in şirket müdürü seçilmesine dair 25/03/2013 tarihli genel kurul toplantısının çağrısının ve şirket müdürünün seçilmesine ilişkin genel kurul kararının usulüne uygun yapılmadığını ve alınan kararın da yok hükmünde olduğunu iddia etmişse de, 25/03/2013 tarihli genel kurul toplantı gündemi ve çağrısından davacının haberdar olduğunun davacı tarafından müvekkili şirkete gönderilen cevabi ihtarname ile ikrar edildiğini, davacının şirket genel kurul toplantısına katılmadığını, gündem dışında karar alınmadığından ve toplantının çağrıdaki yerde zamanında yapıldığından toplantıya katılmadığı için iptal davası açamayan davacının sonradan öğrenmiş gibi yaparak ve kararların yok hükmünde olduğunu ileri süremeyeceğini, davacının talep sonucunda yer alan şirketin fesih ve tasfiyesi isteminin TTK 636/3 e dayandırıldığının açıkça görüldüğünü, 6102 sayılı TTK 'da tek kişilik limited şirkete de imkan tanındığından davacının beyanının aksine payı karşılığı ödenerek bir ortağın çıkarılmasının pratikte tasfiye...
Bu duruma göre dâva konusu genel kurul kararlarının alındığı toplantıda Bakanlık temsilcisinin hazır bulunması zorunluluğu yoktur. Bu durumda yerel mahkemece davacının dâva dilekçesinde bildirdiği diğer butlan ve iptal sebepleri üzerinde durulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, TTK’nun 422.maddesindeki toplantı tutanağında Bakanlık temsilcisinin imzasının bulunmaması hâlinde genel kurul tutanağının geçersiz olacağına ilişkin hükmünü, aynı kanunun yukarıda açıklanan 407/3 ve yönetmelik hükümlerini dikkate almadan, bütün anonim şirket genel kurul toplantılarında Bakanlık temsilcisinin bulanmasının zorunlu olduğu şeklinde, mutlak olarak anlayıp genel kurul kararlarının bu nedenle yok hükmünde olduğuna karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; limited şirket genel kurul kararlarının iptali davalarında husumetin sadece ve ancak şirket tüzel kişiliğine yöneltilebileceği gerekçesiyle, şirket ortakları ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiş; şirket tüzel kişiliğine yönelik davada ise, 20/01/2009 tarihli ilk genel kurula ilişkin davetin yetkisiz kişi tarafından yapılmış olduğundan yok hükmünde olduğu, ayrıca İkinci genel kurula iştirak eden yeni ortakların yok hükmünde kabul edilen birinci genel kurul sonucunda ortaklığa girdiklerinden ve bu şekilde ikinci genel kurul kararlarının alınması sağlandığından ve ikinci genel kurula davacının usulüne uygun olarak çağrılmamış olması nedeniyle ikinci genel kurul kararlarının da yok hükmünde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir....
ın davalı şirket hisse senedi yerine geçmek üzere bastırılmış olan hisse adedinin 31.000 olarak belirtildiği geçici ilmuhaber, 04.01.2011 tarihli ve hisse adedinin 51.481 olarak belirtildiği geçici ilmuhaber, hisse adedinin 51.481 olarak belirtildiği tarihsiz ilmuhaber, hisse adedinin 382.000 olarak belirtildiği ilmuhaberlerine fiili haciz uygulanarak haczin gerçekleştiğini, bu ilmuhaberlerin kasaya alındığını, söz konusu ilmuhaberlerin kıymet takdirlerine itiraz edilmesi üzerine açılan davalar devam ederken davalı şirketin 10.06.2014 tarihli genel kurulunun 9 nolu kararıyla sermaye arttırımına gidildiği, ... hisselerinin fiili olarak icra müdürlüğü kasasında olup icra müdürlüğüne çağrı gönderilmeden yapılan genel kurul ve alınan kararların yok hükmünde olduğunu, haczin şirkete bildirildiğini, davalı şirketçe öncelikle icra müdürlüğüne genel kurul çağrısı gönderilmesinin zorunlu olduğunu, hisseleri haczedilen dava dışı ...'...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıya atfen atılan imzanın davacıya ait olmadığı belirlenmiş olup davacının genel kurula katılmadığının anlaşıldığı, genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğu sonucuna varıldığı, davalı vekilinin kararın yeterli nisap ile alındığına yönelik istinaf nedenlerinin yerinde görülmediği gerekçesi ile davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebepleri ile temyiz başvurusunda bulunmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davalı ... şirketinin 03.05.2016 tarihli ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 2....
Mahkememizin ----sayılı davasının davacısının----. olduğu ve anılan davanın konusunun da davalı şirketin --- tarihinde yapılan olağan genel kurulu toplantısında alınan kararının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşıldığından davalı -------- 6100 Sayılı HMK 114/1-ı ve 115/2 maddesine göre ise derdestlik dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar açılan davada husumet davalı şirket yanında davalı şirket yönetim --- şirket genel kurul kararları hakkında açılacak davalarda şirketin hasım gösterilmesi gerekmekte olup, bu davalarda, davanın şirket ortağı veya şirket müdürüne yöneltilmesi mümkün değildir. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur. Bu husus mahkemece re'sen gözönünde bulundurulmalıdır....
genel kurul toplantısında alınan tüm kararların batıl olduğunun tespitine, sair tüm taleplerin reddine...." şeklinde karar verilmiştir....
in 06/02/2023 tarihinde meydana gelen depremde vefat ettiğini, bu nedenle genel kurula katılıp oy kullanmasının mümkün olmadığını, mirasçılarının da genel kurula çağrılmadığını, bu nedenle davalı şirketin 23/01/2024 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan şirketin tasfiyesine yönelik kararın iptalini talep ettiklerini, ancak dava konusu genel kurul kararı o tarihte hayatta olmayan ortak adına imza atılarak alındığından yoklukla maluldur, dava dilekçesinde genel kurul karanının iptalini talep etmişsek de, dava dilekçesi içeriğinden de anlaşılacağı üzere amaçlarının kararın yoklukla malul olduğunun tespiti olduğunu, bu nedenle dava konusu davalı şirketin 23/01/2024 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan şirketin tasfiyesine yönelik kararın yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesini aksi halde genel kurul kararının iptalini talep etmişlerdir....
den sadır olan “beyanımdır” başlıklı belge uyarınca iptal talebine konu toplantılara ilişkin usulüne uygun çağrının ve toplantı ilanlarının yapılmadığı, davacı yerine sahte kişilerin toplantılara katılarak davacı adına sahte imzaların atıldığı, bu nedenle dava konusu toplantılarda alınan kararların yok hükmünde olduğu, toplantı tarihinden sonra geçen sürenin bu duruma etki etmeyeceği gerekçesiyle 27.3.2009 tarihli genel kurul toplantısında 2005, 2006, 2007,2008 yıllarına ait, 24.11.2005 tarihli genel kurul toplantısında 2002,2003, 2004 yıllarına ait, 2.11.2002 tarihli genel kurul toplantısında 1999, 2000, 2001 yıllarına yönelik alınan kararların yok hükmünde olduğunu tespiti ile iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı şirket yetkilisi temyiz etmiştir....
tescil ettirildiği anlaşılmakla, diğer katılanların çoğunluğu oluşturup oluşturmadığına bakılmaksızın sahteliğin butlan sebebi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne 20/05/2013 tarihindeki genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmiştir....