Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan, mülga 6762 sayılı TTK'nun 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay olup, asıl borçlu yönünden zamanaşımı dolmuş ise de borçlunun talebi icranın geri bırakılması olup, İİK’nun 71. maddesinin atfı ile İİK’nun 33/a maddesi uyarınca da takibin kesinleşmesinden sonra borcun zamanaşımına uğraması durumunda icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken mahkemece takibin iptal edilmesi de yerinde değildir. O halde, ilk derece mahkemesince, borcun zamanaşımına yönelik icra kefillerinin taleplerinin reddine, asıl borçlunun talebinin ise kabulü ile icranın asıl borçlu yönünden geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir." gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur. B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılar ..., ... ve ...'...

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı hakkında başlatılan 2015/380 Esas sayılı icra dosyasının bir yıl işlem yapılmadığı gerekçesiyle işlemden kaldırıldığını ve 2018/9 Esas sayısını aldığını, borçlu T1 yönünden takibin kesinleştiğini, takibe yapılan itirazın icra müdürlüğü tarafından 31/01/2018 tarihinde reddine karar verildiğini, borçlunun takipten haber olduğunu, zaman aşımının söz konusu olmadığını, davacının iddialarının takibin kesinleşmesine müteakip 7 günlük şikayet süresi içerisinde yapılması gereken iddialar olup bu iddiaların bu davada dinlenilmesine gerek olmadığını belirterek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, zamanaşımı sebebiyle icranın geri bırakılması (İİK m.71/2, 33/a) istemine ilişkindir....

    Davalı alacaklı tarafından iki adet bonoya dayalı olarak 26/05/2009 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapılmış, davacı borçluya ödeme emri 08/06/2009 tarihinde tebliğ edilmiş, 23/06/2009, 03/05/2010 tarihlerinde haciz istenilmiş, bilahare dosya işlemsiz bırakılarak 10/03/2015 tarihinde yenilenmiştir. 03/05/2010 tarihinden 10/03/2015 tarihine kadar icra dosyasının işlemsiz bırakılması nedeniyle 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasına dair kararı yerinde olup, davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Dosya kapsamına, toplanan delillere, Ankara 6....

    Bu durumda, menfi tespit davasının açıldığı tarihe kadar, 10 yıllık alacak zamanaşımı süresi dolmamış ve 27.06.2002 tarihinde menfi tespit davasının açılması ile zamanaşımı kesilmiştir. Sözkonusu davanın kesinleşme tarihi olan 27.09.2010'dan sonra zamanaşımı işlemeye başlayacağından şikayet eden borçlular hakkında zamanaşımının oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Ayrıca, kefaletin sona ermesi ve kefilin borcundan kurtulmasına ilişkin BK.nun 598. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı hususu yargılamayı gerektirip dar yetkili icra mahkemesinde ileri sürülemez. O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle zamanaşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 12/03/2013 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, takibin kesinleşmesinden sonra 24/10/2013 tarihinde borçluya ait bulunan araçlar üzerine haciz konulmasına karar verildiği, 30/10/2013 tarihinde hacizlerin kaldırılmasının talep edildiği, bu tarihten sonra alacaklı tarafça 11/06/2019 tarihli yenileme tarihine kadar başka işlem yapılmadığı ve 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, mahkemece zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğinden diğer talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararda bir isabetsizlik görülmemiştir....

      Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde; takibin zaman aşımına uğradığını, asıl borçlunun vefat etmiş olması nedeniyle, kefil olan müvekkilinin borç ile ilgili sorumluluğunun sona erdiği yönündeki taleplerinin de reddedildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca, Uyuşmazlık, kira alacağının tahsilini teminen başlatılan ilamsız icra takibinde, borca itiraza ve takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ait zaman aşımına istinaden icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. A- DAVACI TARAFIN TAKİBİN KESİNLEŞMESİNDEN SONRAKİ DÖNEME AİT ZAMAN AŞIMINA İSTİNADEN İCRANIN GERİ BIRAKILMASI İSTEMİ YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEMEDE; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147/5. maddesi (818 sayılı BK.nun 126/4. maddesi) uyarınca kira alacaklarında zamanaşımı süresi 5 yıldır. Zamanaşımı alacağın muaccel olduğu tarihte işlemeye başlar (TBK 149.md.-BK 128.md.)...

      ye ait üç adet taşınmazı üçüncü bir kişiden 17.08.2006 tarihinde satın aldığını, alacaklı tarafından dosya borçluları ve kendisi hakkında açılan tasarrufun iptali davasının kabulü nedeniyle davaya konu taşınmazların kira alacaklarına haciz konulması sebebiyle borçlu durumuna düştüğünü belirterek alacaklının süresinde haciz talebinde bulunmadığını ve dosyanın işlemsiz bırakılması sebebiyle zamanaşımına uğradığını ileri sürerek icranın geri bırakılması talebinde bulunduğu, mahkemece, tasarrufun iptali davası açılması ile zamanaşımının kesildiği, kararın kesinleşmesinden sonra da takip işlemlerine devam edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Hukuk Genel Kurulu'nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-210 E., 2004/208 K. sayılı kararında ise; taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için, haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu olduğu vurgulanmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından ticari kredi alacağına dayalı olarak genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takibe karşı borçluların, zamanaşımının dolduğunu ileri sürerek icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece, şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, ilamsız takibe konu edilen alacak ticari krediden kaynaklı para alacağıdır....

          Dava: İcra İflas Kanunu 33/a Maddesine Göre Açılmış, Zaman Aşımı Nedeniyle İcranın Geri Bırakılması Davasına İtiraz Davasıdır. .... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasının incelenmesinde: alacaklı ..., tarafından borçlu ... aleyhine ... seri numaralı 4 adet çeke istinaden toplam 48.327,20.-TL alacak için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine girişildiği anlaşılmıştır. 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 6/1.maddesi; “Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü süreler eski hukuka tâbidir.” hükmünü, 6762 Sayılı TTK' nun 726. Maddesi; "Hamilin; cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren üç yıl * geçmekle müruruzamana uğrar." hükmünü, 6762 Sayılı TTK' nun 662....

            Hukuk Dairesi'nin 2021/1865 Esas sayılı dosyasında 11/08/2021 tarihinde icranın geri bırakılması talebinin kabulüne karar verildiği görülmüştür. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nin 2021/1865 Esas sayılı dosyasında verilen icranın geri bırakılması kararında, alacak kalemleri ve tahliye ile ilgili bir ayrım yapılmadığı, bu nedenle alacak kalemleri ile birlikte taşınmazın tahliyesi istinaf incelemesi sonuna kadar geri bırakıldığından memur işlemi usul ve yasaya uygun değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerinde takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

            UYAP Entegrasyonu