İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi'nce, "...Davacının maddi tazminat talebinin dayanağı, sık yer değişiklikleri nedeniyle oluşan kazanç kaybı ve sonrasında iş akdinin iptal edilmesidir. Davalı ile davacı arasında sözleşmeye aykırı bir işlem gerçekleşmediği, davacının görev tanımı itibari ile yer değişikliğinin mümkün olduğu ve bu durumdan doğan masrafa ilişkin talebin maddi tazminat talebinin kapsamında olmadığı kanaati oluşmuştur. Davacı tarafın işi gereği şehir dışı değişikliği durumunda kendisine nakliye yardımı yapılmış fesih sorası taşınma bu kapsamda değerlendirilir nitelikte görülmemiştir. Kaldı ki; iş akdinin feshinde ise tazminat konusu bir eylem mevcut değildir. Bu nedenlerle maddi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı manevi tazminat talebinde bulunmuş olup, söz konusu manevi tazminat alacağının dayanağı iş akdinin feshi ve öncesi yaşanan sürece dairdir....
Fesih davası, azınlık tarafından anonim şirketin kendisine, bir diğer söyleyişle, şirket tüzel kişiliğine karşı açılır. Dolayısıyla, haklı sebebin meydana gelmesine sebebiyet veren bizzat çoğunluk pay sahipleri dahi olsa bu davada onlara karşı husumet yöneltilemez. Yargıtay ... Hukuk Dairesi'nin ... tarihli, ... Esas ve ... Karar sayılı emsal kararında, şirketin feshi istemiyle açılan davada, şirket ortaklarına husumet düşmeyeceği ve davalı aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Davacının şirket feshi istemli davayı şirketin tüzel kişiliğine karşı açması gerektiğinden ve böyle bir davada şirket ortaklarına husumet yöneltilemeyeceğinden davacının, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ile müteveffa ... mirasçıları ..., ... ve ... hakkında şirket feshi istemi ile açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir....
Borçlu şirket tarafından satışı yapılan taşınmazların ihalelerin feshi istemiyle ihale tarihinden yaklaşık-------- dosyalarında ihalenin feshi davaları açılmış olsa da her iki dava da reddedilmiştir---- dosyasından verilmiş olan karar istinaf incelemesinden de geçmiş ---- davacının ---- esastan ve KESİN olarak reddine karar verilmiştir. ---- feshi davalarıyla ilgili verilmiş ve kesinleşmiş kararları ekte Sayın Mahkeme'ye sunarız. Davacının dava dilekçesinin 13. maddesinde belirtmiş olduğu takibin iptali davasında ----. sayılı dosyasında takibin iptaline karar verilmesi kararı henüz kesinleşmemiş olup, istinaf incelemesindedir. Davacı tarafça da kararın kesinleşmediği bilinmekle----- yanıltmak amacıyla ortada kesinleşmiş bir karar varmış gibi hareket edildiğini düşünmekteyiz. Bunun yanı sıra yine davacı şirket tarafından açılmış, -------davalı olarak gösterildiği tazminat davası mevcuttur....
ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında distribütörlük ilişkisi çerçevesinde 10 yıldan beri ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili şirketin ...’de daha yoğun ve etkili dağıtım yapmak amacıyla kurduğu ... firmasının yönetici ve çalışanlarını etkileyen davalının onlara ... isimli bir şirket kurdurarak Türkiye’deki faaliyetlerini bu şirket üzerinden yürütmeye başladığını, daha sonra ... şirketinin hisselerini satın aldığını ve anlaşmayı ihbarda bulunmadan feshettiğini belirterek davalının feshi ihbar tazminatı, portföy tazminatı ve manevi tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasında 4735 sayılı Kanun'a göre 27.12.2012 tarihinde hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, 18.07.2013 tarihinde davalı kurumca sözleşmenin haksız feshedildiğini, müvekkili şirket çalışanlarının, davalı şirket bünyesine alınmasının, fesih için hukuki ve geçerli bir gerekçe olmadığını, sözleşmenin davalı şirket tarafından fesh edilmesi, ya da işin tasfiye edilmesi halinde sözleşmenin 29. maddesinde tazminat yükümlülüğü düzenlendiğini ileri sürerek sözleşmenin 29. maddesine göre 145.291,99 TL tazminatın fesih tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....
acentenin kusuru sebebiyle sözleşme sigorta şirketi tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz” denkliğini, taraflar arasında akdedilmiş olan acentelik sözleşmesinin “şirketin hak ve yükümlülükleri” başlıklı 6.maddesinde; “şirket hedef ve değerlendirme ölçütlerini, prim üretimi, borç durumu, şirket tarafından belirlenen riziko kabul esaslarına göre acente tarafından aracılık edilen sigorta sözleşmelerinden elde edilen prim gelirleri ile tazminat ödemeleri arasındaki (hasar/prim oranı ve/veya teknik kar-zarar) dengesizlik, sözleşme ve kanundan kaynaklanan borç ve taahhütlere uygunluk gibi ve bununla sının olmamak üzere belirlenmek suretiyle acenteye bildireceğini, acentenin bu performans ölçütlerini hiç veya gereği gibi yerine getirmemesi halinde şirket, sözleşme kapsamında acentenin yetkilendirildiği brarışlar itibarıyla bir veya birkaç branş bakımından acentenin yetkilerini kısmen iptal edebilir veya sözleşmeyi haklı sebeplerle derhal feshedebilir...
Davalı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkinin müvekkili şirket tarafından fesh edilmediğini, talep edilen tüm zarar kalemlerinin hukuksal dayanağı bulunmadığını, müvekkili şirketin bayilik sözleşmesinde yer alan edimlerini yerine getirdiğini, manevi tazminat talebinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı şirket yetkilisi tarafından davalı tarafa "Tadım bayiliğine 17.10.2014 tarihinden itibaren son verildiği" ne ilişkin muvaffakatname verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince Mahkemenin kararının dayanağı olan "Muvafakatname" başlıklı belge incelendiğinde; "Sayın yetkili ... Yılında Sefaköy-K.Çekmece bölgesinde başlamış olduğum Tadım bayiliğine 17.10.12014 tarihinden itibaren son vermiş bulunmaktayız....
tescili, maddi ve manevi tazminat alacaklarının tahsili ile yükleniciye isabet edecek bağımsız bölümlerin rayiç değeri oranındaki farkın tahsili istemine ilişkindir....
Davacı yüklenici şirket vekili dava dilekçesinde, sözleşmenin geçerli bulunduğunun tesbiti ve aynen ifası isteminde bulunmuşsa da, iş sahibi Bakanlığın tek taraflı feshi nedeniyle bu istemin kabulü mümkün değildir. Mahkemenin bu konudaki davacı istemini kabul etmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı yüklenici şirket vekili, sözleşmenin feshedildiği kabul edildiği takdirde ayrıca, sözleşmenin haksız ve hukuka aykırı feshi nedeniyle tazminat isteminde bulunmuştur. Davacı vekili dosyaya verdiği 10.05.2008 günlü dilekçesinde bu konudaki tazminat istemlerinin 800.000,00 TL olduğunu, ancak bu davada fazla haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL istediklerini açıklamış, daha sonra ıslah dilekçesi vererek istediği miktarı 305.998,42 TL daha arttırmıştır. Davacı yüklenici şirketin bu konudaki isteminin kabul edilebilmesi için davalı Bakanlığın fesihte haksız olması gerekir. İşin bitim tarihi 18.10.2007 tarihidir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2 KARAR NO : 2023/154 DAVA : Konkordatonun Feshi DAVA TARİHİ : 27/02/2023 KARAR TARİHİ : 27/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Konkordatonun Feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından sunulan 27/02/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi' nin ... Esas ve ... Karar sayılı dosyasında Davalı şirket hakkında verilen konkordatonun İcra ve İflas Kanunu'nun 308/e. maddesi uyarınca vekileden davacı şirket yönünden kısmen feshine, vekalet ücreti ve yargılama masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; dava davacı şirket tarafından davalı şirket hakkında verilen konkordatonun feshi istemine ilişkindir. Davacı taraf davalı şirket hakkında daha önce konkordato kararı veren ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne hitaben yazdığı dava dilekçesinde, ... 3....