Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti'nin kurucu ortağı olduğunu, davalının aynı zamanda şirket müdürü olduğunu, diğer davacı ... ile birlikte ve müşterek imza ile temsil yetkisine sahip olduğunu, davalının şirkete karşı olan özen ve bağlılık yükümlülüğü ile şirket esas sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal ettiğini, şirkete karşı rekabet yasağını da ihlal ettiğini, hiçbir şirket işini takip etmeyen davalının şirket işlerini sürdürülemez hâle getirdiğini, şirketi zarara uğrattığını ileri sürerek davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Asıl Davada Davalı Cevabı: 5. Davalı vekili; ... Enerji Lojistik Konut ve Yapı Sanayi Ltd....

    , Söz konusu şirket, çoğunluk hissedarlar sebebiyle faaliyet gösteremeyen, hiç bir ticari iş yapamayan, genel kurulu bile toplanamayan bir şirket haline gelmiş, müvekkillerinin şirketin devamlılığını ve bekasını sağlamak amacıyla yapmış oldukları ve yapmaları muhtemel harcamalardan dolayı mağdur olduklarını, Tüm bu sebeplerle, müvekkillerininde hissedarı olduğu davalı ---feshine karar verilmesi için ----- Sayılı dosya ile şirketin feshi davası açıldığını, ---- davacılar ile şirket yönünden menfaat çatışması olduğu gerekçesiyle ----- tarihli duruşmasında davalı şirkete temsil -----atanması hususunda dava açılması için kesin süre verildiğini, bu nedenle açılan ---- feshi davasında taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamaya devam olunması açısından sayın mahkemenizce ----- temsil kayyımı atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      dan % 10 şirket hissesini devralarak davalı şirkete ortak olduğunu, ancak; müvekkilinin hisse devri sırasında şirketin mali durumu hususunda aldatılarak şirket ortağı olmasının sağlandığını, gerçekte şirketin büyük miktarlarda borcu olduğunun sonradan ortaya çıktığını, bu nedenle şirket ortakları arasında anlaşmazlıklar bulunduğunu, ortaklar arasında güven kalmadığını, şirketin gayesini gerçekleştirmesine imkan kalmadığını, müvekkilinin ortaklığı devralmasından sonra şirketin iyi yönetilmediğini, şirketin devamlı kâr sağlayamadığını, şirket fabrikasındaki malların hacizli olduğunu, üretim yapılamadığını ileri sürerek şirket ortaklığının fesih veya tasfiyesine veya müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine karar verilmesini istemiştir....

        Kararı, davalı şirket temsilcisi ile davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, limited şirketin feshi istemine ilişkindir. Davacı tarafça, ortağı olduğu davalı şirketin kendisine kar payı ödemediği, şirket yönetimi hakkında bilgi vermediği ve şirket hesaplarını incelemesini sağlamadığı ileri sürülerek şirketin feshi istenilmiş olup mahkemece, davalı şirketin faaliyetini sürdürmediği ve 6762 sayılı TTK'nın 170, 173/2 ve 191. maddeleri uyarınca fesih koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa, gerek 1086 sayılı HUMK'nın 75. maddesi, gerekse 6100 sayılı HMK'nın 25. maddesi uyarınca hakim, kanunda öngörülen istisnalar dışında, taraflardan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamayacağı gibi onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/350 KARAR NO : 2021/712 DAVA : Konkordatonun Feshi DAVA TARİHİ : 14/01/2020 KARAR TARİHİ : 01/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan Konkordatonun Feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili İzmir ......

            ın davalı şirketi temsil yetkisinin kaldırılarak şirkete kayyum atanması, geriye doğru 8 yıllık kar paylarının tespiti, davalı şirketin feshi bu talebin kabul edilmemesi durumunda TTK 638.maddesi gereği davacı ...'un davalı şirketten çıkmasına izin verilmesi ve çıkma payının tahsili talebine ilişkindir. e-imza e-imza e-imza e-imza Şirketin feshi davasının, şirket ortakları tarafından açılabileceği, davacı ...'un şirket ortağı olmadığı ve aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davacı ...'un açtığı davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir....

              TTK'nın 640/3.maddesi gereğince şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması isteminin şirket tarafından yapılması zorunlu olup; davacı ortak, iş bu davada davalı ortağın çıkartılmasını isteyemez. Başka bir anlatımla, şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması ancak ortağı olduğu şirket tarafından istenebilir. Dolayısıyla, davacı ortak tarafından, davalı ortağa karşı açılan ortaklıktan çıkarılmaya yönelik davanın da yasal dayanağı bulunmadığından davacının tüm taleplerinin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir....

                TTK'nın 640/3.maddesi gereğince şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması isteminin şirket tarafından yapılması zorunlu olup; davacı ortak, iş bu davada davalı ortağın çıkartılmasını isteyemez. Başka bir anlatımla, şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması ancak ortağı olduğu şirket tarafından istenebilir. Dolayısıyla, davacı ortak tarafından, davalı ortağa karşı açılan ortaklıktan çıkarılmaya yönelik davanın da yasal dayanağı bulunmadığından davacının tüm taleplerinin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir....

                  Davacı borçlu şirket vekili istinaf dilekçesinde, şirket yetkilisinin tutuklu olması olmasından bahisle şirkete yapılan tebliğlerin usulsüz olduğunu belirtmişse de ;gerek takip dosyasına gerek mahkeme dosyasına sunulan vekaletnamenin şirket adına verildiği ve davanın vekil tarafından şirket adına açıldığı ,şirket yetkilisinin takipte taraf olamadığı gibi davacı da olmadığı ,bu durumda satış ilanın e tebliğ yolu ile şirket vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına göre davacı borçlunun istinafında isabet bulunmamaktadır. Yine davacı tarafından istinaf dilekçesinde taşınmaz metrekaresinin satış ilanında eksik gösterildiği belirtilmişse de; İlk Derece Mahkemesince yargılama sırasında ileri sürülmeyen iş bu husus hakkında istinaf aşamasında inceleme yapılamayacağından bu yöndeki istinafı de yerinde değildir....

                  Davacı şirket yetkilisi tarafından, kıymet takdiri raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ileri sürülmüş ise de; kıymet takdir raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olması başlı başına ihalenin feshi sebebi olmadığı gibi, satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise; İİK'nın 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Şikayetçi, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu yasal sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla ileri sürmez ise daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez....

                  UYAP Entegrasyonu