Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Karar sayılı kararıyla müvekkili ortağın şirkette azınlık paya sahip olmadığından reddedildiğini, davalının şirket zararına 8 adet maden ruhsat sahasının terk edilerek şirketin elinde sadece 2 adet maden ruhsat sahasının kaldığını, davalının bu şekilde TTK'nın 626. Maddesindeki özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiğini belirterek şirket müdürü olan davalının azli istemiyle açılan davada şirketin daha fazla zarara uğramasını önlemek amacıyla şirketi yönetmek ve temsil etmek üzere şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    Davacı vekili davalı şirket ortakları arasında anlaşmazlıklar olduğunu, şirket müdürü tarafından uzun süredir şirket hakkında müvekkiline bilgi verilmediğini, kar payı ödemesinin yapılmadığını, şirketin faaliyetinin tamamen durduğunu ve şirket adına olan taşınmazların satıldığını iddia ederek şirkete yönetim kayyumu atanmasını talep etmiş ise de; HMK'nın 389 ve 390/3.maddesi gereğince davacı, davanın esası yönünden kendi haklılığını ve davalı şirketin gerekli organlardan yoksun kaldığına ilişkin yaklaşık olarak ispata yönelik delil sunulmadığı..." gerekçesiyle davacı vekilinin davalı şirkete kayyum atanması talebinin reddine karar verilmiştir....

    Dava, limited şirket müdürünün azli, ortağın ortaklıktan çıkarılması, ortağın uğradığı zararın tazmini ve kar payı alacağına ilişkindir. Davalı tarafından birleştirme talep edildiğinden öncelikle birleştirme yönünden talep değerlendirilmiştir. Dosyanın birleştirilmesi talep edilen Ankara .... ATM'nin 2019/507 esas sayılı dosyasında davacı ... ... tarafından davalı şirket aleyhine şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesi veya şirket ortağı ...'ın ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi talebiyle dava açıldığı, davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır. Yapılan değerlendirme sonucunda davalı... Eğitim Sağlık .....

      Birleşen dava ise şirket müdürünün azline ilişkin ve şirkete kayyım atanmasına ilişkindir.Davalı vekili tarafından şirket müdürünün görev süresinin dolduğu savunulmuştur. Gerçekten 2001 tarihli şirket anasözleşmesinin 9.maddesi ile şirket müdürlerinin 10 yıl süre ile atandığı anlaşılmaktadır. Buna göre dava tarihi itibariyle şirket müdürünün görev süresi sona ermiştir. Dava açıldığı tarihte şirket müdürünün görev süresinin sona erip ermediği mahkemece incelenmemiştir.Öte yandan ; Bakırköy 1. ATM nin 15.12.2016 tarih 2015/453 esas 2016/955 karar sayılı dosyasında davalı şirket hakkında tasfiye kararı verilerek tasfiye memuru atandığı ileri sürülmüştür....

        ün görevlendirilmesini talep ettiklerini, toplantının kayyım vasıtasıyla yapılmasının, bu aşamada şirketin işleyişini sekteye uğratacağı kanaatinde olduklarını, Şirket müdürünün azli hususundaki kararın bu aşamada kaldırılmasını talep ettiklerini, Zira 20/12/2017 tarihli Genel Kurul Toplantısında mevcut şirket müdürü ... ün 5 yıl süreyle görev yapmak üzere oybirliği ile şirket müdürlüğüne seçildiğini, şirket müdürü ...’ün çaba ve emekleri ile bu güne kadar sorunsuz ve başarılı bir şekilde yönetildiğini, şirketin kuruluşundan bu güne kadar 30 kat daha büyütüldüğünü, ortaklar arasında dayanaksız zıtlaşmanın, kutuplaştırmanın yaratılıp, iki ortaklı bu şirketin karar alınamaz hale getirmenin , şirketin girdaba sokulması, bunca emek ve başarının çöpe atılması ve şirketin büyük maddi zarara uğramasına sebep olacağını, Bu durumun her iki ortağın da zararına olacağını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir....

