Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin yöneticisinin şüpheli Yusuf olduğu, her ne kadar sahte irsaliyeden haberinin olmadığını beyan etmiş ve diğer şüpheli de bu eylemi üstlenmiş ise de belirtildiği gibi eylemin şirket faaliyeti kapsamında yapıldığı, şirket yöneticisinin haberi olmadan şirket bünyesinde şoför olarak çalışan şüpheli Enver'in böyle bir eylemde bulunamayacağı, bunun işin mantığına ve tecrübe kurallarına aykırı olduğu...." şeklinde anlatılması karşısında sanık hakkında 5015 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kamu davası açıldığı kabul edilmelidir. Bu suça ilişkin temyiz incelemesini yapma görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca Yargıtay 7. Ceza Dairesine ait bulunmaktadır. Bu itibarla, Yargıtay 5. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, 1- Yargıtay 7....

    Şirket yöneticisinin ortaklığa verdiği zarar, şirket ortaklarının dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Limited şirketlerde TTK'nın 644. maddesinin yollamasıyla 553. maddesi uyarınca şirket yöneticileri Kanun ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete, hem de pay sahipleri ve şirket alacaklılarına karşı şirkete verdikleri zarar sebebiyle sorumlu olurlar. Ancak TTK'nın 555. maddesi uyarınca şirket pay sahipleri dolaylı zarar nedeniyle açacakları davalarda hükmedilecek tazminatın kendilerine değil ancak ortaklığa verilmesini isteyebilirler. Yöneticilerin eylemleri sonucunda şirket ortaklarının doğrudan zararlarının varlığı halinde ise ortaklığın zararından müstakil olarak kişisel zararlar söz konusu olacağından ortaklar tazminatın kendilerine verilmesini isteyebilirler....

      DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; ticaret sicil şirket kuruluş gazetesi, ticaret sicil müdür tayini gazetesi, ticaret sicil hisse devri gazetesi, şirket banka ekstreleri, müdür ... banka ekstresi, mail dökümü, beyanname yetki hatası ekran görüntüsü, bilgi alma tutanağı, whatsapp konuşmaları, şirket müşteri defteri sureti, bedeli elden tahsil edilen çek sureti, tanık ve sair delillere dayandığı görülmüştür. İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dava dosyasının celp ve tetkikinde; davacının ..., davalının ...Motorlu Araçlar Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, dava konusunun şirketin feshi, dava tarihinin 13/04/2023, duruşmasının 14/09/2023 gününe talik edildiği ve davanın halen derdest olduğu görülmüştür. DEĞERLENDİRME:Dava; limited şirket yöneticisinin azli istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, Mahkememizin derdest olan işbu dava dosyasının davacısı ile İzmir ......

        Maddelerine dayalı limited şirket ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesi istemiyle birlikte, yöneticinin sorumluluğuna ilişkin tazminat davası niteliğindedir. Davalı ... hakkındaki şirket yöneticisinin sorumluluğuna ilişkin dava eldeki davadan tefrik edilerek mahkememizin ayrı bir esasına kaydedilmiş ve eldeki davaya ortaklıktan çıkma ve ayrılma payı alacağı davası olarak devam edilmiştir. Dosyada mevcut ticaret sicil dosyasının incelenmesinde; davalı şirketin .../.../... tarihinde Antalya Ticaret sicilinin ... sicil numarasına kayıtlı olduğu, kaydının halen devam ettiği, şirket ortaklarının davacı ..., ... ..., ... ve ...'den teşekkül ettiği ve en son şirket müdürlerinin ... ... ile ... oldukları anlaşılmıştır. Antalya ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün .../.../... tarihli cevabi yazısına göre; davalı şirketin adreste bulunmaması sebebiyle .../... uygulama iç genelgesi uyarınca .../../.. tarihi itibariyle resen terk edilerek mükellefiyet kaydının kapatıldığı bildirilmiştir....

