Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf Sebepleri Şikayetçi alacaklı istinaf dilekçesinde; ödeme emrinin borçlu belediyeye 08.04.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, 16.04.2021 tarihinde UYAP sisteminde ilgili dosyasının kesinleştirilmesinin yapıldığını, söz konusu evrağın sisteme ilk yüklenildiği hali ile, dosyadaki mevcut hali arasında değişiklikler bulunduğunu, icra müdürünün söz konusu evrağı borca itiraz süresi geçmesine rağmen süresinde imiş gibi kaşe basıp imzaladığını, borca itiraz evrağında 1.580.395,75 TL borç kabul edilmiş olmasına rağmen itiraz kararında ise, borca ve bütün fer'ilerine itiraz edildiğinin belirtildiğini ileri sürerek süresinde yapılmayan itiraza ilişkin takibin durdurulmasına dair kararın yerinde olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C....

    Ödeme emri tebliği üzerine davalı kiracı süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde,takibe,borca ve faize itiraz ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, faize ilişkin itirazın iptaline, İİK 62/4 maddesi gereğince borca kısmi itiraz edildiğinde itiraz edilen kısım açıkça belirtilmemişse itiraz edilmemiş sayılacağından borçlunun kısmi itirazında miktar açıkça belirtilmediğinden borca yönelik itirazın yapılmamış sayılması gerektiği, dolayısıyla geçerli olmayan bir itirazın iptalinde de davacı alacaklının hukuki yararının bulunmadığı, ayrıca 6183 sayılı Kanuna tabi alacaklarla ilgili icra dairesindeki takibin hüküm ifade etmeyeceği, kira alacağı dışındaki belediye gelirlerine ilişkin diğer alacak kalemlerinin de kamu alacağı niteliğinde ve 6183 sayılı Kanunun hükümlerine tabi olup icra dairesinde takibinin yapılmasının mümkün bulunmadığı, geçersiz bir takipte itirazın iptalinin talep edilmesinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

      Davalı borçlu vekili, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş, açılan davada da mahkemenin yetkisiz olduğunu, davanın Ankara Mahkemeleri’nde açılması gerektiğini belirterek yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece davanın davalının ikametgahı mahkemesinde açılması gerektiğinden, mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın talep halinde Ankara Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar ..., hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı icra takibinde hem icra dairesinin yetkisine, hem de borca itiraz etmiş, açılan davada da mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Bu durumda öncelikle İİK.nun 50. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, bu yön gözetilmeksizin mahkemenin yetkisine yönelik itiraz incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/01/2022 NUMARASI : 2021/547 ESAS - 2022/36 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İstanbul Anadolu 23. İcra Müdürlüğünün 2021/15784 E. Sayılı dosyası ile müvekkili hakkında takip başlatıldığını, alacaklının, eşinin ağabeyi olduğunu, birlikte ticaret yaptıklarını, ancak zarar ettiklerini, T3 ile herhangi bir para alışverişinin olmadığını, alacaklının amacının haksız kazanç sağlamak olduğunu ileri sürerek borca itiraz etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir....

        İİK'nın 179. maddesi uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir. Borca batıklığın tespiti için TTK'nın 324. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. Mahkemece davacı şirketin borca batık durumda olmadığı kabul edilmişse de bu konudaki inceleme yeterli değildir. Zira, TTK'nın 324. maddesine göre borca batıklık bilançosunda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançosunun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço üzerinde mahallinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir....

          İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2020 NUMARASI : 2019/390 ESAS, 2020/162 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Şikayet (İcra Memur Muamelesi)|Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine çek alacağından dolayı takip başlatıldığını, borca ve faize itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin çeki avans olarak verdiğini ancak karşılığında malların gelmediğini, ayrıca avalimdir yazısı ile ciro silsilesinin bozulduğunu, senedin kambiyo senedi özelliğini yitirdiğini söyleyerek takibin durdurulmasına ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

          Borçluların icra mahkemesine başvurusu yetkiye ve İİK 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK 169/a maddesi kapsamında incelenmesi gerekmektedir. Yetkiye itiraz yönünden yapılan incelemede; senetteki keşide yerinin Antalya olduğunu, takibe konu senedin keşide yeri itibariyle yetkili icra dairesinde takibe konulduğu anlaşılmakla, davacının yetki itirazına yönelik istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Borca itiraz yönelik olarak; İİK 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. HGK 14.3.2001 tarih 2001/12- 233 ve 20.6.2001 tarih 2001/12- 496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır....

          BORCA İTİRAZTAKİBİN DURDURULMASI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 366 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İzmir 1.İcra Müdürlüğü'nün 2009/5529 E. sayılı dosyası ile yapılan ilamsız takipte, borçlular süresinde verdikleri itiraz dilekçelerinde, icra müdürlüğünün yetkili olmadığını, borcun bulunmadığını, talep edilen faizin fahiş olduğunu,mükerrer takip yapıldığını ileri sürerek borca itiraz etmişlerdir. İcra müdürlüğünce, itiraz konusunda herhangi bir işlem yapılmamış, sadece itiraz dilekçesi havale edilmiştir. İcra müdürlüğünce, takibin durdurulması gerekirken aksi yönde işlem yapılması doğru değildir. O halde mahkemece şikayetin kabulü ile müdürlük işleminin iptaline karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir....

            itiraz niteliğinde olduğu ancak ispatlanamadığı gerekçesi ile istinaf başvurusu kısmen kabul edilerek mahkeme kararının kaldırıldığı, borca itirazın reddine ve İİK'nun 169/a-6 maddesi uyarınca hükmolunan 90.000,00 TL tazminatın borçludan alınarak alacaklıya verilmesine karar verildiği görülmektedir....

              dan kalan mirası kayıtsız şartsız olarak reddettiğinin tesciline, diğer davacı ... yönünden ise davanın tefrikine karar verildiği anlaşılmıştır.O halde; mahkemece, terekenin borca batık olması nedenine dayanan mirasın reddi davasının, şikayetçi borçlular tarafından takibin başlatılmasından önce açıldığı ve halen derdest olduğu nazara alınarak, bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, itiraz süresi içerisinde alınmış bir reddi miras kararı bulunmamasına rağmen varmış gibi değerlendirme yapılarak borçluların talebinin borca itiraz olarak nitelendirilmesi yerinde olmayıp, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu