Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

=520,57 TL kar payı alacağı, (750.830,77 TL asıl alacak + 520,57 TL kar payı = ) 751.351,34 - 70.234,54 TL tahsilat = 681.116,80 TL asıl alacak, - 24/07/2014 tahsilat tarihinden bir sonraki tahsilatın yapıldığı 31/07/2014 tarihine kadar 7 gün süreyle %12,48 mahrum kalınan kar hesaplandığında, 681.116,80 TL asıl alacak x 7 gün x 12,48 / 36000 =1.652,84 TL kar payı alacağı, (681.116,80 TL asıl alacak + 1.652,84 TL kar payı = ) 682.769,64 - 69.393,69 TL tahsilat = 613.375,95 TL asıl alacak, - 31/07/2014 tahsilat tarihinden bir sonraki tahsilatın yapıldığı 01/08/2014 tarihine kadar 1 gün süreyle %12,48 mahrum kalınan kar hesaplandığında, 613.375,95 TL asıl alacak x 1 gün x 12,48 / 36000 =212,63 TL kar payı alacağı, (613.375,95 TL asıl alacak + 212,63 TL kar payı = ) 613.588,58 - 38.235,41 TL tahsilat = 575.353,17 TL asıl alacak, - 01/08/2014 tahsilat tarihinden bir sonraki tahsilatın yapıldığı 11/08/2014 tarihine kadar 10 gün süreyle %12,48 mahrum kalınan kar hesaplandığında, 575.353,17...

    bulunduğu dönemlere ilişkin şirket kayıtlarının incelenerek gerçek kar durumunun tespitinden sonra müvekkillerinin mahrum kaldığı geçmiş kar paylarının kendilerine ödenmesi gerektiğini belirterek, sahte imza ile alınan tüm genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine, müvekkillerinin paylarına düşen geçmiş kar paylarının kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      Diğer yandan, davalı erkek dosya kapsamındaki mevcut delillerle şirket hissesinin kişisel mal olduğunu da ispatlayamamıştır. Tüm bu açıklamalara göre, mahkemece, şirket hissesinin edinilmiş mal olduğu kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. b. Şirket kar payına yönelik yapılan incelemede; Somut olayda, mahkemece kar payı yönünden katılma alacağının kabulüne karar verilmiş ise de, karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, davalı eşe şirket kar payı (temettü=kazanç) ödenip ödenmediğinin, ödenmişse mevcut olup olmadığının ya da her hangi bir yatırıma dönüştürülüp dönüştürülmediğinin, kar payı ödemesi yapılmamışsa karın şirkete yatırım olarak kullanılıp kullanılmadığının araştırılıp belirlenmesi gerekirken, bu hususta bir araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilmesi de hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. 5.Tasfiyeye konu ... Banyo Gereçleri San. ve Tic. A.Ş. ve ......

        Davacının----kar payının tahsili talebi yönünden değerlendirme yapılmıştır. ---- dağıtılabilmesi ve ortak tarafından istenebilir olması için ----- kar dağıtımına karar vermesi gerekir; ödenmeyen karın tespiti ve ödenmesi talepli davada incelikle kar payının muaccel hale gelmiş olması lazımdır. Somut olayda davacı ortak olduğu tarihten bu yana hiç kar payı alamadığını ileri sürmektedir. Davacı ---- tarihinde şirkete ortak olmuştur. Davacının ortak olmasından sonra yapılan ve tescil edilen genel kurullarda kar payının dağıtılmasına yönelik bir karar alınmadığı tespit edilmiştir. Şirket ana sözleşmesinde karın ----- düzenleme yapılmış ve şirket sermayesinin %51'ini temsil eden hissedarların alacağı karara bağlı kılınmıştır. Bu durumda kar dağıtılmasına dair alınmış bir genel kurul kararı olmaksızın davacının kar payının ödenmesi talebi dinlenemeyeceğinden davacının bu talebi de reddedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          Mahkemece, adi ortaklık sözleşmesine göre kar payının dağıtımının yapılması için işin bitmesinin gerektiği ve iş bitiminden sonra işin yapımı ile ilgili tüm maliyetlerin işin toplam gelirinden düşülmesi neticesi elde edilecek brüt kar miktarına göre kar payının belirlenmesi gerektiği, bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin kar payının istenmesi aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyesini kapsamakta ise de; dava dilekçesinde açıkça adi ortaklığın tasfiye edilmeden kar payının dağıtılmasının talep edildiği, talebin dışına çıkılamayacağı, adi ortaklık sözleşmesi hükümleri, Ankara 12 Asliye Ticaret Mahkemesinde alınan bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde davaya konu ana sözleşmedeki tüm parsellerdeki inşaatların tamamlanmaması, bazılarına henüz başlanmaması sebebi ile alınan bilirkişi raporu da gözetilerek inşaatlar tamamlanmadan kar payı tespit edilemeyeceğinden, davacı da açıkça adi ortaklığın tasfiyesi yapılmaksızın kar payı talep ettiğini belirttiğinden tasfiye hükümlerine...

