan dava ile ilgili esasa yönelik inceleme yapılmasının doğru olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti davası ile genel kurul kararının iptali davaları birbirinden bağımsız görülen davalar olmakla birlikte, yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespitine ilişkin verilecek karar, genel kurul kararının iptali davası ile doğrudan ilişkili ve sonucu etkiler nitelikte olup 6100 sayılı HMK'nın 114. maddenin h bendine göre davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır....
kaldırılmadan anılan yönetim kurulu kararının alınamayacağını, bu toplantıda şirket ana sözleşmesinin değiştirilerek şirket merkezinin ...'...
kadar seçilmiş göründüğünü, davalı şirketin Muhammed HABBAB'ı yönetim kurulu başkanı olarak seçen 03.06.2021 tarihli genel kurul kararının butlanla sakat olduğunu, zira TTK m.366 (1) hükmü yönetim kurulu başkanı ve başkan vekilinin seçim yetkisini esas sözleşme ile genel kurul yetkilendirilmedikçe yönetim kuruluna verdiğini, ana sözleşmesinin 7.maddesinin de bu yasal kuralı tekrar ettiğini, yetki ve organ tecavüzü yapılarak genel kurulca seçilmiş ve seçime ilişkin bu kararın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde de ilan edildiğini, TTK m.447 anonim şirketin temel yapısını bozan genel kurul kararlarının batıl olduğununun öngörüldüğünü, emredici hükme de aykırı olan bu kararın butlanına karar verilmesi gerektiğini, her ne kadar batıl olduğunun tespiti istenen genel kurul kararında atama süresi 03.06.2022 tarihinde dolsa da, sözde yönetim kurulu başkanlığına atanan Muhammed HABBAB halen yönetim kurulu başkanlığı sıfatını ve yetkilerini kullandığından, bu kararın batıl olduğunun tespitini...