ne ait nazım imar planı ve uygulama imar planlarının kesinleşme tarihi belirlenip davacıların ödemek zorunda kaldığı katılım payı aidatlarının imar planlarının kesinleşmesinden önceki dönem için mi, imar planlarının kesinleşmesinden sonraki dönem için mi talep edildiği tespit edilerek, şayet kesinleşmeden sonraki bir tarihe ait ise davacıların katılım payı aidatından sorumlu olacağı, önceki döneme ait ise sorumlu olmayacağı gözetilerek, dosya kapsamına uygun olarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın katılım payı alacağı yönünden de reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun düşmediğine değinilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda, davalı ...'...
İcra takibinin kesinleşmesinden sonraki devrede alacağın zamanaşımına uğradığına ilişkin şikayet, herhangi bir süreye bağlı olmayıp İİK’nun 71/2. maddesi uyarınca her zaman icra mahkemesinde ileri sürülebilir. Mahkemece, borçlunun başvurusunun takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı şikayeti ve İİK'nun 78/2.maddesi gereğince takibin iptali talebi olduğu gözetilerek bu bağlamda inceleme ve değerlendirme yapılması gerekir. O halde mahkemece, borçlunun İİK.nun 71/2.maddesi kapsamında yaptığı zamanaşımına ve İİK'nun 78/2.maddesine yönelik şikayetlerinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09.3.2009 tarih ve 2009/335 E.-2009/236 K.sayılı kararı, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait itfa itirazına yönelik olup itirazın esası incelenmeksizin İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca süreden reddine karar verilmiştir. Eldeki ödeme itirazı ise takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ait olmakla itirazın yasal dayanağı İİK'nun 71. maddesi olup itiraz süreye tabi değildir. Bu nedenle ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09.3.2009 tarih ve 2009/335 E.-2009/236 K. sayılı kararı şikayet konusu yapılan itfa itirazı yönünden HMK'nun 303. maddesi anlamında kesin hüküm niteliğini taşımaz. O halde mahkemece, borçlunun, İİK'nun 71. maddesi uyarınca ileri sürdüğü itfa itirazının esası incelenerek oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak kesin hüküm nedeniyle istemin reddedilmesi isabetsizdir....
Madddesi yollaması ile İİK 33/a maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımı itirazına ilişkindir. İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2021/14257 Esas sayılı dosyası ile takip alacaklısı davalı vekilince davacı borçlu aleyhine 24.820,00 TL asıl alacağın ferileri ile birlikte tahsili talebi ile kambiyo senetlerine mahsus takip yapılmış, davacı borçluya ödeme emri 23/10/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Takibin dayanağı 07/10/2013 keşide aynı ibraz tarihli, 08/06/2013 keşide 10/06/2013 ibraz tarihli, 19/08/2013 keşide aynı ibraz tarihli ve 30/09/2013 keşide aynı ibraz tarihli çekler olup kambiyo senedi vasfındadırlar. İİK'nın 71/2 maddesi uyarınca, borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zaman aşımına uğradığı ileri sürülecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır....
İİK.nun 71/2 maddesinde, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcu zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33.a maddesi hükmü kıyasen uygulanacağı, 33/a maddesinde ise, ilamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir hükmüne yer verilmiştir.Somut olayda, davalı alacaklı sigorta şirketi İzmir 11. İcra Dairesinde hasar alacağından dolayı davacı borçlu aleyhine icra takibinde bulunmuş, davacı borçlu borca itiraz etmeyerek kesinleşmiştir. Davalı alacaklı kesinleşmesinden sonra icra dosyasında herhangi bir işlem yapmayarak borç zamanaşımına uğradığı anlaşılmaktadır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazının takibin kesinleşmesinden önceki dönem ve takibin kesinleşmesinden sonraki dönem olarak iki ayrı şekilde yapılabileceğini, takip ilamsız (örnek 7) icra takibi olduğundan bu konudaki zamanaşımı itirazının İİK'nun 62. maddesine göre icra dairesine yapılması gerektiğini, takibin kesinleşmesinden önceki dönem için zamanaşımı itirazının görev yönünden reddinin gerektiğini, takip tarihi itibariyle de takibin kesinleşmesinden sonraki 5 yıllık zamanaşımı süresinin de henüz dolmadığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; takipten önceki zamanaşımı itirazı yönünden talebin görev yerinden usulden reddine, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemdeki zamanaşımı itirazı yönünden sübut bulmayan davanın reddine dair karar verilmiştir....
Bonolarda takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı itirazı İİK.nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tabi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede İİK.nun 71. maddesi göndermesi ile İİK.nun 33/a maddesi gereğince süreye tabi değildir (HGK.nun 4.11.1998 tarih ve 1998/12-763 E. - 1998/797 K.). O halde, takip sonrası zamanaşımı itirazı süresiz olarak ileri sürülebileceğinden itirazın TTK.nun 749. maddesi koşullarında esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Suça sürüklenen çocuk hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 06.09.2012 tarihinde kesinleştiği ve kararın kesinleşmesinden sonraki 3 yıllık denetim süresi içinde yeniden kasıtlı bir suç işlendiğinden dolayı açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de, hükmün açıklanmasına yönelik ihbara konu suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun tarihinin 26.05.2011 olması, dolayısıyla ilk hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair 06.09.2012 tarihli kararın kesinleşmesinden sonraki denetim süresinde ihbara konu suçun işlenmediğinin anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içinde başkaca kasıtlı suçtan mahkum olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu, Kanuna aykırı ve suça sürüklenen çocuk .....
İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Kanun'un 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" düzenlemesi yer almakta, İİK'nun 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi halinde İİK'nun 71/2. maddesi göndermesiyle İİK'nun 33/a-1. maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile......
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa şikayeti olup yasal dayanağı İİK'nun 71. maddesidir. Bu maddeye göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir. Somut olayda, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra sunmuş olduğu, 01.6.2014 tarihli ve alacaklı ... imzalı belgede, şikayete konu takip dosyasına ait hiç bir alacağın kalmadığı belirtilmiştir. Alacaklının belgedeki imzaya itirazı olmadığına göre, belgeye karşı üst kısmının sonradan doldurulduğu iddiaları dar yetkili icra mahkemesinde dinlenmez. Kaldı ki, aksi ispat edilmediği sürece imza metnin üst kısmını da kapsar....