            den şirket hisselerini 20 hisse olmak üzere devraldıkları, davacının 6 hissesi bulunduğu, şirketin borçlu halde iken devralındığı, 11/06/2021 tarihinde .....markasının ...'ndan davalı ...'a devredildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davacının kar payı talebi ile marka devrinin şirket adına yapılmaması nedeni ile tazminat talebinin yerinde olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. Şirketin ana kuruluş sözleşmesinde, "Net dönem karından her yıl %5 genel kanuni yedek akçe ayrılır, kalan miktar genel kurul kararı ile pay sahiplerine kar payı olarak dağıtılır," hükmü yer almaktadır. Kar payının dağıtımı yetkisi şirket genel kuruluna aittir. Genel Kurulda böyle bir karar alınmadan, kar payının tahsili için alacak davası açmak suretiyle talep edilmesi ve hüküm altına alınması mümkün değildir (Yargıtay 11. HD 1997/9240 esas1988/2211 karar sayılı ilamı)....

              Ortaklık konusu inşaat 1997 yılında bitirilmiş olup, dolayısıyla BK.nun 535/1 maddesinde öngörülen amaca ulaşıldığı için davacının talebi ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsamaktadır. Dairemiz bozma ilamında da vurgulanan bu husus mahkemece de kabul edilerek davalı tarafından üçüncü şahıslara satılan dairelerin 1997 yılındaki değerleri esas alınarak davacıya isabet eden kar payı belirlenmiştir. Mahkemenin satılan dairelere ilişkin olarak belirlediği kar payı doğru ise de ortaklık malı olan ve halen davalı adına kayıtlı bulunan dükkanında 1997 tarihindeki değerinin tasfiyeye esas alınması olanaksızdır. Ortaklığın amacı gerçekleşmiş ise de, taraflar arasındaki adi ortaklık henüz fesih ve tasfiye edilmemiştir. Bu itibarla halen davalı adına kayıtlı bulunan dükkanın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin tasfiyeye esas alınması gerekir. Ne var ki, davacı temyiz dilekçesinde ve aşamalarda dükkanın dava tarihindeki değerinin esas alınması gerektiğini de bildirmiştir....

                Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Dava, kar payı alacağına ilişkin alacak davasıdır. Tüm dosya kapsamından; davacıların davalı şirkette paydaş olduğu, davalı şirketin 31.05.2012 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında alınan kararla paydaşlara kar payı dağıtmama kararı aldığı, Genel Kurul Kararının iptali için dava açıldığı ve genel kurul karının 7. maddesinin iptaline karar verildiği, tarafların davalı şirkette olan 1,19'luk payına isabet eden 158.038,64 TL'lik kar payı alacağının tahsili talebiyle işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davacı ... vekili 08.04.2022 tarihli dilekçesi ile dava konusu iddia ve taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiş, davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin olduğu anlaşılmıştır. Feragat, 6100 sayılı HMK'nın 307 vd. maddelerinde davaya son veren tek taraflı usul işlemlerinden sayılmış olup, tahkikat aşamasında iken davacı ... yönünden davadan feragat edildiği görülmektedir....

                  ın % 30 oranında hisseye sahip olduklarının, yapılan binadaki tüm bağımsız bölümlerin satılacağının, masrafların satışlardan elde edilen gelirle karşılanacağının ve elde edilen karın hisseleri oranında ortaklar arasında paylaştırılacağının, ortaklığın parasal tüm işlemlerinin davalı şirket tarafından yerine getirileceğinin, tarafların sözleşmeden doğan sorumluluklarını yerine getirmemeleri durumunda sorumluluktan kaçınan ortağın diğer ortaklara 300.000 TL tazminat ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, sözleşme uyarınca inşa edilen binada bulunan 10 daire ile 2 adet işyerinin adına tescil edilen davalı şirket tarafından 3. kişilere satıldığını, son dairenin 25.09.2012 tarihinde satılmış olmasına ve aradan yaklaşık 1 yıl geçmiş olmasına rağmen kar payının ödenmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 50.000 TL kar payı ile 300.000 TL cezai şart alacağının yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini talep etmiştir....

                    Asliye Hukuk Mahkemesi 20/02/2020 tarihli kararında özetle; davanın, kar payı ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında kar payı ortaklık sözleşmesi ile davalının davacının inşaatında çalıştığının taraflarca da kabul edildiği, davacının %25, davalının ise %15 oranında kar payı verileceğinin kararlaştırıldığını iddia ettikleri, ancak davacı dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığından %25 oranında kar payı verileceği hususunda anlaştıklarını ispatlayamadığı tespit ve kanaatine ulaşıldığı, davalı tarafından davacıya kısmi ödeme yapıldığına ilişkin dosyaya banka dekontları ibraz edilmiş ise de dekontlarda ödemenin kar payı ödemesi olduğuna ilişkin açıklamada bulunulmadığı kaldı ki, davacıya inşaat malzemeleri ve yapımı için gerekli giderlerin ödenmesi için zaman zaman para gönderildiği, dekonttaki paraların bunlara ilişkin olduğunun mahkemece kabul edildiği ve dekonttaki bedellerin alacaktan mahsup edilmediği, dosya arasında mevcut 17...

                    UYAP Entegrasyonu