          Limited şirket ortağının sorumluluğu, ortağın şirkete karşı koymayı taahhüt ettiği esas sermaye paylarını ödemeye ilişkindir. Bu durumu sınırlı şahsi sorumluluk olarak tanımlamak mümkün olup, aynı zamanda kusursuz sorumluluk olarak da kabul edilmektedir. Hal böyle olunca bu sorumluluk aslında bir vergi sorumluluğu olmayıp, kimi Danıştay kararlarında da belirtildiği şekilde, tahsilat muhataplığı sorumluluğudur. Bir başka deyişle limited şirket ortağının, vergi alacağından olan sorumluluğu, tahsil ile ilgilidir....

            Sosyal, ekonomik ve kültürel alanda meydana gelen gelişmeler nedeniyle akdi sorumluluğun da yetersiz kalması üzerine Yargıtay uygulamalarında istikrarlı şekilde tehlike sorumluluğu görüşünü kabul etmektedir. Tehlike sorumluluğu, en ağır kusursuz sorumluluk halini oluşturmaktadır. Az öncede değinildiği gibi, işveren her türlü özen borcunu yerine getirmiş olsa dahi, meydana gelen kazadan dolayı sorumluluktan kurtulma olanağı yoktur. Bu anlamda tehlike sorumluluğu mutlak bir sorumluluk olarak nitelendirilebilir. Bununla beraber belirtmek gerekir ki tehlike sorumluluğu bir "sonuç sorumluluğu" da değildir. Gerçekten zarar işletmeye özgü bir tehlikeden doğmamış, yani araya giren bir başka nedenden dolayı meydana gelmişse, işverenin bu zarardan sorumlu tutulmaması gerekir. Başka bir deyişle işyerinin işletilmesi veya bundan doğan tehlikeler ile zarar arasında uygun bir illiyet bağı bulunmuyorsa, işverenin sorumluluğundan söz edilemez....

              Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 26 maddesi olup, davalının sorumluluğu kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. İşveren veya üçüncü kişiler ile üçüncü kişileri çalıştıranlara rücû olanağı anılan maddede öngörülen sayılı ve sınırlı durumların gerçekleşmesi hâlinde mümkün olup, 506 sayılı Yasa'nın 26. maddesine dayalı dava kapsamında, maddedeki sorumluluk hallerinin genişletilmesi veya genel hükümler uyarınca kusursuz sorumluluk yoluna gidilmesine olanak bulunmamakta olduğundan davalı işverenin rücû alacağından sorumluluğu ancak, maddede öngörülen koşulların gerçekleşmesi hâlinde mümkündür. Dava, 13.01.2004 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik iş kazası sonucu vefat eden sigortalı işçi için, kurumca yapılan peşin sermaye degerli gelirler ile cenaze giderinden oluşan sosyal sigorta yardımlarının 506 sayılı Yasa'nın 26 maddesine göre araç maliki olan işveren limitet şirket ile şirket sigortalısından tahsili istemine ilişkindir....

                tarafından kullanıldığı, şifresini kimlerin bildiği, anılan tarihlerde web sitesinin yöneticisinin kim olduğu hususları tespit edilip, sanık savunmasında adı geçen ... ve ... isimli kişi ile tanık ...’in beyanlarında adı geçen ... isimli kişinin tanık sıfatıyla beyanları alındıktan ve eylemler nedeniyle mağdur hakkında adli ya da idari soruşturma başlatılıp başlatılmadığı tespit edildikten sonra, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  bildiğine yer verildiğini, davacının işyerinden erken çıkacağını bölge yöneticisinin bilmesinin, puantajın gerçeğe aykırı şekilde düzenlenebileceği manasına gelmeyeceğini belirtmiş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                  Şti. aleyhine bonoyu dayanak yaparak icra takibine giriştiğini, oysa bonoda ödeyecek kısmında borçlu şirkete ait iki kaşe ile bu kaşelerin altında da şirket nam ve hesabına ilişkin yetkiye istinaden atılmış imza bulunduğunu, davacının şahsı adına atılmış olan, onu ödeyecek konuma sokan bir imza bulunmadığını belirterek borçlu olunmadığının tespitine, davacı aleyhine girişilen icra takibinin iptaline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takibine konu senedi davacının hem şirket yetkilisi sıfatıyla hem de şahsen imzaladığını, şirket kaşesi dışına atılan imzadan davacının şahsi sorumluluğu bulunduğunu bildirerek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu