Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/01/2019 NUMARASI : 2016/363 ESAS 2019/53 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı T3 vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu T6 alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla Cenay İnşaat San.ve Tic. A.Ş.’deki %50 hissesine karşılık gelen 3.338.900 hissesini 14.04.2016 tarihinde amcasının oğlu ve şirket ortağı olduğu davalı T3 ‘ya sattığını belirterek davalılar arasındaki şirket hisse devrine ilişkin tasarrufun iptaline, bu talebin kabul edilmemesi halinde şirket hisse devrinin muvazaalı olduğunun tespiti ile hükümsüzlüğüne karar verilmesini; karşı davanın reddini talep etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen şirket hisse devrinin iptali davası sırasında davalılar vekili 20.05.2011 günlü dilekçesiyle reddi hakim yoluna başvurmuştur. Bu konuda verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Hakimin reddi için ileri sürülen sebepler işin esası yönünden temyiz sebebi olup, H.Y.U.Y.’nın 29. maddesinde tanımı yapılan sebeplerden değildir. Açıklanan nedenlerle yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 19.09.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Davalı vekili, hisse devrine ilişkin yasal tüm gerekliliklerin yerine getirildiğini, davacının geçerli bir hisse devir sözleşmesinin sahteliğini iddia etmeden, içeriğine yönelik herhangi bir itiraz sunmadan salt hissenin devrinin otelin işletme hakkının ortağı olduğu dava dışı şirkete devri şartı ile hisse devrini gerçekleştirdiğini ancak bu şartın da yerine getirilmediğini iddia ederek devir sözleşmesinin iptali istediğini, hata, hile, ikrah gibi herhangi bir irade bozukluğu nedenlerinden birini de ileri sürmediğini, hisse devri sözleşmesinin hiç bir yerinde devrin geçerliliğine yönelik bir şart bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

      ın şirkete sunduğu 17/10/2016 tarihli dilekçe ile şirket ortaklarından kimseye hisse devri yapmadığını bildirmesi üzerine şirketin 25/10/2016 gün, 2016/6 sayılı YK kararı ile herhangi bir sözleşme ibraz edilmeden yapılan hisse devirlerinin iptaline karar verildiğini, bu karar uyarınca davacıya ait hisse sayısının 871, diğer ortak ...'a ait hisse sayısının ise 7.403 olarak kabul edildiğini, ortaklık payı ve oranının bu şekilde pay defterine işlenmesine dair genel kurulda alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, şirket genel kurulunun şirket ortaklarının ortaklık paylarını tespit etme yetkisi bulunmadığını, ortaklar arasındaki pay uyuşmazlıkları, YK'ye intikal etmiş ise bu konuda YK'ca karar verileceğini, karara karşı çıkılması durumunda uyuşmazlığın yargı organlarınca halli gerektiğini, bu yüzden karara muhalif kaldığını, davacının ...' dan hisse devraldığını, bu devrin ...'...

        a ait şirket hisse senetlerinin davalı oğlu ... tarafından, babasının kendisine verdiği vekaletnameye istinaden davalılara devrine dair işlemlerin hisse devirlerinin yönetim kurulu kararı ile onaylanıp, pay defterine ayrı ayrı kaydedildiklerinden hukuken geçerli oldukları, bu pay devirlerinin muvazaalı olduğuna dair tanık anlatımları, mevcut bilgi ve belgeler ile taraf beyanları doğrultusunda her hangi bir emarenin tespit edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Davacı tarafça, murisin dava dışı şirkette sahip olduğu hisse devirlerinin muvazaalı olduğu iddiası ile şirketin 18/08/2002, 05/09/2002 tarihli kararları ve hisse devir senetlerinin iptali ile muris adına tescil ve ilanı istemleriyle açılan işbu davada, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....

          Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini öte yandan muris muvazaası iddiasının ise yersiz olduğunu, hisse devrinin TTK'deki düzenlemelere uygun olarak yapıldığını, satışın şekil şartlarına ve usulüne uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının şirket hisse devri sırasında şirket ortağı olduğu ve hisse devrinden haberdar bulunduğu, her ne kadar hisse temlikinin satış olduğu söylenmekte ise de; bağış olarak yapıldığının kabulü gerektiği, bağış olarak yapılan tasarrufun muvazaa sebebiyle iptalinin alacağın temliki hükümlerine göre yapılmış olması sebebiyle hükümsüz bulunmadığı, ancak mirasbırakanın ölümünden sonra tenkise tabi tutulabileceği, davanın mirasbırakanın ölümünden sonra bir yıllık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçeleri ile reddine karar verilmiştir....

            Buna göre ceza mahkemesinin vermiş olduğu beraat kararı hukuk kararını bağlamamakla birlikte davacının hissesini devrettiği ve ortaklar kurulu kararı ile hisse devrine muvafakat edildiği ve davalı ...’ın 5 yıl süreyle 04.02.1998 tarihinde ortaklar kurulu 4 no’lu kararı ile temsilci olarak atandığı ancak şirketin hisse devrinde ... bildirmediği ve 18.11.2000 tarihinde ... bu durumun bildirildiği belirlenmiş olup bu tarihe kadar şirketteki hissesini devreden sicile hisse devrinin bildirilmemiş olmasından davalı şirket ortakları sorumlu olup, davacının hisse devrinin ... kayıtlanması ve ilan edilmesi gerekmektedir. Hisse devrinin yapılması ile Ticaret Sicile kayıtlanmış olması gerekli olup, davacının bu tarihten sonra yapmış olduğu işlemlerden dolayı şirket müdürü olarak görülmesi nedeniyle zarar gören 3. Kişilerin şirkete karşı dava açma hakkı bulunmaktadır. Somut olayda davacı ... davasında bu hisse devrinin ve yeni müdüre ilişkin kararın tescili talep etmektedir....

              Hisse devrinin, şirket pay defterine kaydedilmemesinden bu işle görevli şirket müdürü ile birlikte şirkete sorumludur. Davacının, şirket aleyhine açtığı davanın, çoğu isteyenin azıda istemiş sayılacağı ilkesinden hareketle davacının devrettiği payların, pay defterine kayıt ve tescili istemini de içerdiğinin kabulü zorunludur. Diğer taraftan pay devrinin, şirket pay defterine kaydedilmesinde davacıya bir kusur izafesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, davacının, davalı şirketin ortağı olmadığına ilişkin istemi kabul edilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile onanmasna ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım....

                , şirketlerde hisse devir sözleşmesine dayalı davalar TBK 147....

                  Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde "Hisse Devir İlmühaberi" başlıklı tarihsiz şekilde sözleşme düzenlendiği, sözleşmede hisse devredenin davacı şirket, hisse devralanın davalı gerçek kişi olduğu, sözleşmenin 1.maddesinde Karabayır Elektrik Enerjisi Üretimi AŞ unvanlı şirketteki mevcut 25.000 adet 25.000 TL nominal değerdeki hissenin tamamını davacı şirket temsilcisi tarafından davalıya 01.03.2016 tarihli itibariyle devir ve temlik edeceği, 2.maddede devir sözleşmesi örneğinin müşterek imzaları ile şirket yönetim kurulu bilgisine sunacakları, 3.maddede hisse devri için üzerinde mutabık kalınan toplam tutarın 100.000,00 TL olduğu, davacı şirketin 01.03.2016 tarihine kadar Karabayır.......

                  UYAP Entegrasyonu