          ,fakat 2021 yılı olağan genel kurul toplantısının bu tarihte yapılmasının TTK 617.maddesine göre yasal olarak mümkün olmadığını, Zira 2021 yılına ait genel kurul toplantısının 2022 yılının ilk 3 ayı içerisinde yapılması gerektiğini, her ne kadar, mahkemece Genel Kurul Toplantısı yapmak üzere kayyım atanmışsa da, bu kararın kaldırılarak Genel Kurul Toplantısı yapmak üzere şirket müdürü Seval Şengör'ün görevlendirilmesini talep ettiklerini, toplantının kayyım vasıtasıyla yapılmasının, bu aşamada şirketin işleyişini sekteye uğratacağı kanaatinde olduklarını, Şirket müdürünün azli hususundaki kararın bu aşamada kaldırılmasını talep ettiklerini, Zira 20/12/2017 tarihli Genel Kurul Toplantısında mevcut şirket müdürü Seval Şengör ün 5 yıl süreyle görev yapmak üzere oybirliği ile şirket müdürlüğüne seçildiğini, şirket müdürü Seval Şengör’ün çaba ve emekleri ile bu güne kadar sorunsuz ve başarılı bir şekilde yönetildiğini, şirketin kuruluşundan bu güne kadar 30 kat daha büyütüldüğünü, ortaklar...

          'a 75.733,00 TL borçlu bulunmadığı, şirkete kayyım tayinine gerek olmadığı, davalı şirketi 10 yıl süreyle münferit imza ile temsil ve ilzama yetkili şirket müdürü... tarafından şirketin belgeye dayalı olmayan kayıtlarla borçlandırıldığı ve tasfiyeye sokulduğu, müdürlük görevinin basiretli bir şekilde yerine getirilmediği, şirket demirbaşlarının bir kısmının satıldığı, sermaye ve ortaklara borç işlemlerinin belgelere dayalı olmadığı, şirketin davalı ortaklara borçlu gösterilerek tasfiyeye sokulması işlemleri nedeniyle şirket müdürü ...'ın müdürlük görevinden azli gerekmekte ise de, tefhim edilen kısa karara uygun olarak bu talebin reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalı Kepez Halı Saha ve Sosyal Tesisleri İnş. Nak. Tur. Gıda. Taah. San. Tic. Ltd. Şti.'nin 2012 yılı olağan genel kuruluna ilişkin 20/08/2013 tarihli genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun ve davalı şirketin, davalı ortakları olan... ve ......

            GEREKÇE: Dava, TTK 630. maddesi uyarınca limited şirket müdürün azli ve şirkete yönetim kayyumu atanmasına ilişkindir. Talep, şirkete tedbiren yönetim kayyumu atanması ve borçlandırıcı işlem yapmasının engellenmesi istemini kapsamaktadır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş, bu karara karşı, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re'sen yapılmıştır. Davacı taraf, davalı şirketin %62,54 oranındaki hissesini ihale ile satın alarak şirket ortağı haline geldiğini ve şirket müdürü olan davalı ...'...

              AŞ unvanlı yeni bir şirket kurulduğunu, bu şirketin de %100 hissedarı ve yönetim kurulu başkanının davalı ... olduğunu, bu şirketin de dava konusu şirketle aynı iş kolunda faaliyette bulunduğunu, bu durumda davalı şirket müdürü olan davalı ...'ın TTK 626/2 maddesi kapsamında rekabet yasağını ihlal ettiğini, taraflar arasında husumet ve menfaat çatışması bulunduğunu, bu nedenle davalının müdürlükten azli için dava açtıklarını belirterek, davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                Yargılama sırasında davalı şirket müdürünün görevi kendi iradesi ile bıraktığından davacı tarafın azil talebi konusuz kaldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Yargılama kapsamında mahkememizce dava dışı şirket kayıtları üzerinde bilirkişiler eliyle inceleme yaptırılmış ve davanın açılış tarihi itibariyle davalının haklı nedenle azil koşullarının oluştuğu tespit edilmiştir. Mahkememizce bu tespitler yerinde görülerek, dava açılış tarihi itibariyle davacı tarafın haklılık durumu nedeniyle yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine ve kendisini vekil ile temsil eden davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu