hakkında şikayetin yasal süre içerisinde yapılmaması nedeniyle İİK'nın 347. maddesi gereğince şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde “ceza davalarının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına” kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, hükümlerin BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hüküm fıkrasından, “...davanın ölüm nedeniyle ortadan kaldırılmasına” ve “...ceza davalarının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına“ ibareleri çıkartılarak, hüküm fıkrasına “....TCK'nın 64/1. maddesi gereğince davanın düşürülmesine” ve “...İİK'nın 347. maddesi gereğince şikayet hakkının düşürülmesine” ibareleri eklenmek suretiyle başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA...
e isnat edilen alacaklıdan mal kaçırmak kastiyle mevcudunu eksiltmek suçunun işlendiği 27.08.2002 tarihi itibariyle yasada öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre; karar tarihine kadar sanığın lehine olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 5 yıllık asli ve 7.5 yıllık kesintili dava zamanaşımı sürelerinin dolmuş olması sebebiyle, sair yönleri incelenmeksizin hükmün İİK’nun 366. maddesi gereğince BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’un 322/1 ve 765 sayılı TCK’nun 102/5 ve 104/2. maddeleri uyarınca bu sanıklar hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle ORTADAN KALDIRILMASINA, 21.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
CEVAP Davalı T11 A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil davalı şirketin alacağı ipotek alacağı olup ipotek de limit ipoteği olduğundan sıra cetvelinde de belirtildiği üzere; satış bedelinin 400.000,00 TL.sının limitle sınırlı olarak müvekkil şirkete ödenmesine karar verildiğini, şikayet eden-davacı tarafından müvekkil şirketin ipotek alacağına ,miktarına ve sırasına yönelik herhangi bir itiraz/şikayet bulunmadığını, davacı/şikayet edenin şikayeti ve itirazı müvekkil şirketin alacağından sonra bakiye kalan miktarın sırasıyla ilgili olduğunu, işbu şikayet ve dava müvekkil şirketin alacağını sıra ve miktar yönünden hiçbir şekilde etkilemediğini, bu nedenle müvekkil şirketin alacağına ve sırasına yönelik herhangi bir itiraz bulunmadığından sıra cetveli müvekkil şirket yönünden kesinleştiğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Şikayet olunan vekili, yargılama sırasında esasa ilişkin bir beyanda bulunmamıştır. Mahkemece, şikayetin kabulüne yeniden derece kararı düzenlenmesine dair verilen karar, şikayet olunan vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizce 15.03.2012 tarih ve 2011/5002 E, 2012/ 2050 K sayılı ilamı ile gerekçesi değiştirilerek onanmıştır. Bu kez, şikayet olunan... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara,mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, şikayet olunan vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan HUMK'nun 440....
Mahkemece, 09.03.2009 tarihli sıra cetvelinde şikayet olunan Vergi Dairesi'ne garameten ayrılan paydan ikinci sırada bulunan şikayetçinin alacaklı olduğu icra dosyasındaki 11.851,40 TL alacağının ödenmesi, kalan kısmın ise şikayet olunan Vergi Dairesi'ne verilmesini sağlayacak şekilde sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi gerekirken, payına itirazı olmamasına rağmen şikayet dışı Ş. A. alacaklı olduğu dosyaya sıra cetvelinde ayrılan paydan daha fazla ödeme yapılması, yine kendisine pay ayrılmayan ancak itirazı olmayan şikayet dışı J. C. alacaklı olduğu dosyaya pay ayrılması ve şikayetçiye sıra cetvelinde belirtilen borç miktarından daha fazla pay verilmesi sonucunu doğuracak ve kazanılmış hakların gözetilmesi gerektiğine işaret eden bozma ilamına uygun olmayacak şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Davalı şirket vekili, davacının belirsiz alacak davası açtığını, bu konuda hukuki yararının bulunmadığını ileri sürmüş ise de; davacının dava dilekçesinde belirsiz alacak davası açıldığı konusunda ibare bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmi dava türünde görülerek sonuçlandırıldığı anlaşılmakla, davalı şirket vekilinin davanın usulden reddi gerektiğine ilişkin istinaf itirazı ve davalı vekilinin zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir....
İcra Mahkemesi İ.İ.K.nun 331. maddesine aykırılık suçundan sanık ... hakkında açılan davada beraat kararı verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının onama istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Müşteki vekili tarafından 24.8.2004 tarihinde sanığın İcra ve İflas Kanunu’nun 331 ve 332. maddeleri gereğince cezalandırılması için şikayet dilekçesi verildiği halde hükmün, şikayet edilen eylemlerden sadece anılan kanunun 331. maddesine muhalefet etmekten dolayı kurulması ve İcra ve İflas Kanununun 332. maddesine muhalefete ilişkin şikayet hakkında zamanaşımı süresi içerisinde her zaman karar verilebileceğinin mümkün görülmesi karşısında bu husus bozma nedeni yapılmamıştır....
İcra Müdürlüğünün 2018/8803 E sırasına kaydının yapıldığı, örnek 10 ödeme emrinin borçluya 07/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 16/07/2019 tarihinde zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmıştır. Somut olayda, icra mahkemesince borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 07/07/2019 olduğu, borçlunun bu tarihten önce takip dayanağı senetlerin zamanaşımına uğradığı iddiasıyla zamanaşımı itirazında bulunduğu, bu haliyle başvurusunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı itirazı İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, anılan maddede başvurunun İİK'nun 168. maddesinin 5. bendi gereğince 5 günlük süreye tabi olduğu hususu düzenlenmiştir(Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 29/06/2020 tarih 2019/14316 Esas 2020/5781 Karar sayılı İçtihadı)....
a disiplin cezası(uyarma) verildiği, davacı-karşı davalının itirazı üzerine Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulunca iş bu temyize konu dava dosyasının sonucu beklenmeli denilerek kararın bozulduğu, ...Barosu Disiplin Kurulunun bozmaya uyarak, zamanaşımı nedeni ile dosyayı işlemden kaldırdığı anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen ilkeler ve saptanan olgular ışığında, davalının davacı hakkındaki şikayetinde az da olsa emare vardır.Bu kapsamda davalı-karşı davacının yasal şikayet hakkını kullandığı anlaşıldığından, davalı-karşı davacı yönünden hukuka uygunluk nedeninin gerçekleştiği kabul edilmelidir. Mahkemece, asıl davanın da reddine karar vermek gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
sayılı ödeme emirlerine konu borçların kaldırılması talebiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddi işleminin iptali istemine ilişkindir....