İNCELEME VE GEREKÇE Talep, 30.11.2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan 2021/2,3 ve 4 nolu kararların TTK'nın 391. maddesi gereğince batıl olduğunun tespiti davasında talep edilen ve ilk derece mahkemesince reddedilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının istinafına ilişkindir....
Davacı vekili, davalı şirketin 06.01.2022 tarihli ve 2023/1 sayılı yönetim kurulu kararının 2.maddesinin batıl olduğunu, yönetim kurulu kararında miras hukuku ilkelerine aykırı işlem yapılarak, mirasçıların murisin terekeye dahil olan ortaklık payları üzerinde TMK'nın 640.maddesi uyarınca el birliği ile mülkiyete sahip olmaları gerekirken, yasanın emredici hükmüne aykırı şekilde mirasçıların paylarının belirlenerek pay defterine işlenmesine ilişkin işlemin yönetim kurulu kararının da batıl olduğunun tespitini istemiştir. Davacı vekili, yönetim kurulunun TTK'nın 391 ve TMK'nın 640.maddesine aykırı kararı ile hukuka aykırı ortaklık yapısı oluşturulduğundan ve bu kararla esasen ortakların el birliğiyle mülkiyet hakkına sahip oldukları miras paylarını usulsüz şekilde paylaştırılarak şirketin zararına neden olacak esaslı kararlar alındığını ileri sürmektedir....
ilgili yönetim kurulu kararlarının TTK'nın 391. maddesine aykırı olduğu gerekçesi ile batıl olduğunun tespitine ve batıl yönetim kurulu kararına göre pay defterine işlenen kayıtların önceki duruma getirilmesine karar verilmesinin isabetli bulunduğunu, yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitine ek olarak, terekeye dâhil payların tüm mirasçılar adına pay defterine kaydına karar verilmesi gerektiğini, müvekkilin mirasçılık haklarına sistematik bir şekilde saldırıda bulunulduğunu, bu kapsamda huzurdaki dava ile birebir aynı konuda görülen ve davalısının grup şirketlerinden ......
Onayların aynı kağıtta bulunması şart değildir; ancak onay imzalarının bulunduğu kâğıtların tümünün yönetim kurulu karar defterine yapıştırılması veya kabul edenlerin imzalarını içeren bir karara dönüştürülüp karar defterine geçirilmesi kararın geçerliliği için gereklidir.” denildiği, işbu davada yönetim kurulu üyesi olan davacı davet edilmeksizin ve TTK'nın 390/4. maddesinde belirlenen usule de uyulmaksızın geçersiz şekilde yapılan yönetim kurulu toplantısında alınan, genel kurulun olağanüstü toplantıya davet edilmesine ilişkin 09/10/2014 tarihli yönetim kurulu kararının TTK'nın 391/1-b maddesi uyarınca batıl olduğu, bu durumda, 31/10/2014 tarihli olağanüstü genel kurulun TTK'nın 410/1. maddesi uyarınca yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrıldığı kabul edilemeyeceği gibi, TTK’nın 416. maddesinde düzenlenen çağrısız genel kurul usulüne de uyulmamış olduğundan, usulüne uygun şekilde toplanmış bir genel kurul bulunmadığından, bu genel kurulda alınan 3 ve 5 nolu kararların da batıl olduğu...
GEREKÇE: Talep, yönetim kurulu kararının butlanı istemli davada yönetim kurulu kararının icrasının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Davalı şirketin uyuşmazlığa konu, ..., ..., ... A.Ş (Temsilcisi ...)'nin katılımı ile alına yönetim kurulu kararı ile, ... A.Ş'nin davalı şirketin yönetim kurulu başkanlığına, ...'nin yönetim kurulu başkan vekilliğine seçilmesine, ... ile birlikte ... A.Ş veya ...nin herhangi birisinin müşterek imzasıyla temsil yetkisinin kullanılması kararlaştırılmıştır. Yönetim kurulunun bu kararına davacı şerh düşmüştür. İhtiyati tedbir isteyen davacı taraf yönetim kurulu kararının batıl olduğunu ileri sürmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)'nun 391. Maddesine göre, yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)'nun 389/1....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davalının 12/04/2021 tarihinde 2020 yılı olağan genel kurul toplantısı yapılması kararı aldığı, toplantı öncesinde davacılara ayrıntılı gelir tablosu, bilanço, yıllık faaliyet raporu, bağımsız denetçi raporu, yönetim kurulunun kar dağıtım önerisi hakkındaki kararının tebliğ edildiği, gündemde şirket yönetim kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporu okunması, müzakeresi ve tasdiki, bağımsız denetim raporunun okunması, şirket finansal tablolarının okunması, müzakeresi ve tasdiki, hesap ve faaliyetlerinden ötürü yönetim kurulu üyelerinin ibraları, karın kullanım şeklinin belirlenmesi, yönetim kurulu üyelerinin seçimi ve görev sürelerinin tespiti, yönetim kurulu üyelerinin ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi hakların belirlenmesi, bağımsız denetçi seçilmesi, şirket pay sahibi T1 tarafından şirkete karşı açılan dava kapsamında görevlendirilen özel denetçinin raporu ve şirket yönetim kurulunun söz konusu raporlara ilişkin değerlendirmelerinin...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davalının 12/04/2021 tarihinde 2020 yılı olağan genel kurul toplantısı yapılması kararı aldığı, toplantı öncesinde davacılara ayrıntılı gelir tablosu, bilanço, yıllık faaliyet raporu, bağımsız denetçi raporu, yönetim kurulunun kar dağıtım önerisi hakkındaki kararının tebliğ edildiği, gündemde şirket yönetim kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporu okunması, müzakeresi ve tasdiki, bağımsız denetim raporunun okunması, şirket finansal tablolarının okunması, müzakeresi ve tasdiki, hesap ve faaliyetlerinden ötürü yönetim kurulu üyelerinin ibraları, karın kullanım şeklinin belirlenmesi, yönetim kurulu üyelerinin seçimi ve görev sürelerinin tespiti, yönetim kurulu üyelerinin ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi hakların belirlenmesi, bağımsız denetçi seçilmesi, şirket pay sahibi ... tarafından şirkete karşı açılan dava kapsamında görevlendirilen özel denetçinin raporu ve şirket yönetim kurulunun söz konusu raporlara ilişkin değerlendirmelerinin...
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 10.08.2011 tarih ve 2011/05 sayılı yönetim kurulu kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine yönelik talebin reddine, davalı şirketin hisse dağılımının şirket yönetim kurulunun 10.08.2011 tarih ve 2011/05 sayılı kararı ile 09.12.2011 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayınlanmış hali ile yasal olarak netleştiğinin tespitine, davacıların 09.12.2011 tarihi itibariyle hisse miktarlarının beheri 100,00 TL olan 50'şer adet olduğunun tespitine, 08.09.2006 tarih ve 2006/1 sayılı yönetim kurulu kararı ile davacı ...'ye ödenmesine karar verilen 24.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte tahsiline dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar dairemizce bozulmuştur....
olduğu------ ait payların hukuksuz ve muvazaalı işlemlerle hisseleri ele geçirilen davalı-----devredilmesine ilişkin hisse devir sözleşmelerinin mutlak butlanla batıl olduğunun/yok hükmüne olduğunun tespiti ile dava konusu hişselerin iptaline ve hisselerin ----- adına tesciline, ----%100 sahibi olduğu ----ait payların,---- çoğunluk hisse sahibi, yönetim kurulu başkanı ve aynı zamanda----- devredilmesine ilişkinalınan yönetim kurulu kararlarının mutlak butlanla batıl olduğunun/yok hükmüne olduğunun tespitine,----%100 sahibi olduğu -----şirketlerine ait payların hukuksuz ve muvazaalı işlemlerle hisseleri ele geçirilen ---- devredilmesine ilişkin alınan yönetim kurulu kararlarının mutlak butlanla batıl olduğunun/yok hükmüne olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Taraflar arasındaki yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket yönetim kurulunun yetki süresinin dolmasına az bir zaman kala kötü niyetli olarak 19.04.2018 tarih ve 2018/4 sayılı karar ile şirket ana sözleşmesinde böyle bir yetki bulunmamasına rağmen...'...