Bu nedenlerle davacı-karşı davalının tapu iptâli ve tescil talebi ile davalı-karşı davacının alacak talepleri birbiriyle özdeş talepler olmadığı için davalının takas-mahsup talebinin mahkemece değerlendirilmesi mümkün değildir, ayrıca mahkemece davacının tapu iptâli ve tescil talebi değerlendirilmeyerek taleple bağlılık ilkesi de ihlal edilmiştir Mahkemece yapılması gereken iş; davacı yüklenici asıl davada tapu iptâli ve tescil talebinde bulunmuş olup mahkemece asıl dava incelenerek tapu iptâli ve tescil koşullarının oluşup oluşmadığı, karşı davada ise mahsup kalemleri incelenip hüküm verilmesi böylelikle taleplerin ayrı ayrı değerlendirilmesi olmalıdır. Bu hususlar gözetilmeden asıl davada alacak kaleminin bulunmadığı halde takas ve mahsup yapılarak davanın sonuçlandırılması doğru olmamış, hükmün bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile temyize konu ... Bölge Adliye Mahkemesi 7....
Takas- mahsup talebine konu alacağın ilama bağlı bir alacak olmadığı, davacı asilin takas mahsup muvafakatinin bulunmadığı anlaşılmakla, TBK 144 ve 407/2 maddeleri gereğince davalı tarafla talep edilen takas mahsup işlerinin yapılmamış olması yerinde olup, ayrıca takas mahsup talebine konu alacak yönünden, davacının şoförlüğünü yaptığı araçtaki yükün seyir halindeyken rampada indiği sırada kayarak ön sepete vurmasıyla araçta hasar oluştuğu anlaşılmış, bu olaydaki davacının kusuru somut olarak ispatlanmamış olup, soyut olarak kusurlu olduğu iddiası da haklı olmayıp, mahkemece takas-mahsup talebinin reddinde herhangi bir isabetsizlik olmayıp, davalı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmektedir....
Bu yasal sebeple, hakim hüküm altına alınan alacak tutarının mahsup işlemi sebebiyle hatalı belirlendiği gerekçesiyle verilen hükmü değiştiremez. Somut olayda da hüküm altına alınan davacı-k.davalı alacağının saptanması için yapılan mahsup işlemi “maddi hata” olarak nitelendirilemeyeceğinden HUMK’nın 459.maddesi hükmü uygulanamaz. Anılan yasa hükmü uyarınca iki tarafın isim ve sıfatlarına yönelik hatalar ise maddi hata niteliğinde olup, mahkemece kendiliğinden her zaman düzeltilebilir. O halde mahkemece davacı-k.davalı vekilinin tavzih talebi kabul edilerek yazılı şekilde davacı-k.davalı yararına asıl karardan hükmedilen alacak tutarının artırılarak 30.01.2007 tarihli ek kararla hüküm altına alınması ve böylece kararın değiştirilmesi, HUMK’nın 455 ve izleyen maddeleri hükümlerine aykırı olduğundan mahkemece verilen bu kararın bozulması gerekmektedir....
Davalı işveren ise davacı imzası olan personel acil para yardımı talep formu ve geri ödeme planı, para yardımı yazısını, banka kayıtlarını delil olarak bildirerek; cevap dilekçesinde davacının şirketten para yardımı talebinde bulunması üzerine kendisine 5.460,00 TL ödeme yapıldığını, ödeme planı uyarınca davacı işçinin bu aldığı paranın bir kısmını ödediği ve bir kısmını ise ödemediği bu nedenle şirkete 2.342,61 TL geri ödenmeyen kısmın takas ve mahsup edilmesini talep etmiştir. Mahkemece yukarıda belirtilen para yardımına ilişkin evrakların celp edilerek; davacının aldığı ve geri ödenmeyen para yardımı olup olmadığı değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre davalının takas mahsup talebininin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile takas mahsup talebi değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....
Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: YARGITAY KARARI 1- Dosyadaki bilgi ve belgelere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Davacı vekili davalı aleyhine kıdem ve ihbar tazminatı talebi ile kısmi dava açmış, yargılama sırasında davalı işveren tarafından kıdem ve ihbar tazminatı karşılığı 8.398,67 TL. nin ödenmesi üzerine bu miktar mahsup edilmiş, davacı vekili taleplerini ıslah ederek ödenen kısımların konusuz kaldığını, ancak işlemiş faizlerine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, ödenen kısımlar açısından işlemiş faizin de hüküm altına alınmasını talep etmiştir....
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Davacı ile ilgili tutuklama ve tahliyeye ilişkin tüm müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri de dosya içine alınarak, tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihlerinin araştırılması suretiyle davacının tutuklama ve tahliye tarihleri ile infaz edilen sürenin tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi sonrası bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, 2-CMK'nın 144/1-a maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup durumu tazminata engel oluşturmamakla birlikte, haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nesafetin sağlanması gerektiği de göz önünde bulundurularak, davacının haksız...
Davalılar vekili cevap dilekçesinde,takip konusu kira paralarının ödendiğini savunmuş,yargılama aşamasında ise fazla ödemeleri bulunduğunu belirterek takas-mahsup definde bulunmuştur. Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalılar vekili,yargılama sırasında davacı tarafça ... 3.İcra Müdürlüğünün 2011/.... Esas sayılı takip dosyasında başlatılan icra takibi üzerine dosya kapak hesabına göre borç 165.424,73 TL iken davalıların 225.150 TL ödeme yaptıklarını,davacıya fazladan yapılan ödeme miktarının iş bu davada takas-mahsup yapılmasını talep etmiştir. Her ne kadar takas-mahsup talebi defi olarak cevap dilekçesi ile süresinde ileri sürülmemiş ise de,davacı tarafın savunmayı genişletmeye muvafakati olmadığına ilişkin açık bir beyanı bulunmaması karşısında davacının zımni muvafakatinin bulunduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle mahkemece,davalılar vekilinin takas-mahsup savunması üzerinde durulması,takasa konu ... 3.İcra Müdürlüğünün 2011/.......
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava faturaya dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraf defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre, davacının kendi defterlerine göre davalıdan 4.310,67 TL alacaklı olduğu, davalı davacı alacağını inkar etmemekle beraber kendisinin de davalıdan alacaklı olduğunu savunarak takas ve mahsup def'inde bulunmuş ise de, davalının cari hesap borcuna mahsup ettiği 2 adet faturanın davacı defterinde kayıtlı olmadığı, davalının bu iki fatura nedeniyle davacıdan alacaklı olduğunu ispat edemediği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre, davacının asıl alacak yönünden talebi yerinde olmakla beraber, işlemiş faiz alacağı 215,97 TL olacağı hesaplanmış olup, düzenlenen raporun hükme esas alınmaya elverişli bulunduğundan davanın kısmen kabulüne, ... 28.İcra Müdürlüğü'nün 2013/15089 Esas sayılı dosyasına yönelik itirazın kısmen iptaline, takibin 4.310,64 TL asıl alacak...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : 4.200 TL maddi ve 4.500 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- CMK'nın 144/1-a maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup durumu tazminata engel oluşturmamakla birlikte, haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nesafetin sağlanması gerektiği dikkate alınarak, davacının tutuklu kaldığı sürenin başka mahkumiyetinden mahsup edilip edilmediğinin araştırılması gerektiğinin gözetilmemesi, 2- Nesnel...
Davalı, satışa konu malı dava dışı kişiye düşük bedelle satmak zorunda kaldığını belirterek bu şekilde oluşan 57.500 Euro zararının BK'nun 212. maddesi (TBK'nun 236. mad) gereğince ve takas mahsup yolu ile davacı alacağından indirilmesini istemektedir. Mahkemece davalının takas mahsup talebi kabul edilerek davanın konusuz kaldığına karar verilmiş ise de bu doğru olmamıştır. Zira her dava açıldığı tarih itibariyle mevcut hukuki şartlara göre değerlendirilir. 2)Davalı satışa konu malı dava dışı 3.kişiye dava tarihinden sonra satmış olması nedeniyle oluşan zararını davacının alacağından takas mahsup talebinde bulunmasına usulen imkan yoktur. Davalının bu zararı ayrı bir dava konusudur....