Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda da; yüklenici şirketi temsile yetkili Ali Esen Boyraz, 06.09.2007 tarihinde ceza kesintisinin yapıldığı 6 numaralı ara hakedişi itirazi kayıtla imzalamış ise de, Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 40. maddesi hükmüne uygun şekilde itiraz dilekçesini sunmamıştır. Bu sebeple, kesintinin yapıldığı ara hakediş kesinleşmiştir. O halde; mahkemece, yukarıda gösterilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 09.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf talebinde; Davalı borçlunun 3.698,79-USD bakiye borcu bulunmakta olup 30.07.2013 tarihli fatura borcundan yapılan eksik 3.698,79-USD ödemenin TL olarak karşılığı 7.127,57-TL olduğunu, Sayın Mahkemece fiili ödeme tarihinin dikkate alınmadan ve davaya cevap vermeyen davalı bakımından inkar sayılan susma savunmasının genişletilerek müvekkilinin iyi niyetinin tartışma konusu yapılması ayrıca yine karşı tarafça ileri sürülmeyen itirazi kaydın olmaması hususlarının resen incelenerek hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

      Asliye Ticaret Mahkemesi ise, "... davacı vekili dava dilekçesinde, daha önce taraflar arasında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemi nezdinde görülen yargılama sonucunda vekil edeni aleyhine hüküm altına alınan 545,00-TL vekalet ücretine ilişkin kararın, yapılan itiraz üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararı ile kaldırıldığını ve vekil edeninin 10,00-TL vekalet ücreti ile sorumluluğu yoluna gidildiğini, bu durumda Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem kararı uyarınca itirazi kayıtla davalı tarafa ödenen 545,00-TL vekalet ücretinin 535,00-TL'lik kısmının sebepsiz kaldığını ileri sürerek bu miktarın davalıdan istirdatını talep ve dava etmiştir. Bu durumda görülmekte olan dava, trafik kazasından kaynaklı tazminat isteğine ilişkin olmayıp, temel ilişkiden bağımsız sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat isteğine ilişkin olup, olayda sözleşmeden kaynaklanan ve ticari işletmeyi ilgilendiren bir durum yoktur....

        BOŞANMAYETKİ İTİRAZI 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 191 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 440 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 442 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 22.9.2010 gün ve 13307-15108 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Mahkemece davacının şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine hüküm dairemizce "davalının süresinde yetki itirazında bulunmadığı" belirtilerek onanmıştır. Davalı vekili süresi içerisinde karar düzeltme isteminde bulunmuştur. K..ar düzeltme dilekçesinde, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, yetki ilk itirazlarının süresi içerisinde olduğunu ileri sürerek onama kararının kaldırılmasını hükmün bozulmasını istemiştir....

          KARAR 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere,hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı SGK vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, davacı ortak girişim ile DSİ Barajlar ve HES Dairesi arasında imzalanan "ihaleli baraj inşaatı sondaj, zemin etüdleri ve harita çalışmaları" işi ile ilgili olarak ile 2004 yılı 10. ayına mal edilmek üzere eksik işçilik bildirimi nedeni ile 31.290,75 TL primve 8.278,01 TL gecikme zammı toplamı 39.568,70 TL borç tahakkuk ettirildiğini,borca yapılan itirazın Kurum ünitesi tarafından reddildiğini, borcun itirazi kayıtla ödendiğini belirterek hatalı olarak tahakkuk ettirilip haksız olarak alınan 39.568,70-TL borçlu bulunulmadığının tesbitini talep etmiş, mahkemece davanın 30.428,60-TL üzerinden kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır....

            Davalılar vekili, ödenen paranın davacı şirketin kendi hesaplaması doğrultusunda ödendiğini, ödeme yapılırken herhangi bir itirazi kayıt konulmadığını, istinaf yoluna başvurulmadığını, kanunun 2016 yılında değiştiğini, bu tarihten önce murisin kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat kapsamında olduğu, davalıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldığının açık olduğunu bu hususun YHGK kararına uygun düştüğünü beyanla davanın reddini savunmuştur....

              Genel Müdürlüğü vekili; davalı İstanbul Valiliği Defterdarlığı tarafından ecrimisil ihbarnamesi gönderilerek 56.216,70 YTL talep edilmesi üzerine 11.10.2002 tarihinde itirazi kayıtla ödeme yapıldığını, ancak İstanbul 3. İdare Mahkemesine açılan dava sonunda bu miktar 31.143,94 YTL indirimle kısmen kabul kararı verildiğini ve kararın bu şekilde kesinleştiğini, davalıdan bu miktarın faizi ile birlikte iadesi talep edildiğinde, asıl alacak ödenmiş ise de, ödeme tarihinden iade tarihine kadar işlemiş 47.653,70 YTL faizin ödenmediğini beyanla tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı; sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, paranın kendilerinden 15.10.2008 tarihinde talebi üzerine temerrüdün bu tarihte oluştuğunu, bu nedenle faizin ancak bu tarihten sonra istenebileceğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacının davalı şirketten hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, davacıya ödemelerin banka kanalıyla yapıldığını, davacının maaş bordrolarını imzalayarak teslim aldığını ve hiç bir itirazi talebi olmadığını, davacının iş akdini kendisinin feshettiğini, 18.08.2017 tarihinde istifa dilekçesi verdiğini, davalı tarafından istifanın kabul edilerek 25.08.2017 tarihinde çıkışının verildiğini, davacının bu sebeple kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, davacının UBGT günlerinde çalışmadığını, fazla mesai yapmadığını, davacının belirtmiş olduğu çalışma saatlerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının asgari ücretle çalıştığını, davacının 25.08.2017 tarihli ibraname ile işten kendisinin istifa ettiğini, davacının çalıştığı süre içerisinde yıllık izinlerini kullandığını, davacıya yıllık izin ücreti ve sair alacaklarının ödendiğinin ödeme belgesiyle sabit olduğunu, davacının istifa ettiği için hiçbir hak ve alacağı olmadığını, ...” beyanla davanın...

                Maddede belirtilen "bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz " kuralına aykırı düşeceğinden e- posta ile gönderilen sözleşmenin taraflar arasında mevcut olduğu, itirazi kayıta ilişkin taraflar arasında düzenlenmiş ve teslim sırasında beyan edilmiş herhangi bir imzalı belge olmadığı, bu yönü ile davalının dava konusu gerçekleştirilen fuar standı tesliminden sonra ilgili fuara katıldığı, davacı tarafından düzenlenen dava konusu 26.05.2014 tarihli faturada belirtilen kurulum bedelinin serbest piyasa koşullarında iş tarihindeki tutarlara uygun olduğu, eksik ifaya yönelik ve ayıp ihbarına ilişkin hususların davalı tarafça yazılı delil ile ispatlanamadığı, davanın mahiyeti gereği yazılı ispat kuralı çerçevesinde davalı tarafın tanık dinletme talebinin yerinde olmadığı, davacının davalıdan dava konusu işler sebebi ile 12.800,00 TL+KDV alacağının bulunduğu, toplam fatura tutarı olan 15.104,00 TL açısından davacı alacağından 6.000,00 TL yapılan kısmi ödeme düşüldükten sonra davacının...

                  Davacı vekili; mülkiyeti Hazineye ait kafeteryanın, 2886 Sayılı kanun hükümlerine göre 01.01.1998 tarihinden itibaren üç yıllığına müvekkili davacıya kiraya verildiğini, üç yıllık dönem sonunda yüksek kira bedeli istenince davacının yeniden ihaleye girmediğini ancak taşınmazı sözleşmesiz olarak kullanmaya devam ettiğini, aynı taşınmazla ilgili davalı idare ile davacı arasında 07.11.2005 başlangıç tarihli beş yıllık kira sözleşmesinin imzalandığını, 2009 yılı ortalarında eski dönem kira sözleşmesinin bitim tarihi olan 01.01.2001 ile yeni dönem kira sözleşmesinin başlangıç tarihi olan 07.11.2005 tarihleri arasındaki sözleşmesiz kullanılan dönem için tahakkuk ettirilen ecrimisil bedeli olarak 93.258,00 TL'nin davacıdan talep edildiğini, ileride yüklü faiz ödemesinin önüne geçilmesi maksadı ile talep edilen bedelinin dava hakları saklı kalmak kaydı ile 05.08.2009 tarihinde yatırıldığını belirterek; davalıya itirazi kayıtla ödenen 93.258,00 TL'nin 05.08.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle...

                    UYAP Entegrasyonu