Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur. Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir. Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir. Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır. Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir. Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır. Esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulur....

    Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/107 Esas sayılı davanın kabulüyle, toplam 6.200 şirket hissesinin 40 payının davacı adına pay defterine kaydına, hisselerin davacıya iadesine, davacının manevi tazminat talebinin reddine, birleşen İstanbul 45. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/98 Esas ve Birleşen İstanbul 46 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/20 Esas sayılı davalarının kabulüyle, toplam 6.200 şirket hissesinin 208 payının davacı adına pay defterine kaydına, hisselerin davacıya iadesine," karar verilmiş iken, gerekçeli kararda "asıl dava ve birleşen, 45. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/98 Esas ve Birleşen 46. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/20 Esas sayılı davaların kabulüyle, toplam 6.200 şirket hissesinin 248 hisse payının (153 adetinin davalı ..., 87 adedinin ...'den 8 adedinin ...) davalı gerçek kişilerden alınarak, pay defterine kaydına ve davacıya iadesine, davacının asıl davadaki maddi tazminat talebinin reddine, 12....

      Sayılı dosyası ile davalı şirkete yönetici kayyumu atandığını, Mahkemece İstanbul 13.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/26 Tereke dosyasının derdest olduğundan bahisle eksik inceleme ile şirket hisseleri tereke dahilinde imiş gibi karar verildiğini, oysa davalı şirketin hisselerinin terekeye dahil olmadığını bu hususta İstanbul 13.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/26 tereke dosyasında 13.07.2020 tarihinde ara karar oluşturulduğunu, davacı kayyum atanmasına karar veren Bakırköy 6.ATM 2020/792 E....

        Sigortadan sağlık masraflarının kısmen karşılanmış olduğunun belirtilmesine, bundan da önemlis...a üst düzey yöneticilik yapmış olan murisin içinde bulunduğu statüye ve sosyal şartlarına nazaran bu parayı bağışlamak iradesinin olduğu kanaatına varıldığından bu kısım paranın terekeye iadesi gerekmediği gerekçesiyle kalan kısım bakımından dava dilekçesinin 3 nolu paragrafındaki açıklamalar nedeni ile terekeye iadesi isteğinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ile davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 22/10/2013 gün ve 2013/12614 Esas ve 2013/14062 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş bu defa davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur....

          Bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerinde elbirliği mülkiyetinin, paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde, Sulh Hakimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder. Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılarından biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde istem konusu mal üzerindeki el birliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir. Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesine karar verilirken hüküm kısmında her paydaşın payının açıkça gösterilmesi gerekir. Olayımıza gelince: Mahkemece elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesine karar verilirken her bir paydaşa düşen payın hüküm kısmında açıkça gösterilmemesi doğru olmadığı gibi dava konusu 310 ada 3 nolu parsele ait tapu kaydının getirilmeden hüküm kurulması da doğru değildir. Bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir....

            HMK’nun 297/2. maddesi gereğince elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülürken dayanak mirasçılık belgesi ibraz ettirilerek her paydaşın payının hüküm fıkrasında ayrı ayrı gösterilmesi zorunlu olup, mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.10.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Türk Medeni Kanununun 427/3.maddesinde mirasçıları belli olmayan terekeye yönetimi için kayyım atanacağı belirtilmiştir. 3561 sayılı yasanın 5793 sayılı yasayla değişik 2.maddesinde de; ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanmayan mirasçıların payının yönetilmesi amacıyla Hazine'nin hak ve menfaatinin söz konusu olduğu durumlarda, mahallin en büyük mal memurunun yönetim kayyımı olarak tayin edileceği öngörülmüştür. Açıklandığı gibi, bu gibi davalarda mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanmasının gerekli olup olmadığı, taşınmaz (pay) malikinin ve mirasçılarının kim olduğu ile bunların sağ ve bilinir olup olmadıklarının kuşkuya yer vermeyecek şekilde kesin olarak tespitine bağlıdır....

                Elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülürken dayanak mirasçılık belgesi ibraz ettirilerek her paydaşın payının hüküm fıkrasında ayrı ayrı gösterilmesi zorunlu olup, mahkemece bu yön gözetilmeden HMK'nın 297/2 maddesi hükmüne aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  Kesinleşen bu hükümle mülkiyet paylı mülkiyete dönüştüğüne göre artık taşınmazlar üzerindeki miras payı terekeye dahil olmaktan çıkmıştır. TMK.nun 706, BK.nun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddeleri uyarınca pay devirlerinin resmi şekilde yapılması gerekmektedir. Taraflar arasında bu nitelikte bir sözleşme bulunmadığına göre davanın reddine karar verilmesi doğru olmaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 14,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3,15 TL’nın temyiz eden davacı ve davalıdan ayrı ayrı alınmasına 18.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Davacı, ortak mirasbırakanları ...’a ait taşınmazları, davalının, mirasbırakanın yaşlılığından faydalanarak ve kandırarak adına tescil ettirdiğini, yapılan temliklerin muvazaalı olduğunu ve saklı payının ihlâl edildiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davacıya terekeye temsilci tayin edilmesi veya tüm mirasçıların davaya dahil edilmesi için verilen kesin süre içerisinde davacı tarafından anılan eksikliğin giderilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Tebligat Kanunu 11.maddesine göre vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Davacı ......

                      UYAP Entegrasyonu